Hüzün psikolojik bir ârıza değil mümini muhasebe, tövbe gibi ahlâkî makamlardan geçirerek sâlih amellere götüren yapıcı bir bilinç halidir. Bu sebeple Hasan-ı Basrî, "Mümini dini konusunda ancak korku ve hüzün rahatlatabilir” der.
İnsan bugün ölse,yarının sabrından hesaba çekilmeyeceğine göre yarının musibetlerine,öbür günün musibetlerine,yıllar sonranın musibetlerine sabrını
neden yetirmeye çalışır ki?