Konumuz oblomovluk mu?
İlya'dan bahsedelim, etmeyelim değil lakin konu en son ona gelmeli.
Bir dönemin yaşayış biçimini okudum. İnsanların günlerini nasıl geçirdiklerini Ştols ve Oblomov aracılığıyla, kültürel farkların, yaşayış farklarının, eğitim, çalışma gibi farkları öğrendik.
Ştols mücadele ederken, İlya yatmayı tercih ediyor.
Ştols hayatı tanırken, İlya el bebek büyütülüyor.
Toplumsal erozyon tüm bu aşamalarda gerçekleşiyor. Çalışmayan, çalışmayı öğrenemeyen bedenleri temsil ediyor İlya, bu süreçte ailesi ve yaşadığı çevre etkili oluyor.
İlya'nin mücadele etmeye çalıştığı durum; aşk.
Oblomovluk yüzünden elbette, başaramıyor.
Şimdi kendimize bakalım. Ne yapıyoruz?
Gerçekten mücadele ediyor muyuz?
Olga, Ştols karşısında duygularını ifade etmeden önce, "ya hayattan zevk alarak yaşayacağı veya hayata katlanarak yaşayacağı"nı belirtiyor yazar.
Hayattan zevk alarak yaşamayı biliyor muyuz?
Yoksa hepimiz Oblomov muyuz?
Kitabı okuduğum süre içerisinde, kendime yakın hissettiğim noktaları dikkate alarak sayfalar yazmama sebep oldu.
Basit yaşıyor muyuz? Yalan söylemeden, olduğumuz gibi. Buna benzer bir çok noktanın yer aldığı güzel bir kitaptı.