John Gwynne, eşi ve dört çocuğuyla birlikte Doğu Sussex’te yaşarken çeşitli kulvarlarda fazlaca ilgi gören önemli fantastik serileri kaleme almış. Ayrıca ilk romanı Malice’le 2012’de David Gemmell Morningstar Ödülü’nü kazanmış.
Elvar, Orka ve Varg…
Tehlikeli bir arayışın içindeki bir avcı, savaş şöhretinin peşine düşüp ayrıcalıklı hayatı reddeden bir soylu ve Kan Yeminliler olarak bilinen ünlü paralı askerlerin arasında intikam peşinde koşan bir köle… 300 yıl önce savaşarak kendilerini yok eden Tanrılar, Vigrid topraklarını tehdit etmeye devam eder. Farklı hayatlar yaşayan bu üç savaşçı bir yandan yeni maceralara atılıp kendi emelleri uğruna mücadele ederken, diğer yandan da bir efsanenin doğuşuna şahit olurlar. Artık onlar için ölüm, kan ve kaos kaçınılmazdır.
Kült bir tarih serisinin yanında polisiye klasikleri okurken araya bir de fantastik seriler sıkıştırdık. Açıkçası bu türde fazla okuma yapmadığım için çekiniyordum. Birkaç denememde de fantastik öğelerin haricinde aşk, romantizm, genç yetişkin diyaloglarıyla karşılaşınca türden iyice soğumuştum. Artık rahatlıkla söyleyebilirim ki; aranan kan bulundu. Kitabı çok beğendim, bize çok farklı ve lezzetli bir okuma deneyimi sundu, hakkında saatlerce konuşabilirim. Hoş duramadım da zaten hafta sonu kitap fuarında aldım soluğu. @martiyayinlari standındaki birbirinden tatlı görevli arkadaşlarımla serinin kritiğini yaptık bolca, güzel bir anı oldu :)
satir.arasindaki.kiz
The Bloodsworn Saga serisi:
The shadow of the gods (2021)
The hunger of the gods (2022)
The fury of the gods (2024)
Beden aracılığıyla bir uçtan diğer uca yaşanan bir hayat ve ölüm, zaman, ahlak, yasaklar ve hukuk deneyimi, total bir insanlık deneyimi olarak gördüğüm şeyi kelimelere dökmeyi bitirdim.
"Her şey her zaman, içinde olduğumuz anda gerçekleşir, başka bir an veya başka bir fırsat yoktur. İnsanlar, geçmişi ve geleceği sürekli düşünerek yaşamın özü olan şimdiyi kaçırır- lar ve bunun farkına bile varmadan ölüm anında pişmanlık- larla çekip giderler. Änı kaçırmak aslında hayatı ıskalamak demektir. Ne kadar enteresan; bize verilen en
Fyodor Dostoyevski Fyodor Dostoyevski 1821-1881 yılları arasında yaşamış, ciğer kanaması nedeniyle 59 yaşında vefat etti. Yazar, denemeci ve gazeteciydi. Dünya edebiyatının en büyük romancılarından biri olarak görülmektedir. Dostoyevski'nin eserleri on üç roman, üç kısa roman, on yedi kısa öyküden oluşur.
Dostoyevski'nin hassas bir fiziksel yapısı
Not: Bu inceleme, bir incelemeden çok daha fazlasıdır.
Yazım uzun olduğu için ve anlaşılma kolaylığı sağlamak adına sekiz bölüme ayırdım ve böylece daha ilgi çekici olduğunu düşündüğünüz yerlere gidip okuyabilirsiniz:
– Giriş
– Kitapla İlgili Düşüncelerim
– Nietzsche'nin Ailesinin Sağlık Geçmişi
– Nietzsche'nin Sağlık Geçmişi
– Turin
"Ölüm nedir ki zaten?" diye devam etti Gringoire coşkuyla. "Kötü bir an, bir geçiş deneyimi, azıcık bir şeyden hiçe geçiş. Megalopolisli Kerkidas, ölüme gönüllü olarak gidip gitmeyeceğini soran birine şöyle cevap vermiş: 'Neden olmasın? Zira öldükten sonra o büyük adamları göreceğim: Filozoflardan Pisagor, tarihçilerden Hekataios, şairlerden Homeros, müzisyenlerden Olympos..."
Yu Hua'nın Yaşamak romanı, Çin'in Kültür Devrimi'nin gölgesinde hayatta kalmaya çalışan bir ailenin hikayesini anlatan sürükleyici bir roman. Zenginlikten yoksulluğa düşen Fugui ve ailesi, açlık, hastalık ve siyasi zulüm gibi türlü zorluklarla karşı karşıya kalıyor.
Roman, sadece bir ailenin dramı değil, aynı zamanda o dönem Çin'inin kaotik atmosferini de yansıtıyor. Yu Hua, yalın ve akıcı diliyle okurları Fugui'nin gözünden bu çalkantılı döneme sürüklüyor.
Yaşamak'ı okurken
* Çin'in yakın tarihine dair çarpıcı bir bakış açısı ediniyorsunuz.
* Aşk, aile, ölüm ve hayatta kalma gibi evrensel temalar üzerine düşünüyorsunuz.
* Fugui ve ailesinin cesaretine ve dayanıklılığına hayran kalıyorsunuz.
* Sürükleyici bir hikayenin keyfini çıkarıyorsunuz.
