on beş yıl önce, on üç yaşındayken kendisi de boş bir alan gibiydi. bu alan, zaman ilerledikçe bir bataklığa dönüşmüştü, içinde her türlü pisliğin barındığı iğrenç bir bataklık..! ve bir gün görünmeyen bir el bataklığı kurutmaya başlamıştı. gün gün kuruyan bataklığın yerinde bir bağ yükseliyor şimdi.
"Dr. Seldon," diye söze girdi Chen, "İmparatorluk'un huzurunu bozuyorsunuz. Şu an galaksinin tüm yıldızları arasında yaşamakta olan katrilyonlarca insandan hiçbiri önümüzdeki yüzyılı göremeyecek. Neden kendimizi üç yüzyıl sonrasının olaylarıyla meşgul edelim ki?" "Ben bundan beş yıl sonra bile hayatta
Sayfa 47
Reklam
On yıl kadar önce yazışmaları ve prototipleri Hotel Pennsylvania’dan alınıp Manhattan Storage’daki depoya kaldırılmıştı. Her şeyi oradaydı. Tesla son ihtarı da görmezden gelince Weilage yerel bir gazete aracılığıyla malların elden çıkarılacağını duyurdu. Tesla’nın gözlerinde hilal şeklinde şeytani bir ışıltı belirdi. Biyografi O’Neill, ilanı şans eseri görmüş ve Tesla’nın tüm mal varlığını üç yüz dolardan daha az bir fiyata heba olmaktan kurtarmıştı. Tesla hayalî bir koroya seslenir gibi, “Atın gitsin,” diye seslendi yalnız adamın ne söyleyeceğine kulak kesilmiş insanlığa. “Sizin umurunuzda değilse benim de umurumda değil.”
Paul McLean'ın ilginç araştırmalarına göre, beynin yüksek düzeydeki işlevleri üç aşamada gelişmiştir. Beyin kökünü örten R-kompleksi, saldırı, töresel davranışlara, karaya bağlılık ve sosyal hiyerarşi anlayış merkezi olup yüz milyonlarca yıl önce sürüngen atalarımızda oluşmuştur. Hepimizin kafatasının derin bölümünde timsah beynine benzeyen bir şey vardır. R-kompleksini memelilerin beyni çevreler. Bu bölüm on milyonlarca yıl önce atalarımız memeliyken, ama henüz primat değillerken gelişmiştir. Davranışlarımızın ve duygularımızın, çocuklara karşı ilgilerimizin ve endişelerimizin başlıca kaynağıdırlar.
Sayfa 292 - On Birinci Bölüm - Anıların IsrarıKitabı okuyor
Oysa Doğa yufka yürekli değildir;
ne üzerimize titrer ne de bizi pohpohlar. Dünyanın kaba ve haşin olduğunu, bir adamı ya da kadını suda boğmaktan çekinmeyeceğini, teknemizi bir toz tanesi gibi yutuvereceğini görmemiz gerek. İnsanları umursamayan soğuk hava içinize işler, ayaklarınızı uyuşturur, bir elmayı dondurur gibi dondurur adamı. Hastalıklar, tabiat olayları, talih, yerçekimi, yıldırım kimseye ayrıcalık tanımaz. Takdir-i İlahi'nin yolu biraz kabadır. Yılanın ve örümceğin davranışları, kaplanın ve diğer atılgan, kana susamış yırtıcıların saldırıları, anakondanın sarmalına aldığı avın kemiklerini çatırdatması -bunların hepsi sistemin içindedir ve bizim alışkanlıklarımız da bu yaratıklarınkilere benzer. İşte, sofradan kalkıyorsunuz ve mezbaha millerce uzakta olmanın zarafetiyle ne kadar titizce gizlenmiş olursa olsun, siz de kendi tüketici türünüzle suç ortağısınız, başka bir türün tüketilmesi pahasına yaşıyorsunuz. Gezegenimiz göktaşı çarpmalarına, diğer gezegenlerin saptırmalarına, deprem ve yanardağ tahribatlarına, iklim değişimlerine, eksen kaymalarına açıktır. Ormanlar kesildikçe nehirler kuruyor. Denizin yatağı değişiyor, şehirler ve kasabalar suya gömülüyor. Lizbon'da bir deprem oldu, insanları sinekler gibi öldürdü. Üç yıl önce Napoli'de birkaç dakikada on bin kişi mahvoldu.
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Sayfa 179 - selKitabı okuyor
Reklam
Peki deniz nerede?
