Önceden hazırlanmış olan mezarın derinliği 163 santimetre idi ve o biçimde kazılırdı ki, ölünün yüzü Mekke'ye çevrik olurdu. Onu böylece doğru dan doğruya toprağın üzerine koyarlar, başının altına bir kerpiç yerleştirirlerdi. Bundan sonra cenazenin etrafına üstünde bir tür kemer teşkil edebilecek kerpiçler konurdu. Ömer Hayyam aşağıdaki mısraları söylerken bunu ima etmektedir: Melek ruhlarımız vücudumuzdan ayrıldığında Mezarıma ve mezarına birkaç kerpiç konacak Başkalarının mezarını örtecek kerpiçler için de Sonradan bizim tozlarımız karılıp kullanılacak
Sayfa 66 - Varlık Yayınları, sayı 1706, La Vie quotidienne des Musulmans en Moyen Age, Çeviren Doç Dr Bahriye ÜçokKitabı okuyor
Büyükse de isyanım, kötülüklerim, Yüce Tanrı'dan umut kesmiş değilim; Bugün sarhoş ve harap ölsem de yarın Rahmete kavuşur elbet kemiklerim...
Reklam
Büyükse de isyanım, kötülüklerim, Yüce Tanrı'dan umut kesmiş değilim; Bugün sarhoş ve harap ölsem de yarın Rahmete kavuşur elbet kemiklerim.
Büyükse de isyanım, kötülüklerim Yüce Tanrı'dan umut kesmiş değilim; Bugün sarhoş ve harap ölsem de yarın Rahmete kavuşur elbet kemiklerim.
Can yoldaşı dostlar çekildi gittiler Ecel çiğnedi hepsini birer birer Yan yana oturmuştuk hayat sofrasına Bizden bir kadeh önce sızıp gittiler Ömer Hayyam'dan Yasmi,Rahim,Cafarak ve Sultan Melikşah'a
Sayfa 296Kitabı okudu
"Aşk bir beladır, ama Tanrı'dan gelme; Halk neden karşı kor Tanrı emrine? Bize her şeyi yaptıran kendi madem, Kulu sorguya çekmenin âlemi ne?"
Sayfa 86 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
354 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.