Bazen Okuduğum kitaptaki cümleler çok ağır geliyor bazen Kelimeler beğenmiyor harfleri, harfler yerleşmek istemiyor cümleye İçtiğim çayın tadı olmuyor bazen Şeker de katsam bal da, demsiz de koysam acı veriyor içime Gökyüzü çok boş geliyor bazen Kuşlar yokmuş gibi, bulutlar güneşle dans etmiyor sanki İçinde boğulduğum deniz çok kuru geliyor bazen Dalgalar okşamıyor bir balığın başını, martılar denizi unutmuş gibi Yollar bitmek bilmiyor bazen Gurbet özlemi oluyor ev hasreti, içimde bir boşluk gibi yastığımın kokusu Çiçekler hiç kokmuyor bazen Kelebek ömrü gibi heveslerim, bir çiçeğe yaşatıyor arısının yokluğunu Dünya sahiden anlamsız geliyor bazen Hiç savaş yapılmamışcasına, hiç aşk yaşanmamışcasına Yokluğuna alışmam sarhoş ediyor beni bazen Sanki acı çekmemişim gibi, kalbinden bir yudum tatmamışcasına. Ömer Sefa Aslan
Bazı vedalar vardır "Hoşçakal"la biter Hoşçakaldan sonra geriye dönemezsin Bazı vedalarda da "kendine iyi bak" dersin Döneceğim çünkü, seni iyi görmek istiyorum Hâlbuki bilemez veda eden kişi O gittikten sonra iyi olmanın ne kadar güçleştiğini Hiçbir söz söylemeden çekip gidenler de vardır Onların söyleyecek sözü
Reklam
Şiir Gibi Mavi Şiir gibi bir güzelliği vardı Gözlerinden okunan dizelerden Şairane aşklar yaşatırdı İlk defa duyulan kelimelerden Mavi bir deniz gibiydi
ÖMER HALİSDEMİR
Ölüm mü öldü yoksa sen mi Mabuduma yemin olsun Ehli sünnetten nasipsizler Ruhuna dokunamadılar, öldürdükleri nurani bir tendi Hayret ettiler sendeki cesarete Alayı sadece sahipti bir kemik bir ete Lal olsun dilleri sana ölü diyenin İnşallah çürümez senin ne etin ne de tinin Sen ki demir attın cennete Demirden miydi ruhun da ey aslan Elini tutan korkar mı en büyük tufandan Mutludur ailen mutludur tören İnan senin gibi yiğit sarmadı o beyaz kefen Razı olduk biz, Allah da razı olsun senden
İpek Demirer
İpek Demirer
, değerli okur, bu yazı sana ithaftır bilesin. Ömer Lütfi Mete, çok oldu öleli. Ne yani 8 sene az mı? Değil elbet. En azından benim için. 2009 yılıydı. 59 yaşındaydı. Öldü. Yakında ben 57 olacağım. İki sene sonramda ölmüş. Tövbe hazzetmezdim. Hem de hiç. Öldüğü gün bir dostum yazmış onun hakkında.
“Havasından mıdır suyundan mıdır pek bilinmez bura insanlarının inat sürdürmede üzerine yoktur alimallah. Büyük bir olasılıkla dikkafalılıkta birinciliği hiç kimseye kaptırmayız. Politika yapması gereken birinci adamlarımızda bu huy sıkça görülmektedir. Bu güzelim ülkenin Arap saçına dönüştürülmesinde ve burada yaşayan ulus ile azınlıkların nerede ise birbirlerine girmesinde inat denilen faktörün aslan payı geçmiştir" Şerafettin Ömer Tan (Priştine), 22 Haziran 1991
Sayfa 15 - 2. Baskı Birikim Yayıncılık Ltd. İstanbul 1995
Reklam
436 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.