İçinde bulunduğundan farklı bir toplumsal durumu hiç aklına getirmeyen, başlarındakilerle eşitlenebileceğini asla tahayyül etmeyen halk, onların iyiliklerini kabul ediyor ve haklarını hiç tartışma konusu etmiyordu. Bağışlayıcı ve adil olduklarında onları seviyor, sertliklerine de Tanrı eliyle gönderilen kaçınılmaz kötülüklere boyun eğer gibi, zorluk çıkarmadan ve onursuzlaşmadan boyun eğiyordu. Usüller teamüller tiranlığı sınırlarını zaten belirlemiş ve zorbalığın içinde dahi bir tür hukuk oluşturmuştu.