⊰ sızımın gizi; ölü ruhta yara izi ⊱ “Bazen bir şiir sadece bir şiir değildir.  Bir ölüden bir ölüye...  Yirmibeşinci mumum da söndü gözyaşı işgali altında böyle olmaz dedi Tanrı, gülümse biraz. Pardon bayım; hayatınızda fazla tebessüm var mı? Bende bir neden kalmadı da. Üzerimdeki emanet şiirleri çıkardım üstelik dar geliyordu çoğu,
Sayfa 52 - Nemesis KitapKitabı okudu
YALNIZLIĞIN DİYALEKTİĞİ
Ölüm ve doğum, insanın kendi başına yaşadığı deneyimlerdir. Yalnız başımıza doğar, yalnız başımıza ölürüz. Anamızdan kopup dünyaya geldikten sonra ölümle bitecek olan o sancılı yolculuğa çıkarız. Ölüm kendinden önceki yaşama dönüş mü? Ölüm denen şey, günle gecenin, zamanla sonrasızlığın karşıt olmadıkları, doğum öncesi yaşamın yeniden yaşanması mı acaba? Ölmek demek, canlı varlığın sonu mu? Sakın ölüm, gerçek yaşam olmasın? Doğum eğer ölüm yolculuğunun başlangıcıysa; neden ölüm de doğum olmasın? Bilmiyoruz! Bilmiyoruz ama, bütün varlığımızla, bizi ezen bu karşıtlıktan kurtulmaya çabalıyoruz. Kendi varlığının bilincinde olmak, zaman, akıl, töre ve alışkanlıklar gibi hemen her şey bizi bir yandan yaşamdan uzaklaştırmaya özendirirken; öte yandan, her şey bizi doğduğumuz yere, yaratıcı kucağa dönmeye zorlamıyor mu? Aşktan beklediğimiz de birazcık gerçek yaşam, birazcık gerçek ölüm değil mi? Aşkı mutluluk için değil, olsa olsa, karşıtlıkların duyumsanmayacağı, yaşamın ölümle, zamanın sonrasızlıkla bir ve birlik olabileceği o gizemli an için isteriz. Derinden derine sezeriz ki yaşamla ölüm aslında tek gerçekliğin –karşıt ama bütünleyici-- iki yüzüdür. Aşk eyleminde, yaratma ile yıkma birleşir; çok kısa bir an için de olsa, insan, yetkin bir durumu sanki yakalayıp yaşamış gibi olur.
Reklam
Ah, Romeo! Romeo! Neden Romeo'sun sen? Babanı inkar eyle, kendi ismini reddet! Yapamazsan yemin et Juliet'i sevdiğine. O zaman ben Capulet olmaktan vazgeçerim. Yalnız adındır benim düşmanım olan; Montague olmasan da kendinsin sen. Ne eli bir erkeğin, ne ayağı, ne kolu, ne de başka bir uzvu. Başka ad takın! İsmin bir kıymeti olur mu? Gül denilen çiçeğin adı değişse bile kokacaktır o yine eski güzelliğiyle. Romeo olmasaydı Romeo'nun adı, mükemmeliyetinden bir şey kaybolmazdı. At bu ismi Romeo, sana ait olmayan adını redde bedel al bütün varlığımı.
Sen Hiç Düşündün Mü?
Hayatın mucizesini bilmek zorundasın. Hücrelerindeki her bir zerrenin bile ne kadar önemli olduğunu, kalbinin hiç aksamadan çalışmasının, ciğerlerine her nefesinle dolan havanın, beyninin emrine her daim hazır oluşunun nasıl büyük birer nimet olduğunu bilmek zorundasın. Sen Allah'ın sana verdiklerinin kıymetini anlamak zorundasın. Düşünmek
Sayfa 102
Herşey böyle yıldırım hızıyla olup bitince, kişisel varlığına bu kadar kısa bir süreliğine sahip olan her beden bir girdaba kapılarak sonunda kayalara vurarak paramparça olunca, buna artık " varlık" demek yerinde olur mu? Hiçbir an yoktur ki insan kendini ve diğer insanların varlığını tehlikeye atmasın! Hiçbir saniye yoktur ki, bilerek ya da bilmeyerek bir yok edici olmasın!
I: Hastane Bayram haftası biter bitmez hastalandım ve askeri hastanemize gönderildim. Hastane, kaleden yarım verst ötede, öbür binalardan ayrı, uzun, tek katlı, sarı boyalı bir yapıydı. Yazları onarılırken dehşetli sarı boya harcanırdı. Hastanenin kocaman avlusunda eklenti binalarla lojmanlar ve diğer hastane pavyonları bulunuyordu. Merkez
Reklam
718 öğeden 311 ile 320 arasındakiler gösteriliyor.