Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hakikati bulan, başkaları farklı düşünüyorlar diye, onu haykırmaktan çekiniyorsa hem budala hem de alçaktır.
Ba'sin hakikati, ölüleri yeni bir neş'etle inşa edecek şekilde diriltmeye râcidir. Cehalet en büyük ölüm, ilim en şerefli hayattır. Allah Teâla Aziz Kitabında ilim ve cehaletten bahseder ve bunları hayat ölüm diye isimlendirir. Buna göre her kim bir başkasını cehaletten bilgiye yükseltirse onu yeni bir neş'etle inşa etmiş, ona tertemiz bir hayat bahsetmiş olur. Şayet kulun insanlara ilim yoluyla fayda vermek ve onları Allah yoluna davet etmekte bir rolü bulunuyorsa, işte bu diriltmenin(ihya) bir türüdür. Bu ise peygamberlerin ve onlara vâris olan ulemânın mertebesidir.
Reklam
Bir insanın ölmesi sonucunu doğuran bütün şekiller ve haller, hastalıklar, felçler, cinayetler, kazalar, doğa olayları; sadece bu icap zorunluluklarını, o varlığın sonraki gelişim ve tekâmülüne en uygun gelecek tarzda yerine getirmek içindir. Bu hakikati öğrendikten sonra artık ölümü ve ölüme neden olan halleri birer "felaket diye kabul etmenin hiçbir manası kalmaz. Buradaki bütün dava, ölüm denilen, bu alt ortamdan üst ortama geçiş sırasında; insanın alt ortamda iken, yani dünyada iken kendisinden beklenen işleri layıkıyla bitirmiş bulunması ve başarıyla, hayatını geçirirken kendisinin biricik rehberi olan vicdanının yüksek realitelerinden ayrılmamış bulunması gerekir. Böyle yaptıkça, hem o yüksek realitelere uymakla doğru yolu kaybetmemiş olur, hem de vicdanının böylece daha ileri gelişimlerini sağlayarak, onun kudretlenen rehberliğinden o oranda çok yararlanmış bulunur. Ο hälde dünyada vicdan, tekamül yolunda insanların en kudretli dayanağı ve kurtarıcısıdır.
ve kudüs şehri. gökte yapılıp yere indirilen şehir. tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri. altında bir krater saklayan şehir. kalbime bir ağırlık gibi çöküyor şimdi. ne diyor ne diyor kudüs bana şimdi hani şam'dan bir şamdan getirecektin dikecektin süleyman peygamberin kabrine ruhları aydınlatan bir lâmba ifriti döndürecek insana: söndürecek
alınyazısı saati
"Neydi şimdi beni yoklayıp duran kimsesizliğim, ölüm korkusu mu? Her canın hakikati ama hırsların unutturduğu ölüm mü? Bir Allah dostunun müthiş sözü geliyor aklıma: "Aferin hırsa! Ne kadar da adaletli... Herkesten önce sahibini yiyip bitiriyor."
burada da dünyanın her yerinde olduğu gibi insanların kalpleri neyle doluysa gözleri hemen onu görür. Ve yine halkımız, kendi uydurduğu hakikati, hakikatin gerçek içeriğine tercih eder.
Sayfa 21 - İletişim Yayınları 1. Baskı 2020 İstanbulKitabı okudu
Reklam
artık yolun uğramaz bilirim toprağıma ömrüm yanıp yıkılmış harap ölüm sayfası sen orda hakikata çevirirken yalanı ah, yalana çevirdim ben burda hakikatı
Her birimiz tek başımıza ölüyoruz ve bütünüyle ölüyoruz; bu iki hakikati çoğu kişi reddeder, çünkü çoğu insan yaşadığı süre boyunca uyuklar ve yok olacağı anda uyanmaktan çekinir. Yalnızlık, ölümün okullarından biridir, çoğunluk asla bu okula giremez, bütünlük başka bir yerde elde edilemez, aynı zamanda yalnızlığında ödülüdür bütünlük. İnsanları birbirinden ayırt etmek gerekirse, insanlar üç takıma ayrılır: Uyurgezerler, ki bunlar bunlar sürüyledir; aklı başında ve duyarlı olanlar iki düzlemde yaşarlar ve kendilerinde neyin eksik olduğunu bilerek, hiç bulamadıkları şeyi aramaya çalışırlar; tinsel insanlar iki kez doğmuşlardır, tek başlarına ölmek ve bütünüyle ölmek için düzenli adımlarla ölüme doğru yürürler, ölüm anını, yerini ve tarzını tesadüfen de olsa seçemedikleri durumda, gündelik işleri küçümsedilerini belirtmenin tek yoludur bu onlar için. Uyurgezerler putperesttir; aklı başında ve duyarlı olanlar mümindir; iki kez doğmuş tinseller, uyurgezerlerin hayal edemedikleri, ötekilerin ise tahayyül bile edemediği şeye taparlar tinde, çünkü onlar kâmil insanlardır, dolayısıyla zaten elde etmiş oldukları şeyi ne aramaya kalkışırlar ne de ona taparlar, çünkü kendileri odur zaten.
Çünkü bedenin düşüncesi ölüm, fakat ruhun düşüncesi hayat ve selâmettir. Hakikati arayan hayata erer; ve şerrin ardından giden kendi ölümü için gider. Yol var ki, adamın önünde doğru görünür, fakat sonu ölüm yollarıdır. Boş lakırdı insanı yoksulluğa götürür.
Dünyayı ve Cenneti aynı anda bir arada bulunduran bir zihinde, ikisinin de uzlaştığı bir buluşma noktası nasıl olabilir? Onlar düşünsel seviyede gerçek gibi görünseler de hakiki değildirler çünkü onları düşünen zihin, düşüncelerinin Tanrı’dan ayrı olduğuna inanmaktadır. Bölünmüş olan zihin ile sonsuza kadar Bir olan Zihin nasıl birleşir? Nasıl bir plan hakikati bozmadan muhafaza eder, illüzyonların yarattığı ihtiyaçları fark eder ve saldırı veya acı olmadan hepsini yok eder? Tanrı’nın Düşüncesi’nden başka hangi plan hiç olmamış suçları ve illüzyonları unutabilir? Kutsal Ruh bu planı, Tanrı’nın yarattığı şekliyle Sizin de bir olduğunuz Zihin’de korudu. Kaynağı sonsuzluk olduğu için, Tanrı’nın planı zamanın etkilerinden muaftır. Fakat işlevini zaman içerisinde gösterir; çünkü siz zamanın gerçek olduğuna inanırsınız. Kutsal Ruh, sarsılmaz bir şekilde suç, acı, ölüm, ağıt ve kayıp görüntülerinize bakar. Fakat O, tek bir şeyin hakiki olduğunu bilir; Tanrı her zaman Sevgi’dir ve bu görünen, O’nun Niyeti değil.
Sayfa 99
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.