Viyolonselci doğduğu andan itibaren genç yaşta ölmeye mahkumdu,görebileceği baharların sayısı kırk dokuzla sınırlıydı,oysa bu durumda,yüzsüzce elli yaşını doldurmuş,bunun ötesinde kadere,kısmete,talihe,burçlara ve alın yazısına,hasılı gayet insani bir duygu olan yaşama arzumuza meşry ve gayrimeşru tüm yöntemleri kullanarak ket vuran bütün unsurlara karşı çıkmıştı.Ölümün tüm itibarı sallanmıştı.