Gogol on altı yaşındayken babası hastalanmış ve iki yıl sonra kırk üç yaşında ölmüştü. Gogol haberi alır almaz annesine şunu yazmıştı: "Doğru, önce bu haberle korkunç bir biçimde sarsıldım fakat yine de kimsenin üzüldüğümü bilmesine izin vermedim, kendimi delicesine bir ümitsizliğin kollarına bıraktım. Hatta canıma kıymak istedim.'' Bu tam olarak Gogol'un yirmi yıl sonra yapacağı şeydi, kırk üç yaşındayken aç kalarak intihar etti. Ölümünden az önce ise babasının aynı yaşta ve "aynı hastalıktan" öldüğünü söylemişti.
Sayfa 90
Tek bir soru. Sadece bir tane. Kayra sordu: “Nasılsın?” Bacaklarını iki kişilik salıncağa uzatıp sağ kolunu sırtını dayadığı demire yaslayıp sol kolunu da salıncağın kenarına koydu. Birkaç saniye çevreyi seyretti. Ve başladı konuşmaya. “Seni Kinyas en son Fransa’da görmüştüm. Paris’te. Ama Kayra, seni en son ne zaman gördüğümü
Sayfa 221Kitabı okudu
Reklam
Halk partisinin başına geçmiş olan Kleisthenes, tyrannosların devrilmesinden üç yıl sonra, İsagoras'ın arkhonluğu yılında şu değişiklikleri yaptı: Önce bütün Atinalıları dört yerine on kabileye böldü. Bunu yaparken halkı işe karıştırmayı, daha çok kimsenin devlet yönetimine katılmasını sağlamayı düşünüyordu. Sonraları soy listelerinin gözden geçirilmesini isteyenlere karşı söylenmesi gelenekleşen "Kabileleri soruşturmayın!" sözü buradan çıkmıştır. Bundan sonra her kabileden ellişer üye alınmak üzere beş yüz kişilik bir meclis kurdu. Eski meclisin dört yüz üyesi vardı: Dört kabilenin her birinden yüzer kişi alınıyordu. Kabile sayısını on iki yapmamasının nedeni kendi bölümlemesinin eskiden yapılmış olan trittysler bölümlemesine uymaması içindi. Öyle yapmış olsaydı dört kabilenin on iki trittysi olduğundan halkı dilediği gibi karıştırmayacaktı. Ülkeyi bucaklara (demos) ayırarak otuza böldü. Bucaklardan onu kent çevresinde, onu deniz kıyısında, on tanesi de kıyıdan uzak olan içerlek yerlerdeydi.
Sayfa 52 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
#omerhayyam
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka! bir ışık daha var, bu ışıklardan başka. hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye: bir şey daha var bütün yaptıklarından başka niceleri geldi , neler istediler, sonunda dunyayi bırakip gittiler. sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi? o gidenler de hep senin gibiydiler.. geçmis günü beyhude yere yâd etme, bir
Buyrun bu da Gibsie’nin bakış açısı…
“Biliyor musun? Tek yapman gereken kıza çıkma teklifi etmek. Kabul edecektir.” “Biliyorum.” “Eğer biliyorsan, şimdiye kadar neden yapmadın?” “Çünkü…” “Çünkü? Sen ondan hoşlanıyorsun, o da senden hoşlanıyor. Sorun ne?” “Çocukluk döneminde kurulan ilişki istatistiklerinin ne olduğunu biliyor musun?” “Ne?” “İstatistikler düşük, Johnny. Hem de çok düşük. Bundan yirmi yıl sonra çocukluk aşkınla birlikte olma ihtimalin yüzde on beşten az.” “Tekrar soruyorum, ne?” “Başka bir istatistik olmaya hazır değilim. Bu yüzden yapmam gerekeni yapacağım acele etmeyeceğim ve bir ilişkiyle onun özgürlüğünü kısıtlamayacağım. O hazır hissedene kadar olmaz. İkimiz de önce biraz hayatımızı yaşayana kadar olmaz. Ama bunu izlemeyeceğim. Siktir, bir daha asla yapamam.”
Sayfa 325 - MartıKitabı okudu
Bir yemişin, hamlığından kurtulması sürecini insancaya çevirirken, geçmesi gerekebilecek süreyi çok uzatıyorum; bu da, ağır kanlı birağaç olduğuma verilsin. Elimden ancak bu kadarı geliyor. "Masalın da Yırtılıverdiği Yer", Göçmüş Kediler Bahçesi Bilge Karasu'nun metinlerinin belirgin bir özelliği var: Birçok edebiyat metninde bir arka
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.