Yalnızlığın,
İpek bir elbise gibi yakıştığı kadınlar vardır bilir misin?
Bakışlarının değdiği her yeri delip geçen
İçinde kurduğun cümleler daha
Dudağına inmeden onları okuyabilen kadınlar
Dudaklarının kenarında hüzünlü bir gülüş
Saçlarında yitirilen onlarca bahar kırıkları
Ve ellerinde hala bir sevdanın kokusu
Nasıl mağrur yürürler bilir misin?
Nasıl?
Masum bir yürek kaburgalarının altında
Ve nasıl güzel hasretlikler taşırlar
Bir yanı hep annedir o kadınların
Bir yanı papatya demeti
Onlarca ölümün o eşsiz güzelliği içinde
Nasıl güzel bakar gözleri bilir misin?
Nasıl çocuktur o kadınlar
Saçlarında tel tel bir dokunuşun özlemi
Bebeğim desen başını dizlerine koyacak bir küçük kız çocuğu
Ne güzel kadınlar vardır
Küstürülmüş.
Yalnızlığın ipek bir elbise gibi yakıştığı.!
-Rahime Acar
Kaderin kaderle çarpışması
Kaderin kaderi ertelemesi
Kaderin kaderi yenmesi
Yeniden varolmanın sırrı
Dirilmek ve diriltmek görevi
Ölümün çürütemediği güzellik
Ben o güzelliği söylüyorum
Ben o güzelliği söylüyorum
Ölümün ötesindeki güzellik
Kitap, 1 hikaye ve 11+1 masaldan ibarettir. Yazar günün saat dilimleri gibi masalları tasarlamış ve en baştan başlayarak tüm bu masalların arasına ilk hikaye olan ve kitaba da ismini veren "Göçmüş Kediler Bahçesi"nin parçalarını serpiştirmiş.
Hikayelerin büyük bir bölümü ölüm temalı ve doğayla buluşmuş, doğanın tüm unsurlarını içinde
Edebiyat tarihinde bir mihenk taşı, unutulmaz bir eser.
Sadık Hidayet, uzun zamandır sessizliğini bozmayan İran Edebiyatına can suyu vermiş, büyük ses getirmiştir; modern İran Edebiyatının en zengin yazarlarından biridir. Türkiye’de ise İran Edebiyatı, Sadık Hidayet’ten önce sanki bir boşluktaymış ve Sadık Hidayet, eserleriyle ülkemize bir edebiyat köprüsü kurmuş resmen.
İran’da Fransız koleji mezunu