Bu eser İmam-ı Gazâli’nin “ İhyâu Ulumi’d-Din” adlı eserinin ‘Kitabü Riyâzeti’n-Nefs ve Tezhib’l Ahlak’ adlı bölümünün tercümesidir.
Eserde İmamı Gazali kalp hastalıklarının birçok kısmına işaret etmiş ve onların hususi tedavisi hakkında bilgiler vermiş.Eserse arapça hadislerin ve ayetlerin arapça metinleri yer alıyor.
Kötü ahlâk, zehirli yılan ve akrep gibidir.Eğer bir kişi size elbisenizin altında akrep olduğunu söylese, hemen elbisemizi çıkartır, o kişiyr minnet ve şükran duyarak bu duruma seviniriz, bir an önce akrebi üzerimizden atıp onu öldürmeye çalışırız.Oysa akrebin vereceği zarar bedenedir.Kötü huyların zararı ise kalbin derinliklerine nüfuz eder ve ölümden sonra binlerce yıl devam etmesinden korkulur.
Öğretici ve faydalı bir kitap.İyi okumalar
İlk gittiğim ortaokulumda çok gergin ortamlara karıştım. Akranlarla geçinemedim. Ölümden döndüm. Hafızam resetlendi. Bu ilk resetleme değildi. Varolduğum için kendimden nefret ettim sonra susturuldum. Kişilerden dolayı değil. Beynim susturdu zihnimi. Çoktandır sosyalleşmem geriye gitti ve bilim şunu öğretti: hikayeler değişir ama koşullardır önemli olan. Hem maddi hem manevi… olayda yumrukla kafamı masaya vurdum.
Suudi Arabistan'da doğdum. Babam orada akademisyenlik yapıyordu. Akdeniz çevresindeki ülkelerde çoğunlukla geçirilen bir genetik bozukluk varmış. Dengeli bir duygusallık geliştiremememin ilk kaynağı bu. Ben bu bozukluk yüzünden bakla sindiremiyorum, bazı ilaçları alamıyorum. Bir de takıntı olarak aldığım her ilacın yasak madde içerip içermediğini denetlemek zorunda kalıyorum. Çocukluğumu yaşayamamışım gibi geliyor çünkü denetleyen zihnim erken gelişti. Şu yaşımda hem çocuk gibiyim hem de yetişkin.
Mekke'de indirilmiştir. 27-29. ayetlerinin Medine'de indirildiği rivayet edilir.34 ayettir.Adını, lokmana verilen hikmeti konu edinen 12. ayetten almaktadır. Sure Allah peygamberlik ve ölümden sonra dirilişten söz eder.
"Sigarasından derin derin çekti. "Zorluklardan kaçtım," denemez. Sıkıntıları başkalarının sırtına da yüklemeyi düşünmedim. Arkadaşlar korkak olmadığımı bilirler. Ölümden korkmaz değilim. Ölüm tehlikesiyle karşı karşıyayken korkmak aklıma gelmez!" Gülümsedi ."Tehlike atladıktan sonra korkarım adamakıllı..."
Çok sonra öğreneceksin ki
Öğretmenin ölümün resmini
Çizmemiş tahtaya
Büyümenin resmini, acının resmini
İnsan bunları ancak
İhtiyarlık çağlarında
Yapayalnız öğrenirmiş
Dönüp o çocukla
Bir daha yaşayarak
Bunu da ölümden önce öğreneceksin.
(...)biz dünyayı kazanmış ve dünyayı kaybetmiş bir milletin çocuklarıyız. Her ölümden sonra bize dirim ve kalkınma mukadderdir, mayamızda ölmezlik var.
Daha düne kadar başka bir yaşantı sürdüren ben, ölümden kaçarken ölümün kucağına düşen ben, ucuz yaşantıların asıl kahramanı, ucuz şövalye romanlarının nesli tükenmiş son temsilcisi ben, bunu nasıl yapacağım? Ucuz geçmişimi nasıl inkâr edeceğim? Son aylarda kurmuş olduğum Yumuşakçalar Kırallığının nimetlerini nasıl terkedeceğim? Yas yakışır Turgut Özben'e diyerek gülünç karalar mı giyeceğim? Oysa ne şenlikler yapıldı onun ölümünden sonra: ne ihanetler yaşandı.
Ölümden sonraki yaşama, alın yazısına, kadere, şansa ya da pozitif düşüncenin gücüne inanmıyordu. İnsanların hak ettiğini bulduğuna, olan her şeyin bir nedeni olduğuna ( ne gibi bir nedeni olabilirdi ki?) ya da doğaüstü güçlerin insan yaşamındaki her şeyi etkilediğine de inanmıyordu. Bütün bu saçmalıklardan sonra geriye kalan neydi? İçine doğduğumuz koşulların rastlantısallığı, donatıldığımız genlerimiz, kendimize işkence etme ya da kendimizi zorlama konusundaki farklı istek seviyelerimiz ve karşımıza bir fırsat çıktığında bunu anlayacak zeka seviyesinde olmamız. Tabii çıkarsa.
Hızla gelişecek kalbimiz
AğlattıgL bir şey gibi tombul çocukların
Çağdaş her şeyin vurgusuna uyarak
Bir kesit gibi ölümden
Bir utku gibi aşktan
Öyle yalın. Hızla
Cinsleri çekici kılan, biraz da kutsal
kadın berberlerine, yünlü kumaşlara
Korkuluklu köprülere, kedilere
Ve çiçeklere, dürüstLüğe
Bir öğle vakti kadar sağlam ve kaim
Büyük bir savaştan sonra
kadının ve erkeğin birlikte olduğu
Bir büyük savaştan
Kalbimiz.
Yerin ve gökün altedilmez bir dirilikte olduğu
Tutkumuz, direnmemiz, ellerimiz, kalbimiz*
KaLbimiz
Kalbimiz hızla gelişecek.
İlahım! Senden ölümden önce uyanıklık diliyorum. Bizleri öldükten sonra, "yarım kalan işi" olanlardan eyleme. Son nefesimizi teslim olmuş olarak ve imanımızın en yüksek mertebesindeyken verebilmemizi nasip et.