Öğle uykusundan uyanırken deniz yükselirdi, bilirdim, her gün o satta yükselirdi. Kendimi büyümüş bulurdum. Birbiri arkasına uyanırdım. Koştuğumu anlamadan. Cilalı taş ormanları içinden geçerdim. Düş, doğaya dönüşürdü. Yoksa hangi çiçek büyüyebilir ki!
Uykunun çiçekli perdesi duvara vurmuştu ama o sabırsız, damıtık, büyü bilmez ışık, imgelemin
SUYUN AYAK SESİ
Annemin sessiz geceleri için!
Kaşan şehrindenim
Fena sayılmaz halim,
Bir lokma ekmeğim var, biraz aklım,
İğne ucu kadar da zevkim.
Annem var, ağaç yaprağından daha güzel,
“Var olmak mı olmamak mı, bütün sorun bu!
Düşüncemizin katlanması mı güzel,
Zalim kaderin yumruklarına, oklarına,
Yoksa diretip bela denizlerine karşı
Dur, yeter! demesi mi?
Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız
Bitebilir bütün acıları yüreğin,
Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o
Kafamın içindeymiş gibi hissediyorum saatin tik taklarını, boğuk bir ses sürekli olarak zonkluyor, hissediyorum tüm bedenimde, hiç bitmeyecek bir döngü gibi, tik tak, tik tak, tik tak…
Bugün 23. Gün ve değişen hiçbir şey yok. Her şey daha da kötüleşti, sanki yıllardır bu şekilde yaşıyormuş gibi hissetmeye başladım, perdeyi dahi aralayıp dışarı
Merhabalar!
Şimdi size içeriğin kırılma noktalarını anlatmadan kitaptan bahsedeyim. Aslında okuduğum ilk Doyle aynı zamanda da ilk Sherlock kitabı, sonuncu da olmayacak gibi.
Sanılanın aksine kitabımızda bizim canlandırdığımız kahraman Dr. Watson; Sherlock Holmes, bizim yardım etmekten hoşlandığımız bir arkadaşımız hem de ortağımız. Ünvanından da anlaşılacağı üzere Watson, çok da başarılı olmayan sıradan bir doktor ama Sherlock sayesinde hatrı sayılır bir ün kazanıyor, bunu okurken fark ediyorsunuz zaten. Sherlock’a bakacak olursak genel olarak ketum, içine kapanık, üst düzey bir olay yeri uzmanı diyebiliriz, ama ne uzman. Bu arada bahsetmeden geçmeyeyim ne kadar dostumuz olursa olsun Sherlock bize hep tepeden bakıyor. -e haklı olarak tabii, adamın hayatı plan üzerine kurulu.- Bu arada kitabımız tek bir maceradan oluşmuyor, içerisinde birbirinden güzel dört muhteşem macera var. -kitabımızın ismi maceralardan birinin ismi falan değil bu arada, son macerada geçen kısa bir cümle kitabın ismi yapılmış.- Size burada tabii ki maceraların içeriğinden bahsetmeyeceğim, okuyun ve kendiniz hissedin. ;)
Son birkaç söz söylemek gerekirse kitap hoş bir polisiye romanı, okurken her sahnesini içinizde hissedeceğiniz cinsten. Unutmadan ekleyelim kitabımız İngilterede geçiyor -kitabın bazı bölümlerinde farklı mekanları gezsek de genel olarak Londra’da geçiyor ayrıca o ünlü Baker Sokağı 221B unutulabilir mi hiç!-
“Deniz havası, güneş ışığı ve sabır Watson; gerisi kendiliğinden gelir.”
İyi okumalar...