Ne yazık, pişmiş ekmek çiğlerin elinde;
Ne yazık, çeşmeler cimrilerin elinde.
O danım Türk güzeli kömür gözleriyle
Çaylakların, uğurların, eğrilerin elinde.
Ey kör! bu yer, bu gök, bu yıldızlar, boştur boş!
Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş!
Şu durmadan kurulup dağılan evrende
Bir nefestir alacağın, o da boştur boş!
Ey güzel, sen ki bana derdi derman edensin;
Şimdi: çekil önümden, diye ferman edersin;
Senin yüzün canımın kıblesi olmuş bir kez;
Ne yapsın, kıble mi değiştirsin bu can ne dersin?
" Bir taş bulamazsın ki doğu ovalarında
Küfretmesin bana da, benim zamanıma da
Yüz adım yürü bak, bir dertli insan görürsün:
Bunalmış, otura kalmış yolun kenarında. "
Biliyorum varlığın, yokluğun dış yüzünü;
Yükselmenin de, alçalmanın da içyüzünü;
Ne çıkar öte yanını bilsem feleğin:
Bezmişim bilgiden, atmışım her türlüsünü.
Son derece sürükleyici olan bu kitap, Ömer Hayyam'dan, Hasan Sabbah'a ordan Sultan Melikşah'a dönemin tarihi edebi bir şekilde aktarılmıştır. Dönemin olaylarına göndermeler de yapan Semerkant kitabı, tarihin ve edebiyatın iç içe olduğu muhteşem bir eser.
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202060,7bin okunma