Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ömer Altuner

Ömer Altuner
@omer_altuner57
2 okur puanı
Şubat 2024 tarihinde katıldı
Hiçbir şair ya da sanatkar gelecek nesillerin muvaffak olacağı soylu ve güzel tasarım ortaya koyamamıştır.
Reklam
Şeyh Sadi Şirazi'nin Gülistan veya diğer adıyla Çiçek Bahçesi şiirini okudum ve orada şöyle diyordu: ''Bilge birine sormuşlar: Yüce Tanrı'nın azametli ve gölgeli olarak yarattığı birçok ünlü ağaçtan, hiç meyve vermeyen servi dışında hiçbirine azat edilmiş, özgür denilemez; bunda ne hikmet vardır? Bilge adam şöyle cevap vermiş: her birinin kendisine uygun meyvesi ve belirlenmiş bir mevsimi vardır. Bu mevsim boyunca tüm ağaçlar yeşildir ve çiçek açarlar; ve diğer mevsimlerde ise kurur ve solarlar; ancak bu durumların hiçbiri seviyi etkilemez, servi her zaman serpilir. İşte azat edilmişler veya dini olarak özgürler de bu doğaya sahiptirler. Geçici olanlara kalbinizi bağlamayın; çünkü halifelerin soyu tükendikten sonra da Dicle nehri Bağdat'ın içinden akmaya devam edecektir. Eğer elinizde çok varsa, hurma ağacı gibi cömert olun; ama eğer verebileceğiniz hiçbir şey yoksa, servi gibi azat veya özgür biri olun.''
Eğer kişinin inancı varsa, her yerde aynı inançla işbirliği yapacaktır; eğer kişinin inancı yoksa hangi topluluğa girerse girsin dünyanın geri kalanı gibi yaşamaya devam edecektir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Doğa güçlü yönlerimiz kadar zayıf yönlerimize de uyum sağlar.
Üzülme çocuğum, kim seni yapmamış olduğun şeyden ötürü suçlayabilir?
Reklam
Arkadaşlık asla anlaşılabilen bir ilişki olmamıştır. Sürekli kanıtlar isteyen bir mucizedir. En saf hayal gücünün ve en nadir inancın uygulamadaki halidir!
Jhon kitabı rasgele açtı. Hayır, fakat yaşamak Dağınık bir yatağın ekşimiş ter kokusunda. Çürüme, dalkavukluk ve sevişmeyle ağır ağır pişerek Leş kokan domuz ahırının üst katında
Sayfa 141Kitabı okudu
İsimsiz Dağların Tanrısı
Dağlara sürgündür Kuray düzünden Göğün gergefini elleri dokur Kitapsızdır yaylaların yüzünden Ayı kandil eder dağları okur Odur yıldızları salan uykuma Rüya ırmağında çağlar gözleri Kirpiğinin uçlarıyla ufkuma
Gece
Kandilli yüzerken uykularda Mehtabı sürükledik sularda Bir yoldu parıldayan, gümüşten, Gittik... Bahs açmadık dönüşten. Hulya tepeler, hayal ağaçlar... Durgun suda dinlenen yamaçlar... Mevsim sonu öyle bir zaman ki Gaip bir musikiydi sanki. Gitmiş kaybolmuşuz uzakta, Rü'ya sona ermeden şafakta...
Reklam
Oturan bir insan, koşan bir insan kadar risk altındadır.
Sayfa 143Kitabı okudu
Edirne geri kazanılmışsa da, bu daha çok zarardan kar bir durumdur. Osmanlılar Balkanlar'daki tüm topraklarını kaybetmişlerdir ki bunların arasında imparatorluğun kaderine hükmedecek İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin merkezi konumundaki Selanik şehri de vardır. Bu kaybın, dönemin genç subaylarını nasıl derinden etkilendiği Mustafa Kemal'in şu sözlerinden anlamak mümkündür: Bir gün işittim ki baba ocağım Selanik ve oradaki anam, kardaşım, bütün akraba ve yakınlarım, -mahiyetlerini anlattığım için vatanımdan kovulduğum kişiler tarafından- düşmana hibe edilmiştir. Bir gün duydum ki Hortacı Süleyman cam-i şerifinin minaresine çan takılmış ve orada yatan babamın kemikleri Yunan palikaryalarının kirli ayakları altında çiğnenmiştir.