Ömer

Ömer
@omer72_34
Böyle görmek isterim seni hep; beyaz. Beyaz bir yazma başında yahut beyaz bir gelinlik. Gelinmişsin ya da - ne bileyim - namaza durmussun beyazlar içinde. Düşümdür seni beyaz sevmek. Bilirim sabah sarı bir fistan, öğlen Siyah bir entari, ikindi çiçekli bir yeldirme, - kırlarda giyersin- aksama al bir bluz; hakkındır. Hakkındır değişip yenilenmek. Değişen renklerinde, değişmeyen tarafını severim her dem, beyazi kar gibi.
Reklam
12 saat burada yaşıyorum ben. Burada çalışıyorum. Akşam olunca bir çikolata ile evime dönüp kızımı öpmeyi, karıma bir kez olsun gül almayı nasıl beceremiyorum? Kanıma karışana kadar çalışıyorum, toz ve yağ. Çikolata renkli boynum var, ellerim kollarım çikolata rengi. " Kendimi getirdim sana." Diyorum kızıma sevebilir mi aceb beni? En azından kirli bir çikolataya benziyorum ve bu renk üzerimden çıkmayacak ben var oldukça.
Bir ayın tam yarısı; öbür ayın başlamasına az kaldığını müjdeler gibisin.

Reader Follow Recommendations

See All
Yaprakların çıtırtısını, yeni yağmış karın üstünde yürümeye benzetirdim.
Hiçbir yer uzak değil bana, ben zamanı aşar giderdim. zamanı gelince durmak yaraşır.
Reklam
115 syf.
·
Not rated
Karabibik
KarabibikNabizade Nazım
6.4/10 · 8.8k reads
Sonbaharların insanlarda meydana getirdiği hüznü anlayamazdım eskiden. bütün mevsimler aynıydı benim için. aynı ne olacak ki mevsimleri sorgulayınca? bak, bu sonbahar öyle mi, değil. bu sonbahar saçma.
Ömer

Ömer

, thinking of reading a book
Huzur Koleksiyoncusu
Huzur KoleksiyoncusuCihat Albayrak
9.1/10 · 38 reads
Reklam
Ömer

Ömer

, thinking of reading a book
Aklındakini Okuyabilirim
Aklındakini OkuyabilirimDavid J. Lieberman
7.2/10 · 535 reads
Bakma öyle yüzüme, elbette tamam değil. Bilirim bende, ben de bilirim bir annenin gözyaşıyla ütülenmiş mendilin eksikliği nedir. Nedir bir şehrin eksikliği, bilirim. "Güle güle."
Ne kadar acı
konuşmak ne kadar acı. üç beş kelimeyle konuşmak, ne kadar acı. binlerce kelimeyle özlediğim sana, üç beş kelimeyle kavuşmak ne kadar acı. uzun mektuplar yazmalısın. belki yazarsın. "vakit geliyor." tren geliyor ayrılık vakti...
Yeni şehirler, yeni insanlar, yeni okullar gör. Bizi ve bu şehri unutmayacağını bildiğim için "unutma!" Demeyeceğim.
Üstümde duran şu parıltılı sünnet kıyafetleri de pek yakıştı canım. Babam da görseydi oğlunu bu halde. O da isterdi mutlaka beni bu halde görmeyi. Niçin gelmediğini hala anlayabilmiş değilim. İslanmaktan korkmaz benim babam. Hem yağmur başladı bak, ıslanıyoruz ama üşümüyoruz. Tuhaf annem başını kaldırdı. A. Tekke caminin yanından babam bizi seyrediyor. "Baba!" Annem hem kolumu çekiştiriyor. "Gürültü yapma!" İşte şimdi bende başımı eğip tuğlaları saymalıyım. Babam, bu en güzel günümde yanımda değil.