Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tek mutluluğumun kaçmak olduğunu kavrıyorum. Her şeyden. Bütün çocuklardan, bütün acılardan, bütün sevgilerden, bütün doyumlardan, bütün gecelerden, bütün günlerden, evlerden, evliliklerden, aile bağlarından, her genç aydan, her ülkeden, her sınırdan, her sınırlılıktan, alışkanlıklardan, her dünyadan, her öteki dünyadan, her yaşamdan. Her gece ölüyorum. Sonra ölümden kaçıp yeniden canlanıyorum. Her yirmi dört saat, hem yaşam, hem ölüm..
Sevgi inandırıcı değildir. Düşüncelerin bulduğu, düşüncelerin biçimlendirdiği bir durumdur. Düşünüldüğü oranda büyür, derinleşir, büyütülür, derinleştirilebilir. Ne denli düşünülürse, o denli büyür. O denli dayanılmaz boyutlara ulaşır, ulaştırılır. Gerçekleştirilemez. Soyutlaşır. Ve hiç bir zaman bitmez. Yaşam gibi. Ölüm gibi.
Reklam
"Gerçekten de ölüm ve yaşam, şöhret ve tanınmışlık, acı ve zevk, zenginlik ve fakirlik, bunların hepsi hiçbir ayrım gözetmeksizin hem iyi hem de kötü insanların başına gelir. Çünkü bunlar ne onurlu ne de utanç vericidirler. Yani ne iyidirler ne de kötü."
"Meşgulsün, yaşam ise acele ediyor, istesen de istemesen de, vakit ayırman gereken ölüm eninde sonunda yanına varacak."
Türkiye'deki en vahşi vakalara en insani isimler veriliyor.sözgelimi geçen yıllarda gerçekleştirilen ve her ne olursa olsun yaşam haklarının mutlaka korunması gereken yüz yirmiden fazla siyasi mahkumun ölümüne neden olan cezaevi operasyonlarına verilen 'HAYATA DÖNÜŞ 'isminin verilmesi gibi.
Yaşanmamış yaşam ya da gerçekleştirilmemiş potansiyel ne kadar fazlaysa kişinin ölüm kaygısı da o kadar büyük olur.
Reklam
Doğduğumuz andan itibaren ölmeye başlıyoruz, oysa yalnızca sürecin sonuna geldiğimizde öldüğümüzü hissediyoruz ve bu son bazen inanılmaz uzun bir zaman alıyor. Ölüm dediğimiz şey, yaşam boyu devam eden bir sürecin son parçasından başka bir şey değil.
Sayfa 41
Mahpusta insanların ruh hali ve sağlığı pamuk ipliğine bağlıdır. Ölüm ile yaşam arasında sıkıştığın hücrede ya umutla yaşama tutunmaya çalışırsın ya da yaşamaktan vazgeçersin. Vücut az hareket edince kafa daha çok çalışır. Hayatının, yanlışlarının üzerinden defalarca geçersin.
Sayfa 81 - Alfa Yayınları, 2021
Gidiyorduk ve ağaçlar ne yüksek, temâşâ ne siyah! Bir yoldu bizden hiç çiçeğine uzanan. Yamaçlarda bir ölüm, dağ başında bir bulut, yaşam kenarında kuşlar. Sesleniyorduk: “Sensiz bir kapıydım dışarı açılan, engine bir bakış ve çöle yönelmiş bir sedâ.” Gidiyorduk, toprak korkuyordu bizden, ve zaman yağıyordu başımıza. Güldük: Uçurum sıçradı uykusundan ve gizliler saçtılar bir ses. Biz suskun, çöl kaygılı, ufuk bir sıra bakış. Oturduk, gözlerin uzak dolu, elim yalnızlık dolu, yerler uykulu. Uyuduk. Derler ki: Bir el gül deriyordu bir düşte.
Sayfa 171
Bak şu gül bile yalan söylüyor. Öyle taze bir duruşu var ki, mânâsı, "Ben solmayacağım, ben ebediyim"den başka bir şey değil. Yarına kadar solacak hâlbu- ki. Yalan söylüyor.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.