448 syf.
5/10 puan verdi
Spoiler içeriyormuş... Farklı hikaye bekliyordum. En azından adı buna mecbur bıraktı. Bazı diyaloglar çok sıka biliyor,anlamsız,sanki kitap 448 sayfa olsun bu şart diye alakasız fazla uzatılmış. Lauranın ölümü daha başka ola bilirdi. Sonu soru işaretleriyle bırakıyor. Oysa ki bir kitabı okuduğunuzda aklınızda soru işaretinin kalmaması lazım. Bu kitabı uzun süre hatırlamak dahi istemiyorum çünki gözümdeki çocukluğun masumluğu yerle bir oldu. Yetişkinliğe geçen dönemlerde bile olsalar,hiç birinin safça,çocukça fikirleri yok. Tüm bunları kenara bırakırsak kitap her şeye rağmen çabuk ilerliyor.
Tanrı'nın Unutulan Çocukları
Tanrı'nın Unutulan ÇocuklarıCraig Silvey · Martı Kitabevi · 20216,3bin okunma
302 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Ölüm, hep korktuğum yok saydığım konu. İşte bu noktada hayat karşımıza ölümü çıkarıyor. İllaki etrafımızda ölenler oluyor. Ölümü hatırlamak, düşünmek zorunda kalıyoruz. Bende düşündüm ki, korkumun üzerine gideyim. Ölme kitabında aradığım tüm konularda cevapları buldum. Okuması kolay ve akıcı. Öğretici. Genel ölüm felsefesi, ölümle yüzleşme, ölüm korkusunu yenme, ölen yakınlarıyla iletişim, yas çeşitleri ve herkesin anlayabileceği, uygulayabileceği dilde yardım anlatılmış. Kitapta her sorunun cevabı da var. Son bölümü de çocuk ölümlerine ayırmış yazar. Biliyorum ki her birimiz ölümü yaşlılara yakıştırırız. Kitapta da bu ve nedeni çok güzel açıklanmış. Çocuklar da ölebiliyor. Ölümcül hastalığı olan çocukla konuşmak - sanıldığından da zor - ona umut vermek üzerine çok güzel fikirler yakaladım. Kitap genel anlamda benim ölümle yüzleşmemi, bildiklerimi hatırlamamı ve en önemlisi bilmediklerimi öğrenmemi sağladı.
Ölme - Ölümün ve Geride Kalanların Psikolojisi
Ölme - Ölümün ve Geride Kalanların PsikolojisiErol Göka · Timaş Yayınları · 200922 okunma
Reklam
Hatırlamak
"Ölümü hatırlamaz insan, hayatı hatırlar."
Yaşlı adam kendi yalnızlığıyla baş başa, açık gözlerini gecenin sonsuz boşluğuna dikti; yanında karanlıkta bir şey yatıyor ve derin derin nefes alıyordu: Adam hatırlamaya çalıştı: Yanında aynı odada, aynı havayı soluyan bu beden, aynı kişinin bedeniydi, genç ve körpe iken tanıdığı, ona bir çocuk veren bu beden, kanın en derin sırrıyla kendisine bağlıydı; düşünmek için her defasında kendini zorlaması gerekiyordu: Yanında uzanan bu sıcak ve yumuşak bedenin sahibi, bir zamanlar hayatındaki en önemli varlıktı. Fakat ne tuhaf: Hatırlamak hiçbir duygusunu harekete geçirmiyordu ve yanındakinin soluk alışları, onun için kıyının çakıl taşlarına vurup sesler çıkaran küçük dalgaların pencereden içeriye dolan mırıltılarından başka bir şey ifade etmiyordu. Her şey çok gerilerde kalmıştı ve çok önemsizdi, küçük bir şeydi sadece, bir tesadüf ve yabancı bir şey, bir daha gelmemek üzere çekip gitmişti her şey.
Sayfa 115Kitabı okudu
Sağlıklıyken, değer verdiğin birini kaybetmeyi beklemeden, ne kadar ürkütücü gelse de başta hatırlamak gerek ölümü. Hem de sık sık. Kahkahalı anlarda dahi, atabilmek gerek o tokadı kendine.
Herkesin eninde sonunda birgün ölümü düşündüğünü biliyordum. Oysa kimsenin o soğuk,sessiz,kimilerine ürkütücü, kimilerine hüzün verici, kimilerine uzak ve anlamsız gelen mezarlıklarda, o mermer taşların altında yatan insanların bir zamanlar kendileri gibi canlı,kanlı,gülen,konuşan, seven,üzülen insanlar olduklarını bilmek,hatırlamak,düşünmek istediklerini sanmıyordum. İnsanoğlu, bir gün kendisinin de o mezar taşlarından birinin altında yatmak zorunda kalacağı, belki de ani ölümüne hazır olmayan ailesinin ona mezar taşı yaptırmaya bile fırsat bulamayacağından aylarca,yıllarca,kim olduğu unutulmasın diye üzerine yığılmış toprağa iliştirilmiş küçük bir işaretin altında unutulup gidebileceğini aklına bile getirmiyordu. Aynı, sanki bir ölümsüzmüş gibi yaşamış ama bu gün mezarının nerede olduğunu bilmediğim babam gibi. Veya düne kadar ölüm hakkında konuşmanın, ölümü düşünmenin ölümü düşünmenin ölümü çağıracağına inanarak ölüm kavramını tartışmaktan, düşünmekten hep uzak durmuş ben gibi...
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.