" Ağlarsam ayıp olur mu? Ağlamak asla ayıp değildir, sersem. Niye ki? Bilmem, henüz alışamadım. İçimdeki kafes bomboş kaldı sanki..."
Sayfa 68 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Hamd olsun o yaratıcıa! Kendisinden taştığı şu sanat ürünlerine bir bakın. Aynaya bakın mesela ilk önce. Gözün konumu ne kadar da kusursuz bir şekilde, dinlenebilsin diye kapak izin vermiş bir de, hem üzerine hem de ince ince kirpikler döşenmiş içine girebileceklerden korusun diye. Kaşların izi yok, kulağın üzerinde değil de gözlerin üzerinde.
Reklam
“Doğru ya, dedi, benim ufak tefek dertlerimle başınızı ağrıtırken, neredeyse hastanızı unutacaktım! Özür dilerim sayın meslektaşım ve hemen konumuza dönelim! Öte yandan, size daha önceden bilmediğiniz ne söyleyebilirim ki! Onca sallantıda duran kuram, onca tartışmalı deney arasında, makul olanı aslına bakarsanız hiçbirini seçmemektir! O halde
Ümidi olan ağlar, ümidi kesilmemiş insan ağlar. Bizde gözyaşı rahmet; nisan yağmuru müjde ve neşe; gözlerin ağlaması da ruhun gülmesidir. Modern çağda bu kavramı da kaybettik; ağlamayı olumsuzladık, negatif kodladık; ağlamamak lazım, ağlamak zayıflıktır gibi çok berbat bir anlayış bu. Olur mu hiç! Ağlamayan gülemez ki zaten. Gülmek ağlamanın ta kendisidir...
Vazgeçişler
“Ağlarsam ayıp olur mu?” “Ağlamak asla ayıp değildir, sersem. Niye ki?” “Bilmem, henüz alışamadım. İçimdeki kafes bomboş kaldı sanki…”
"Bunca korku, vehim ve yasak.. Öyle insanlar var ki, her Ramazan sektirmeden oruç tutar, her bayramda günahlarının kefareti için kınalı koyun keser, hacca umreye gider, günde beş vakit alnı secdeye değer ama yüreğinde ne sevgiye yer vardı, ne merhamete. Bre adam, o zaman ne demeye uğraşır durursun ki? Aşksız inanç olur mu? Sevmeden ve sevilmeden, habire bir şeylere söylenip homurdanarak iman etmek mümkün mü? Aşk yoksa "ibadet" bir kuru kelimeden, yan yana gelmiş altı harften ibaret. Dışı kabuk, içi oyuk. İnsan aşkla ve aşkta iman etmeli; damarlarında gürül gürül hissederek Allah ve insan sevgisini!"
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.