O zamanlar dünya gerçekten de bir öküzün boynuzlarında durmaktaymış ve Karanfil Kız'ın bu aşırı gelişmiş iribaşa söyleyecek bir çift sözü varmış.
Ama dur bak, en iyisi baştan başlayayım. Şimdi bu Karanfil Kız babasını fazla görememekten şikâyetçiymiş. Çünkü adamcağız haftanın her günü, hatta bazen haftasonları bile geç saatlere kadar çalışır,
ilk defa diğer okuduğum kitaplarına göre farklı bir hayat hikayesini ele almış . Babası tarafından dini eğitimden uzak , her istediği yapılan bir kız olarak yetişen Buse, Enes adındaki dinine bağlı genç bir hocaya aşık olur . Bu olaylar başörtü yasağının olduğu , dini faaliyetlerin yasaklandığı bir dönemde gerçekleştiği için Enes hocanın yaşadığı
-Duydun mu yeni geleni?
-Duymamak mümkün mü? Herkes ondan bahsediyor! Aptalın teki olduğuna eminim! Aptal ve korkak!
-Ama daha tanımıyorsun!
-Gerek yok ki! Önyargı diye bir şey var! Zaten herkesi tanımaya kalksan kimseyi tanıyamadan ölür gidersin!
Ellerini avuç içime alıp kalbime götürdüm. Bak seni görünce ne kadar da heyecanlanıyor, seni ben de çok özledim demeye götürmüştüm sözümü. Kelimelere dökmekten daha kolay ama daha manalı gelmişti. "Sen yoksa beni sevmeyi bıraktın mı? Beni sevmiyor musun artık?" Yumuşamaya başladığının göstergesiydi bu sözleri. Bunu her zaman her fırsatta en güzel şekilde kullanma- yı bilirdi. Gözlerini hafif kısar ve dudakları da ufaktan aşağı kıvrıldığı zaman gördüğüm manzara beni etkisiz hale getirirdi ki ben zaten hayatıma dahil olduğundan beri kendisinin etkisi altındaydım. Çok seviyordum kendisini ve bunu hem kendisine hem de tanıdığım herkese defalarca kez dile getirmekten asla sıkılmazdım. Avucumun içinde tuttuğum elini yeniden öptüm. "Olur mu hiç öyle şey?” dedim gözlerinin içine bakarak. Sıla ablanın zamanında ona duyduğum özlemin arkasından bana söylediği sözler gelmişti aklıma.