Vazgeçişler
“Ağlarsam ayıp olur mu?” “Ağlamak asla ayıp değildir, sersem. Niye ki?” “Bilmem, henüz alışamadım. İçimdeki kafes bomboş kaldı sanki…”
"Bunca korku, vehim ve yasak.. Öyle insanlar var ki, her Ramazan sektirmeden oruç tutar, her bayramda günahlarının kefareti için kınalı koyun keser, hacca umreye gider, günde beş vakit alnı secdeye değer ama yüreğinde ne sevgiye yer vardı, ne merhamete. Bre adam, o zaman ne demeye uğraşır durursun ki? Aşksız inanç olur mu? Sevmeden ve sevilmeden, habire bir şeylere söylenip homurdanarak iman etmek mümkün mü? Aşk yoksa "ibadet" bir kuru kelimeden, yan yana gelmiş altı harften ibaret. Dışı kabuk, içi oyuk. İnsan aşkla ve aşkta iman etmeli; damarlarında gürül gürül hissederek Allah ve insan sevgisini!"
Reklam
325 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
ALGERNONA ÇİÇEKLER , Kitap İncelemesi
Daniel Keyes
Daniel Keyes
, orijinal, sıradışı ve ilgi çekici bir konu bulmuş, bu konuyu adeta ense kökünden yakalayıp pustuğu yerden çıkartmış ve başarılı bir kurgu ile ‘’Ben Anlatıcı’’ tarafından yazılan günlük raporları vasıtasıyla romanını okurlarıyla buluşturmuştur. O halde
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a Çiçekler
;
Daniel Keyes
Daniel Keyes
’e de alkışlar gitsin Romanın ana karakteri Charlie’nin kendi
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201553 okunma
125 syf.
·
Puan vermedi
·
32 saatte okudu
celal şengör: armstrong az bile anlatmış (!)
(bu uzun bir incelemedir. okuyana/okuyanlara şimdiden teşekkür ederim.. incelemeyi uzun diye okumaya üşenen varsa incelemeyi ses kaydına alıp da buraya ekleyebilirim. maksat inceleme konusunda daha fazla insan bilgi/fikir sahibi olsun..) 12 haziran 2024 tarihinde uygulamada
Varsayalımismail
Varsayalımismail
adlı kullanıcının şu alıntısını gördüm;
Atatürk'ün Armstrong'a Cevabı
Atatürk'ün Armstrong'a CevabıSadi Borak · Kaynak Yayınevi · 200033 okunma
BİR ŞEY İSTEMEDEN,ÇIKARSIZ SEVEBİLİR MİYİZ?
Henüz gençken sevilmek ve ayrıca sevmenin ne olduğunu bilmek çok önemli değil mi? Fakat bana öyle geliyor ki, çoğumuz ne seviyoruz ne de seviliyoruz. Ve sanırım, henüz gençken bu sorun üzerinde çok ciddi düşünüp onu anlamak şarttır; zira o zaman belki sevgiyi hissedecek, onun niteliğini, kokusunu bilecek kadar duyarlı olabiliriz. Böylece yaşımız
İster marangozluk olsun, ister doktorluk, ister sev­me sanatı hangisini ele alırsak alalım, her sanatın uy­gulamasında bazı genel gereksinimler vardır. Her şeyden önce bir sanatın uygulanmasında, disipline gerek­sinim duyulur, Eğer ben birşeyi salt «canım İstiyor» diye yapıyorsam, benim için bu eğlenceli ve güzel bir uğraş olabilir, Ne var ki disiplinli bir şekilde çalışma­dığım için o sanatta ustalaşabilmem olanaksızdır. An­cak, sorun sadece belirli bir sanatın uygulanmasında disiplinli olmak değil (örneğin o sanatı her gün belir­li bir süre uygulamak) kişinin tüm yaşamının disiplin­li olmasıdır. Çağdaş insanın disiplini öğrenmesinin hiç de güç olmayacağı düşünülebilir, O her gün 8 saat son derece disiplinli, katı bir şekilde programlanmış bir işte çalışmıyor mu? Ne var ki burada önemli olan çağdaş insanın iş saatleri dışında öz disipline çok az sahip olmasıdır. Çalışmadığı zamanlar aylaklık etmek, rahatlamak, daha yerinde bir deyimle «gevşemek» is­temektedir. Bu aylaklığa duyduğu istek, programlı ya­şama duyduğu bir tepkidir, İnsan her gün sekiz saat amaçlamadığı biçimde tüm enerjisini harcamak zorun­da kalırsa başkaldırır ve bu isyankârlığı çocuksu bir kendi isteklerine düşkünlük biçimini alır. Ardından baskılı yönetime karşı verdiği savaşım,onu tüm disip­linlere karşı, akılcı olmayan otoriteler tarafından zorlananlara da, kendisinin kabul ettiklerine de, güven­siz kılar. Fakat böyle bir disiplin olmazsa, yaşam dağınıktır, altüst olur ve belli bir noktada yoğunlaşma sağlanamaz.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.