Kısacası, Yaşamak, hem edebiyat severler hem de tarih meraklıları için keyifli ve bilgilendirici bir okuma deneyimi sunuyor. Zorluklara rağmen umudunu kaybetmeyen bir ailenin hikayesi sizi derinden etkileyecek.
Eğer
* Duygu yüklü hikayelerden hoşlanıyorsanız
* Çin tarihiyle ilgileniyorsanız
* İnsan ruhunun gücüne hayran kalmak istiyorsanız
Yaşamak tam size göre bir kitap!
Montaigne'in "Denemeler"i, sadece bir kitap değil, yazarın kendi ruhunun derinliklerine yaptığı bir keşif gezisidir. Bu eser, okuru da bu keşfe ortak ederek, insan olmanın anlamı üzerine derin düşüncelere sevk eder.
Montaigne, denemelerinde ahlak, eğitim, dostluk, ölüm gibi evrensel temaları ustalıkla ele alırken, bunu yaparken son
Çiçekler ardındaki göğün maviliğini basit bir farkındalık ve arzu düzeyinde yaşantılamak, haz ve deneyimi sürdürme ya da yineleme isteği getirebilir, fakat çiçeklerin sarı, göğün parlak olduğu bir dünyada yaşayan kişinin ben olduğumu ve bunu bir arkadaşımla paylaşarak zevkimi artırabileceğimi fark etmek, yaşam, aşk, ölüm ve insan deneyiminin diğer temel sorunları için derin anlamlar taşır. Tennyson'ın çatlak duvardaki çiçeği gördüğünde söylediği gibi: "Tanrı ve insanın ne olduğunu anlayabiliyorum." İnsan yaratıcılığının ortaya çıktığı boyut budur. İnsan saf hazla kalmaz, deneyimini diğer insanlara ileteceğini umduğu bir resim çizer ya da bir şiir yazar.
F. Scott Fitzgerald'ın usta kaleminden çıkan ve sonradan David Fincher'ın yönetmenliğinde sinemaya uyarlanan Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi, sıradışı bir karakterin gözünden varoluş, aşk, ölüm ve zamanın doğası gibi evrensel temaları işleyen etkileyici bir eser.
Benjamin'in tersine yaşlanma hikayesi, okuyucuları farklı bir bakış açısıyla düşünmeye teşvik eden oldukça özgün bir kurguya sahip. Yaşamın farklı aşamalarını ters sırayla deneyimleyen Benjamin'in gözünden, sevginin, kaybın, dostluğun ve ailenin anlamı sorgulanıyor. Bu olağandışı kurgu, okuyucuyu hikayenin içine çekerek, zamanın akışı ve hayatın kırılganlığı üzerine düşünmeye teşvik ediyor.
Benjamin'in hayatı boyunca deneyimlediği zorluklar, kayıplar ve sevgi dolu anlar, okuyucularla duygusal bir bağ kurmasını sağlıyor. Hikayede işlenen zamanın doğası, ölüm, sevgi ve varoluş gibi evrensel temalar, esere derinlik katıyor ve okuyucuyu düşünmeye sevk ediyor. Karakterimizin farklı yaşlarda yaşadığı deneyimler, ona hayatın anlamı ve değerleri hakkında önemli dersler vererek, okuyucuyu da bu konularda düşünmeye teşvik ediyor.
Sonuç olarak baktığımızda Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi, 50 sayfalık bir kitap olmasına rağmen orijinal kurgu, duygusal derinlik, felsefi sorgulamalar ve başarılı karakter tasviri ile öne çıkan etkileyici bir eser. Hikayenin bazı kısımlarının hızlı ilerlemesi ve bazı karakterlerin yeterince derin olmaması gibi bazı eksiklikleri olsa da, Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi, farklı bir bakış açısı arayan ve evrensel temalar üzerine düşünmek isteyen okuyucular için etkileyici bir okuma deneyimi sunuyor.
Ölümle yüzleşmenin hayattan bütün amaç duygusunu çekip alan bir çaresizlikle sonuçlanması gerekmez. Aksine daha dolu bir hayata açılan bir uyanış deneyimi olabilir bu yüzleşme. Yaşamın fizikselliği bizi yok etse de ölüm fikri bizi kurtarır.
Lacan'a göre ölüm, dehşete düşürücü bir parçalanma deneyimi ve kişinin kendisini kurgusal imge ile karşılaştırma ve ( ya da) bu imgede kendisinin yok olması sonucunda yaşadığı kaybın ardından, inkar edilmektedir. [Ölüm] bir risk ya da gelecek yok olma yazgısı olarak değil, ama kökenden itibaren yer alan ve paradoksal bir şekilde, yabancılaşmada, varlık boyutunu açan bir şey olarak temsil edilir: Varolmak, zaten ölmüş olmaktır, ama, buna karşılık, ölmek varolmaktır.
Sayfa 469 - Lacan ve Ölüm, Meltem KütahneciKitabı okuyor
SPOİLER İÇERİR!
Sanırım senenin ilk incelemesini bu seriyle yapıyorum. Biraz paslandım ama bu seri bence incelemeyi hak etti.
İlk kitabın daha ilk bölümünden seriyi çok seveceğimi biliyordum. 6 yaşında küçük Fitz'in bırakıldığı kalede başlayan öykümüz bence çok güzel dallanıp budaklandı. İlk kitapta oluşan Fitz ve Burrich bağının her
#Schopenhauer
*Yazar
#Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve