Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İttihat ve Terakki'den şüpheniz pek boştur! diyordu, pantürkizm, (1) panislâmizm, (2) filan Avrupa hayalperverlerinin iftirasıdır. Bir de mesel vardır, biliyor musunuz. "Kişi kişiyi kendi gibi bilir." Avrupa'da meşum sunî bir cereyan yaşar: Milliyet, kavmiyet cereyanı! Orada her şeyi milliyet rengine boyarlar. Meselâ Fransızların ırkça bir vahdetleri olmadığı halde o kadar milliyetperver, o kadar milliyette müteassıptırlar ki Paris koketleri (3) bile Almanlarla münasebette bulunmazlar. Almanya'da her şey millidir. Hatta sosyalizm bile... Böyle bir muhitte "hüküm" ler de millî olarak verilir. Meselâ René Pinon bir kitabında "Türkler, aldıkları askerin içinden ırkça Türk olanları Istanbul'da, Edirne'de, Makedonya'nın mutedil, güzel yerlerinde istihdam ederler, gayri Türkleri Yemen'e, Fizan'a, en uzak yerlere gönderirler." diyor. Halbuki Osmanlı hükümeti tamamıyle bunun aksini yapmıştır. Arnavutlar, Araplar hep hassa ordusuna gelirler. Yıldız'ın rahat kışlalarında askerliklerini yaparlar. Yemen'e, Fizan'a, Makedonya'ya hep Türkler, yani Anadolu çocukları gider. Hatta Yemen'e "Türk mezarı" derler. (1) Pantürkizm: Türkçülük (2) Panislâmizm: İslâmcılık (3) Koket: Fahişe
Sayfa 207 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
Bütün kız anneleri böyle düşünüyor galiba.
Efendisiz, kumandasız, amirsiz, emirsiz bir hayat istiyorum. Pamuk’un ahır avlusunda geçirdiği mesut, gamsız, rahat, sakin, tatlı hayatı istiyorum. Annem diyor ki: “Dünyanın nizamını bozacaksın, her kadına mutlaka bir erkek lâzım!"
Reklam
Cevab vermiyor. Büyük, mahzun gözlerini göz- lerime dikiyor. Öyle duruyor. Bakışında o kadar güzel, o kadar hassas bir durgunluk var ki... Soru- yorum : Neden öyle bakıyorsun? Cevab vermiyor. Sanki ağlayacak... Kalbim çarpmağa başlıyor. Acaba bir kıskançlık vehmi mi?... Fakat mümkün değil... Sağ gözünün kirpiklerinde büyücek bir inci parlamağa başlıyor. Dönüyor, kalkıyorum. Alnından öperek tekrar so ruyorum : Söyle sevgilim, senin elemin ne? Senin yazdığın ne? Eski hatıralarım... Neden Türkçe yazıyorsun, Ermenice fena mi? Kaba mi, adi mi?... Diyor. Kirpiklerinden kopan inci yanağına düşüyor. Oh, necib kadın anasının lisanını seven bütük kadın... Türkçe'yi kıskanıyor, Anlıyorum; Türkçe'yi kıskanıyor. Yine anlıyorum ki, kadınlar olmasa aşk, aile, saadet olmadığı gibi, milliyetler de olmayacak. Biz insanlar dünyada sefil, ahretsiz, şanssız, reka- betsiz, miskin, perişan bitkiler gibi gelip geçecektik. Bize aşkı öğreten kadın aileyi de öğretiyor. Ailede mukaddes milliyet duygularını bizim dimağımıza ekiyor.
724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Tek Kelime: OKUYUN!
Duymadınız Selim'in çığlıklarını, umursamadınız onu, yargıladınız, tek başına bıraktınız, o sadece anlaşılmak istiyordu. Ne demem gerekiyor, nasıl başlamam gerekiyor bu yazıya acaba? Hangi kelimelerle ifade edeceğim ben bu romanı, hiçbir kelime yeterli kalmayacak. Aynı
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli Oyunlar
'da Hikmet'in dediği gibi: "Kelimeler, albayım bazı
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,8bin okunma
Diyor ki, namussuz, alçak, korsan İtalyanlar, bizim haberimiz yokken, aramız kendileriyle iyi iken, bizim dostlarımız iken birdenbire vatanımıza hücum ettiler. Oradaki silâhsız adamları, ihtiyarları, kadınları, kızları, çocukları top gülleleriyle öldürdüler. Vatandaşlar! Onlar büyük ve kavî zırhlılarına güveniyorlar. Fakat onların zırhlıları varsa bizim de mukaddes bir hakkımız vardır. Ve bu, onların zırhlılarından daha kuvvetlidir.
Sayfa 144 - Cedit Neşriyat/2.KitapKitabı okudu
Ömer Seyfettin
Ömer Seyfettin çalıştığı okulda.. Öğretmen arkadaşlarıyla tartışırken; "ilim başka, irfan başka; âlim başka, arif başka" diyor.! Arkadaşları bu görüşe katılmıyorlardı. Bir gün bu Öğretmen arkadaşlarına.. "Avusturya’dan vagonlar dolusu şeker geliyor, şeker çok ucuzlayacak" dedi... Arkadaşları haberin doğruluğundan şüphe bile etmediler. Herkes şeker kıtlığı bitecek diye çok sevindi..! O sırada öğretmenler odasına temizliğe gelen bir hademeye de aynı haberi verdi.. Ömer Seyfettin. Hademe; "İnanma beyim, Avusturya bu savaş zamanı şekeri bulsa kendi yer, bize niye yollasın?" deyince Ömer Seyfettin öğretmen arkadaşlarına döndü: "Gördünüz mü cancağızım? Siz bütün ilminize rağmen habere inandınız. O irfanı sayesinde yutmadı. Demek ki arif başka, alim başka; irfan başka, ilim başkaymış, gördünüz mü''demiş. Bize öyküleri sevdiren büyük üstad.! Ömer Seyfettin anısına saygılarımla.!
