«Hayatımıza mağara çizimleriyle başlarız ve betonarme panel resminde ölürüz. Bazen böyle şakalaşırdı.»
Sayfa 57
Hayatımızda iniş çıkışlar, düş kırıklıkları asla ek­sik olmaz. Hepimiz hayattan büyük bir beklenti içinde oluyoruz. Ne var ki mutluluğu elde etmek için kur­duğu planlardan biri altüst olunca, insan doğası bir başkasına yöneliverir. İlk hesapta hata etmişsek ikin­cisinde daha dikkatli oluruz, başka bir şeyle avunma­ya bakarız.
Reklam
Affetmek, ya da affedememek ...
Arkamızda bırakamadığımız üzüntüye ve intikam açlığına tutunduğumuzda bunun bedenini bir tek biz öderiz. Bu rezonans alanının esiri oluruz ve bizi çevreleyen alan da bu şekilde işler.
Sayfa 192 - Koridor yayıncılıkKitabı okudu
Biz şuna iman ediyoruz: Resûlullah'in; oturması, kalkması, konuşması, kızıp cevap vermesi, hoşlanıp tebessüm etmesi, sorup cevap vermesi... gibi o gün ashab-ı kiramın gözüyle görüp kulağıyla duyduğu ve bize hadisler' diye taşıdıkları bilgi, Kur'an-ı Kerim'in yaşanılabilir ve yaşanınca da iyi Müslümanlık oluşturur malzemeleridir. Bu malzemelerle ilişkimiz kadar iyi Müslüman oluruz. Bu malzemelerin kıymetini takdir edemediğimiz kadar da Müslümanlığın ismi etrafında dolaşır ama kendisinden uzak kalırız.
“Sana bir öykü anlatacağım,” dedi Zedka. “Çok güçlü bir büyücü, bütün bir ülkeyi yok etmek ister, o ülke halkından herkesin su çektiği bir kuyuya sihirli bir madde atar. Kuyunun suyunu kim içerse. “Ertesi sabah, herkes kuyudan su çekip içer, hepsi de delirir. Yalnızca kraliyet ailesi, kendilerine ait özel bir kuyudan su çektiklerinden, sihirbaz da o kuyuyu zehirlemeyi beceremediğinden, delirmezler. Tabii kral çok kaygılanır, halkının sağlığını ve güvenliğini sağlamak için bir dizi emir verir. Ancak polisler ve müfettişler de halkın içtiği sudan içmiş olduklarından, kralın emirlerini saçma bulur, uygulamazlar. “Ülkede yaşayanlar kralın emirlerini duyduklarında onun çıldırdığına inanırlar, hep birlikte şatosunun önünde toplanıp tacını ve tahtını bırakması için gösteriler yaparlar. Umutsuzluk içindeki kral tahtından inmeye hazırlanırken kraliçe ona engel olarak der ki 'Gel, biz de o kuyunun suyundan içelim, o zaman biz de onlar gibi oluruz.’ “Ve öyle yaparlar: Kral ile kraliçe de cinnet suyunu içip ânında saçma sapan konuşmaya başlarlar. Bu durumda halk taşkınlığından dolayı pişman olur; öyle ya madem kral bu kadar bilgece konuşuyor, onu alaşağı etmenin bir anlamı yoktur. “Ülkede barış ve huzur yeniden hüküm sürer, bu halk komşularından epeyce farklı bir hayat tarzı benimsemiştir, ama kral ölümüne dek ülkesini yönetebilmiştir.” ....bu maddeyi içeren ilaçların kronikleşen depresyonumu geçirmesini istemekle birlikte, deliliğim devam etsin istiyorum; yaşamımı başkalarının istediği gibi değil de kendi hayallerime uygun biçimde sürdüreyim....
"Etrafımaza saçtığımız kelimeler oranında ölürüz.."
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.