Sekiz yıl Anadolu'da dolaştıktan sonra, sonunda İstanbul'a dönüyoruz, diye çoluk çocuk bizi bir sevinç almıştı. Bu anlattığım on yıl önce. İstanbul'a geldik, hiç olmazsa İstanbul'un tadını çıkaralım, deniz kıyısında bir ev tutalım, dedik. Ne mümkün... Deniz kıyısında bulamadık, denize yakın bir yer olsun dedik. O da olmadı...
Nesin yayınlarıKitabı okudu
Determinizm, Newton kuramının başarısıyla birlikte, ilginç bir felsefi seçenek haline geldi. Fakat bazı filozoflar ve elbette ki pek çok teolog, fizi- ğin insan eylemini ya da herhangi bir canlının davranışını koşullamadığını savunmaya devam ettiler. Bu kişiler biyolojik alanın Newton determiniz- minin erişim menzilinin ötesinde olduğunu ileri
Sayfa 44
EFELYA'dan... "Ferhat'ın on yıl önce yerleştiği ve dört coğrafi bölgenin kesiştiği şirin bir Anadolu kenti olan Eskişehir'de, o zamanlar geceler oldukça sessiz, yıldızlar elle tutulacak kadar yakın, düşlerde kaybolacak kadar yoğundu.Hele de bahar gelip ıhlamurlar çiçek açınca bir başka ferahlık, bir başka yaşama sevinci kuşanırdı insan bu coğrafyada.Şehri ortadan ikiye bir kılıç darbesi gibi bölen Porsuk Çayı ta Kütahya yakınlarından doğar, ağır ağır ve insanda hiç akmıyormuş hissi uyandırarak yaralı bir yılan gibi sürüne sürüne Eskişehir'e ulaşır, ilkyazla birlikte biraz olsun o miskinliğinden sıyrılır; karlar eriyip sele dönüşünce de coşkuyla menderesler çize çize ve allı pullu balıkları, fıstık yeşili kurbağaları önüne katıp kıyısında aşina yüzler gibi vakur, gümüş yapraklı nazlı sultan söğütlerleriyle öpüşerek yoluna devam eder, neden sonra Sakarya Nehri'ne karışınca da öfkesinin yerini anne kucağında susan bir çocuk dinginliği alırdı. O zamanların Eskişehir'inde bugünkü kalabalıktan eser yoktu.Şehrin güneyindeki yamaçlarda Osmanlıdan kalma Odunpazarı bölgesinde, semte o mistik ruhu veren bodur minareli tarihi camiler, hiçbirinin diğerinin manzarasını kapatmayan, zevkli cumbaları ve kırmızı kiremitli çatılarıyla daracık sokaklar boyunca adeta zamana direnmek için birbirine yaslanan kâğir ve kerpiç evler, yüz yıllık fırınlar, iki üç kuşağın birbirlerine güvenle tavsiye ettiği kasap dükkânları, her köşe başında ya da meydanda susuz yolcuları şırıl şırıl selamlayan sebil çeşmeler vardı..." EFELYA S.17
Ulusumuzun kendini bir öneriye adayarak varoluşuyla övünürüz Lincoln'ün deyişiyle. Ülkenin doğuş tarihini de, anayasal hükümetin işbaşına geçtiği tarihe değil, ondan on üç yıl önce açıklanan ilkelere göre saptarız.
Sayfa 21 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Roma, 1 Kasım 1786
Evet, dünyanın başkentine ulaştım. Eğer burayı iyi bir rehberin eşliğinde on beş yıl önce görmüş olsaydım kendimi daha mutlu sayardım. Roma’ya ulaşmak arzusu öyle büyüktü ki, artık dur durak yoktu; Floransa’da bile sadece üç saat kaldım. Şimdi rahatım ve galiba hayatımdan da memnunum.(…) Gençliğimin bütün rüyalarını şimdi canlı olarak görüyorum…
"On binlerce yıl önce yapılan resimlerde, insanın insana saldırdığını gösteren tek bir resim yok. Üç kıtada, yüzlerce mağara resimlerin hiçbirinde, insan insanı avlamıyor. İnsan insanla savaşmıyor.”
Ama ben, eğer düştüğüm sıradakinden daha büyük bir güçle yükseleceksem, kimden yararlanmam gerektiğini biliyordum. Harry Potter'ın kanını istiyordum. On üç yıl önce benden gücümü almış olanın kanını istiyordum... çünkü o zaman annesinin ona sağladığı, etkisi geçmeyen koruma bu sayede benim de damarlarımda akacaktı...
Doğrular zaman içinde hızla değişiyor. Milyarlarca yıldır var olan bir dünyada, yüz yıl önce hatta on yıl öncesinin doğruları bile çoktan değişti.
Sayfa 239
1,375 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.