Reklam
Annem diyor ki: - Dünyanın düzenini bozamazsın, her kadına mutlak bir erkek lazım. - …….. Eğer bu doğruysa babamın kahrı yeterli değil mi?
Esirler topa elini sürdüler. Deliğini aradılar. Bulamayınca sarsıldılar. Sonra kızardılar. Birbirlerine bakıştılar. Öyle kaldılar. Kolların, çarpazlayarak yere bakan kale kumandanı titreyerek mırıldandı. Arslan Bey, tercümana baktı. "Ne diyor?" "Bu mertlik değil... diyor." "Ona sor ki: Henüz bir kere patlamayan bir toptan korkarak, hemen teslim oluvermek mi mertliktir?" Tercüman sordu. Kale kumandanı, gözlerini yerden kaldırıp cevap veremedi. Asilzadeler, şövalyeler, birbirlerinin yüzlerine bakmaya cesaret edemediler, ani bir ölüm darbesiyle vurulmuş gibi oldukları yerde dönüp kaldılar. Bir güllesiyle kaleyi yıkacak olan bu korkunç top, siyaha boyanmış kocaman bir kütükten başka bir şey değildi!...
Horozlu kümes lazımsa!.. Kendi köşkümüzde su mu çıktı? Ben horozsuz bir kümes, yani kocasız bir ev istiyorum. Efendisiz, kumandansız, amirsiz, emirsiz bir hayat istiyorum. Annem diyor ki: -Dünyanın düzenini bozamazsın, her kadına mutlaka erkek lazım! -……
"Diyor ki: "Çocuklarım,siz her gün değişeceksiniz. Her gün siz büyürken ,dimağlarınız ,fikirleriniz de büyüyecek;her gün fazilete yaklaşacak,idraksiz , şuursuz geçen günleriniz için teessüfler edeceksiniz. Düşündüklerinizi ,duyduklarınızı beş on dakikaya acımayıp yazınız. Yarın yazdığınızı öbür gün bilmeyeceksiniz. Bir sene evvel yazdığınızı öbür sene okurken ne kadar değiştiğinizi anlayarak hayretler içinde kalacaksınız..."
Reklam
KÜTÜK
" Ne diyor?" “ Bu mertlik değil... 'diyor. " " Ona sor ki :' Henüz bir kere patlamayan bir toptan korkarak hemen teslim oluvermek mi mertliktir?' "
Sayfa 113 - BİLGİ YAYINEVİKitabı okudu
Türk Ocakları Ankara Şube Başkanı TÜRKÂN HACALOĞLU’nun toplantıyı açış konuşması “20 yıl önce ebediyete gönderdiğimiz Türk milliyetçilerinin Galip Abisi için bugün burada toplanmış bulunuyoruz. Siz Galip Abi dostları, hepinize ‘Hoş geldiniz.’ diyorum. Bugünün anlamı benim için çok önemli. Çünkü çok değer verdiğim üç önemli şahsiyet şu anda
Biz gülelim  karşımızdaki gülmesin. Biz selam verelim karşımızdaki almasın. Biz nazik olalım karşımızdaki olmasın. Biz iyilik yapalım karşımızdaki kıymet bilmez olsun. Hiç önemli değil ben kendim için yapacağım çünkü yaptığımdan en çok ben mutlu olacağım. Öbür türlü çekilmez bir azabın içerisine girerim. Ömer Seyfettin'in Yüksek Ökçeler kitabındaki hikayeyi tekrar hatırlatayım: Genç yaşta dul kalmış bir hanımefendi, maddi varlığı yerinde. Bir baş dönmesi başlıyor. Bir gün doktora gidiyor. "Çok yüksek topuklu ayakkabı giyiyorsunuz bunları çıkarın" diyor doktor. Kadın yüksek topuklarını çıkarıyor ama sonrasında başına gelmeyen kalmıyor Aşçısını hırsızlık yaparken yakalıyor, şoförünü hizmetçisi ile yakalıyor, bahçıvanını para çalarken yakalıyor, onları atıyor, başkaları geliyor tekrar aynı şeyler, tekrar aynı şeyler. Sonra yeniden yüksek ökçeleri giymeye başlıyor. Diyor ki " Başım dönüyor ama kalbim yorulmuyor boş ver. " karşımızdakinin suistimal edeceğini bilsek de biz iyi niyetle yaklaşalım problem değil. Kalbimizin yorulmasından daha kötü değildir başımızın dönmesi. Kalp yorgunluğu, bir gün sevemez hale gelmek, güvenemez hale gelmek Her şeyden beter bir ıstıraptır.
99 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
Çizgi roman görünce dayanamadım tabi. Çok iyi çizimler olduğunu da belirtelim. Şöyle ortalama 1650ler’e gidiyoruz. On Yedinci yüzyılın ortaları bilgisi var çünkü elimizde. Çok da güzel bir dua ile de başladık: Allah’ım günahsız kulun yoktur, benim günahlarımı da bağışla. Çok güzel bir dua değil mi? Livaneli, Gorbaçov kitabında beni düşünceleriyle
Harem
HaremZülfü Livaneli · Destek Yayınevi · 2012217 okunma
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.