Ömrünün fasl-ı baharını neden aynı döngüye mahkum eder insan...
Kendi kabuğunu aşamayan,
hep aynı sığlıkta debelenerek kendini kurban eder mi insan.
Adım silinsin,izim kalmasın istiyorum demiştim ya Ali Lidar'ın "belki kadar kesin ve keşke kadar imkânsız" dizesine takılı kalmışken..
Zaten bı iz bırakmadan kaybolup gidişime tesselli İbrahim tenekeciyi bulmuşken, hani o demişti;
"Rabbim sen olmasan Kimin aklına gelirim ben."
Seni hiç unutmayan Rabbine sunacak güzel bir hikayen yokken...
Yaşından yorgun..yaşam tembelliği sanılan bu ağrılar kimden emanet,hangi alemden sirayet bilmiyorum.
Durup durup ölüm var diyorum kalbime..
Kazınan 'huvelbaki'bile çok koşmaya, durmadan koşmaya yetmiyor....
Aklım kadar karışık, gönlüm kadar damıtılmaya muhtaç bir ömür bırakıyorum geriye..
Her adımda biraz daha savruluş...
Paranın getirdiği huzurun veya mutluluğun bir sonu vardır, bu son oldukça sancılıdır, can sıkıcıdır, hayal edilen, arzu edilen, çaba verilen, savaşılan, kalp kırıp, ego tatmini yaptığınız bir süreç sonrası elde ettiğiniz şey hiç arzu etmediğiniz, hayal etmediğiniz bir şey haline gelir. Para sizi özgür kılar, bu konuda kendisine hak vermek gerekir,
Hangi günlerin acısı Sabırsız kaldı
Hangi gecenin karanlığı aydınlanmadı?
Hangi Yanlızlık sadesi ile mezara girdi?
Acının derdini sabır üstlendi gün ışığında
Yanlız kaldı.
Hangi ölünün kefeni siyah tı hangi ölü duasızdı?
Kimi nefes alırken siyaha büründü kimi almadan beyaza. Adı ölüm dü. Diğeri nefesi hüzün.
Her imtihana acı gerekirdi her karanlığa aydınlık.
Biraz da Yanlızlık. sabır gerekirdi, sabır için yaşam . siyaha bürünmeden
Beyaza sarılmadan yaşam gerekirdi.
İstemeden doğduk istemeden öleceğiz. Yakınlarımız bizden önce ölecek. Belki dedeleriniz, anneanneleriniz öldü bile. Ya da ablanız, abiniz. Babalarımız, annelerimiz bizden önce ölecekler belki. Doğa karşısında çaresiziz, toplum karşısında çaresiziz. Kendimizi mutlu etmekten başka bir çaremiz yok. Kendimizi doğru anlamaktan başka çaremiz yok.
Koheleth şöyle diyor;
"Ölüm günü,doğum gününden daha iyidir." Çok uzun yaşamı arzulamak,yine de bir yürekliliktir. Çünkü bir ispanyol atasözü derki: "Çok yaşayan,çok da kötü şeyler yaşar"
Herhangi bir eserde intihar konusunu anlatmak, okura hissettirebilmek her zaman için zor olan bir anlatımdır. İntiharın somut gerçekliğinin tasviri bir yana, intihar sürecinde bir insanın içinde bulunmuş olduğu zihinsel bunalımlar ve mantıksızlıkların resmedilmesi her zaman için en zor olan anlatımlardan biridir. Birçok eser, birçok felsefi metin