Oysa murad-ı ilahiye ulaşmanın olmazsa olmaz vasıtası Sünnettir. Kur'an'ı anlamanın temel şartı Sünneti anlamaktır.
"Ders çalışadursun Hamza;
Yerle bir oldu Gazze.
Test Çözmeyi biliriz fakat,
Cihadı öğretmediler bize."
Televizyon bir cephedir!
Kaybettikçe kaybediyoruz ey halkım; televizyon cephesinde, namusumuzu, şerefimizi, gururumuzu, imanımızı, kimliğimizi, vatanımızı, dinimizi, devletimizi kaybediyoruz.
Sayfa 318
Müslümanlığın en temel şartı, zulme karşı durmak ve adalet için savaşmaktır.
Sayfa 313
Otoriteyi insana verirsen, o insan eninde sonunda zalim olur, despot olur. Keyfi ve şahsi uygulamalarla adaletten sapar. Ancak asıl otoritenin Allah'a ait olduğunu bilen bir yönetici, adaleti tesis etmek için ömrünü feda edecektir. Dağların taşların kaldıramadığı emanet belki de budur. İnsan olmak, Allah'ın hükümranlığına kendini teslim edebilmekle; Allah'ın adaletini yeryüzünde tesis edebilmekle mümkündür.
Akıllarını, tarihlerini, hafızalarını kaybetmiş bu insanlara kim olduklarını hatırlat Rabbim. Bize kim olduğumuzu hatırlat güzel Allahım.
Sayfa 300
Kur’ana ve Sünnete dayalı İslam anlayışı bu dünyayı kurtaracak bir imkân olarak hâlâ insanlığın önündedir.
Sayfa 276
Türkü Türk yapan İslam’dır.
Sayfa 273
Allah’ım, inandığımız gibi yaşamamıza yardım et. Yaptıkları kötü işleri güzel zannedenlerden olmamıza izin verme. Yolundan rızandan ayırma. Amin.
Sayfa 268