Serap'ın Sesinde Ne Var ? - Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş' ın "Serap 'ın Sesinde Ne var ?" adlı şiirinde bahsettiği Serap Sönmez'in sesinden iki güzel parca . 1. youtu.be/V_RZQTXEZ54 2.youtu.be/pkZChmnN7gQ Kirpiklerini yere düşürmemek için bin yıldır hep ötelere bakan bir halkın alın çizgileri var. Akşamları kendisi, sabahları başkası, iki dilli eşikler var Serap’ın sesinde... Celal Güzelses’in Kürtçe söyleyemediği bütün türküler var Serap’ın sesinde. Serap’ın sesinde ay ışığı var, bulut var, puhu kuşları var ... Serap’ın sesinde yeni cümle kurmaya başlayan bir alfabe var. O sitem var, bize dilimizi gösteren. Sonu hep iyi biten masallar var, içinde bir tek silah olmayan. Tarihin acı yükü; bizim başımızı çevirmemiz; kendini öteki kadar sevme güzelliği; ete kemiğe bürünmüş onur; bize hayalsizliğimizi gösteren haklılık; birbirinde eriyen iki beden; yaşamayı hak etmenin hazzı; Mardin garajında gazoz kapaklarıyla düş kuran o adamın geleceği var Serap’ın sesinde ... Kemal’in annesine öğretmeye çalıştığı Türkçe; oğlumun döne döne Dergûş’u dinlemesi var. Serap’ın sesinde, üç aylık çocuğunu memesiyle boğan annenin saklanmasındaki dehşet var. Acı değil yine de tanrısı; korku, tapınağı değil. Doğanın uyanması Serap’ın sesi. Yağmurun güneşe gamzeler açması… Sur dibindeki çocukların okula gitmesi var Serap’ın sesinde. Terli terli içilen sular var. Ay ışığının çektiği perdeleri yalnızca seher yelinin açması; bize kendimizi sevmeyi öğretecek o tılsım var, ki elimiz iyilikle değsin başkasına… Anlamaktan ötesi var. Serap’ın sesinde ateşe tutulmuş barış var.
Günler Perişan Yırtarak geçiyor kalbimizden hayatı da törpüleyen zaman Şuramızda birşey var acıya benzer umuda benzer
Reklam
Hidra-NEFES ALAMIYORUM
Işıkları kapalı bi baht Sınıf sınıf ayırmaya bayılıyolar Kırıntıyı çok görüyo kayırıyolar Sırrımız bu daha bizi tanımıyolar (yok yok) Kırıp kırıp ayırıyolar Ve buna bi kılıf bulup arınıyolar Bi zavallıyı öldürüp de salınıyolar Normal diil yaşananlar, savananı savun ona Yakaları bir araya gelmez (çok zor) Paraları villaları derken
Yaşamak için her adım attığımız da, ölümün üzerine bastığımızdan haberimiz yok ...
Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. Işığı gördüm, korktum. Ağladım. Zamanla ışıkta yaşamayı ögrendim. Karanlığı gördüm, korktum. Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi. .. Ağladım. Yaşamayı öğrendim. Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu; aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim. Zamanı
Ömür Hanımla Güz Konuşmaları
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak
Reklam
1,000 öğeden 681 ile 690 arasındakiler gösteriliyor.