Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ölüm, hakkında felsefe yapmamıza izin verir mi?
Birçok meslektaşım size ölümün felsefi bir sorun olmadı­ ğını söyleyecektir. Spinozanın bizzat kendisi, bilgeliğin ya­ şama değil de ölüme dair bir düşünüm olmasının, sağlıksız ve biraz sapkınca olduğunu söyler. Ölüm hakkında bir kitap yazmak istediğimi söylediğim birçok Marksist arkadaşım bana: “Hadi canım, 1996’da, Aya gitmenin mümkün oldu­ ğu bu zamanda, heyecan verici bunca şey varken gerçekten yazacak başka bir şey bulamadınız mı?” diye yanıt verdi. Yine de bir tanesi vardı ki bana: “Evet, elbette, herkes birilerini kaybetmiştir...” dedi. Felsefe tam da budur, aslında o kadar da faydalı olmayan şeyler yapmaktır.
Sayfa 11 - MonoKL Yay. 1. Baskı: Temmuz 2012Kitabı okuyor
İnsanın dünyaya gelişi, ilk ortaya çıkışı kendi gözünde, ilk gizemle ağırlaşmış değilmidir? Bu gizemi aynı zamanda erotizme ve ölüme bağlamıyor mu?
Reklam
İntihar eden yazar ve şairler (3) Kaan İnce..
Şair Kaan İnce, intihar ettiğinde 22 yaşındaydı. Ankara’da ailesiyle yaşıyordu. Bir gece otobüse binip İstanbul’a gelmişti. Kadıköy Rıhtımı’nda bir otel odası tutup odasının balkonundan sabaha karşı kendini boşluğa bırakmıştı. En yakınları ve arkadaşları dahil, kimse onun neden intihar ettiğine dair kesin bir yanıt bulamamıştı. Çünkü duyarlı bir insanın nerede ve nasıl derinden ve onulmaz bir şekilde kırıldığını, o kişinin kendisinden başka hiç kimse bilemezdi. Sıcak bir buğu düşürdüler ceplerinden, kışın gelişini gözlerime yıkan gölgeler, ölüme giderken. Sonuna vardım ufuk renginin, gündüz rüyalarımda gördüğüm. Gün sayıyor kör eşgalim. Sönüyor gülüşüm, gülün bağrında ikindi vakti. Zaman çağlıyor, ömrümü biçmeden. Çölde ıssızlık sürüsü gecelerim. Pencerelerden akan yollarda usulca büyüyor hüzün. İsyan dumanları. Bir kıyı, boğulduğum. Suçluyum. Talan edilmiş sokaklara yeleler taktım, yenilgilerimi asmak için. Korku salmış düş dudaklarına. Üzgünüm....
Karanlıkta Erimek
İnsan çırpındıkça bir bataklığa saplanıyor Yaşadıkça ölüme Çaresiz olmak bir şey değil Çaresizliğini kabullenmek zor geliyor insana
Sayfa 100
“…Şiddete dair en ufak bir kırıntı onu yaşamdan soğutur, tutunacak bir sevgi öğesi arar şiddetin içinde bile. Çünkü bilir ki o bir damla sevgiyi bulamazsa, ölecek. Umudu ölecek önce. ‘Umudun ölümü, beyin fişinin çekilmesi gibidir’ der hep Özgür. ‘Umudun ölürse, her gün kendini fiziksel ölüme hazırlarsın, bahaneler yaratırsın. Zira sevginin, merhametin veya umudun yokluğundaki karanlıkla yüzleşemez insan. Katiline sen katilsin diyemez…’
155 syf.
7/10 puan verdi
Felsefik tarzda bir psikoloji kitabı. Yazar Viktor Frankl, nazi kampında kendisinin ve tutsakların yaşadığı ıstırap dolu günlerini detaylarıyla anlattığı ve esirlerin bu süre içerisinde psikolojilerini analiz ettiği bir kitap. Insanin belki de her çeşit ıstıraba dayanabilecegini anlatıyor, eğer geleceğe dair umutlarınızı yitirmemişseniz. Geleceğe yönelik bir umudu olmayan bir insanın, çok çabuk tükenebileceği ve neredeyse ölüme götüren tek sebebin bu olduğu anlatılmış. Herkes farklı anlamlar çıkarabilir tabii. Asıl hayâti organımızın zihnimiz olduğu bir gerçek.
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202335,4bin okunma
Reklam
Bana istedikleri kadar, “Hayatın anlamını kavrayamazsın! Düşünme, yaşa!” desinler bunu yapamam. Çünkü bunu daha önce çok yaptım. Şimdi elimden gelen; geçip giden ve beni ölüme götüren günü ve geceyi izlemektir. İşte tek bunu görüyorum. Çünkü bu bir tek şey gerçektir. Geri kalan her şey yalan!
