Bir mürekkep lekesi durmadan büyüyor defterin üzerinde ve yazıyor bütün bunları. Kurmacanın bile belirgin bir dizgeye kavuşamadığı yerlerde yazmak giderek bir sayıklamaya dönüşüyor. İnsandan, yaşamdan bağımsız gibi duran bir şey. Nesnelerden tüten buğu yazıyor bunları, oluklardan akan gökyüzü. Peki sen, durup durup denize bakan çocuk, daha ne arıyorsun? Yazılacak her şey senden önce yazıldı, söylenecek her şey söylendi çoktan. Artık her şeyin bir adı var şu dünyada. Ölümün bile bir adı var. Topuklarından, attıkları her adımda kan sizan adamlar geçti bu yollardan. Peki sen çocuk? Dünya hiç bir zaman gökyüzüne yansımayacak, artık hiç değilse bunu biliyorsun. Sesler gitmiş, bir tek yankıları kalmış geride. Bedeni olmayan seslerin çığlığa dönüşmeyi kurduğu yerlerde sen şarkı söylemek için bekliyorsun. Çocuk, yanılıyorsun.