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
Ölümün yalnızca bir yok oluş olmadığı fikrine sığınmıştı. Başkalarının bilmediği şeyleri öğreteceklerdi ona. Hayata, daha da önemlisi ölüme, ölmeye dair şeyler. Aptalca bir beklentiydi bu elbette. Yaşamak yaşamaktı, ölmek de ölmek. Herkesin yaptığı bir şeydi bunlar. Başkalarının bilmediklerini bulup ortaya çıkarmanın bir dedektife faydası neydi ki?
Sayfa 89 - SiaKitabı okudu
Güncel İnsanoğlu sürümünün kalite kontrol testlerinde nasıl sonuçlar verdiğine dair istatik tutulabilir miydi? Doğumdan ölüme toplam kaç kez gülebilir veya kaç kez ağlanabilirdi? Başlangıçta belirlenmiş maksimum eşik var mıydı? Kaç ölüm kaldırabilirdi krateri andıran narin kalpler? Alaycı tebessümler ve samimi kahkahalar aynı sayıda mı kota kullanırdı?
Tam Göğsünüzün Ortasında Bir Yeriniz Acıyacak Evinizin sizi içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksiniz… Sokağa fırlayacaksınız… Sokaklar da dar gelecek… Tıpkı vücudunuzun yüreğinize dar geldiği gibi… Ne denizin mavisi açacak içinizi, ne pırıl pırıl gökyüzü… Kendinizi taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak
Reklam
Sevmek ve yok olmak
& Sevmek ve yok olmak: öteden beri uyum içindedir her ikisi. Sevmeye dair bir irade: Bu, ölüme ilişkin bir iradedir aynı zamanda. &
Sayfa 147 - @sayyayinlarıKitabı okudu
200 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
Kitap, Nietzsche'nin farklı iki dönemde yazmış olduğu şiirlerin derlemesinden müteşekkil. Deli (!) bir şairin yazdığı mısralar arasında yaşama ve ölüme dair bolca irdelemenin yer aldığı bu yapıt muhtemelen dil farklılığından kaynaklı şiir ahenginden bir parça yoksun. Ama "Nietzsche'nin kendisi bir ahenk" diye itiraz edenler için müthiş temalar da yok değil. "Şair, doğanın bir üründür. Hayvandır, akıllı değil, "hınzır" bir hayvan. Hakikatin ardında, yakalamayacağını bile bile..." Ss 12 Sevgi içimizde
Şen Bilim
Şen BilimFriedrich Nietzsche · Say Yayınları · 20191,042 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
33 saatte okudu
Oldukça etkileyici bulduğum bu eser üzerine kısa birkaç satır yazmadan geçemedim. Kim Hye-Jin Koreli bir yazar. Kadına dair toplum sorunları, iş hayatı ve barınma meseleleri üzerine kafa yoran bir kişilik. Toplumun dayattığı kimliklerimiz, her şeyi göze alarak savunduğumuz seçimlerimiz, oynamak zorunda kaldığımız rollerle doğumdan ölüme kadar süren yaşam mücadelemiz üzerine yazılmış sade olduğu kadar vurucu bir eser kaleme almış. “Oysa hayat durup sizi bekleyecek kadar hoşgörülü değildir...” Kadının toplumdaki yeri, kadınların birbirleriyle ilişkileri, yaşlılığın yıkıcılığı, cinsiyet rollerinin karmaşası çerçevesinde yazılmış etkileyici bir metindi. Kim Hye-Jin hem eğitimli hem eğitimsiz yalnız kadının çalışma hayatında karşılaştığı zorlukları, geleneksel aile yapısının çözülmesiyle beraber bireyin yeniden inşasını hayran olunası sadelikte bir dille aktarmış. Romanın esas karakteri olan anne, cinsel kimliği toplum tarafından reddedilen kız evladı, kızının partneri ve annenin bakıcılığını yaptığı demans hastası çevresinde dönen olaylar birbiriyle temasta bulunan kadınların önünde sonunda birbirini anlayacağı mesajını olabildiğince doğal aktarıyor okura. Ana düşünce olarak yazarın önüme serdiği en büyük çıkarım, yaşamı bizden sonraki kuşaklara bırakırken endişeyle boğulmak yerine umuda sarılalım hissi oldu. Doğru ve normal bir yaşam diye bildiğimiz şey hiç de dışarıdan göründüğü gibi olmayabilir.
Kızım Hakkında Her Şey
Kızım Hakkında Her ŞeyKim Hye-Jin · İthaki Yayınları · 2023475 okunma
Yaşamaya Dair
"Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yanı ağır bastığından."
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Başkaldırmak mesela! Yasama da, ölüme de...
Sayfa 34 - Hayykitap Yayınları 1. Baskı(2021)Kitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.