Ön yargılarımızı kırıyor muyuz ?
Bize hoş görünmeyen , uzaktan bakınca kötü bir izlenim veren durumlarda çoğu zaman o durum için kötü yargılarda bulunuruz . Hiç farklı açıdan bakmayı , o duruma biraz yaklaşmayı , derinliklerine inmeyi denedik mi ? Durum ne kadar kötü olursa olsun bu ön yargılarımızı kırdık mı ? Hiç bu durumun nedenini sorguladık mı ? Bu durumun altında neler yatıyor düşündük mü ? Bu soruları sormamı sağlayan bu kitap bana çok şey kattı. Yargılamak işin kolay kısmı peki hiç anlamaya çalıştık mı ?
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020128.2k okunma
920 syf.
9/10 puan verdi
Tarih, beşeriyetin tercüme-i hali demektir.İnsaların ilk zuhurundan itibaren nasıl yaşadıklarını, ne yaptıklarını, ne düşündüklerini bildiren malumat mecmuasıdır.
Bu kitap medeniyet Tasavvuru Okulu , okuma listesinden 2. aşamaları okuma listesindendir.Bu vesileyle tarihle aram iyileşti.
Tarih kitaplarını taraflı oldugunu düşündüğümden dolayı okumaktan çekinirdim.
Bu kitap ise ön yargılarımı yıktı, doğru bildiğim ders kitaplarınala konulan bazı yanlış bilgilerin de aslını öğrenmemi sağladı..
Müellefi kitabı yazarken İslam'ın inkarcılarına Doyz ve benzerlerini ilzam etmek için objektif bir bakış açısıyla yazmaya çalışmış.Kitabı okurken müellife katılmadığım eleştirdiğim kısımlar da oluştu tabi.Belki de bilgi birikiminin eksikliğinden kaynaklanıyor olabilir.
Bu muhteşem kitap 24 bahisten oluşmuş ve ek bilgilerle desteklenmiş,fazlasıyla zengin bir bilgi birikimi sunan bir kitap olmuş
Herkese tavsiye ederim.
Yaşar Kemal; kendisine ve eserlerine mesafeli olduğum, romanlarını geleceğe yönelik söz söyleyemeyen, sağlam bir fikir aşılamayan, bakış açısı kazandırmayan romanlar olarak gördüğüm bir yazar oldu hep. Bu durumun sebebi, ön yargım ve bir parça da Kemal Tahir'le kıyaslayarak onun romanlarını daha etkileyici buluyor olmamdı. Bununla birlikte kendine has Türkçesi, eşine az rastlanır sürükleyiciliği beni etkilemişti. Demirciler Çarşısı Cinayeti daha önce okuduğum ve yazarın en meşhur kitabı olan İnce Memed romanına göre çok daha kaliteli bulduğum, ayakları yere sağlam basan ve ön yargılarımı yıkan bir roman oldu.Akçasazın iki büyük beyi arasındaki kan davası ve amansız düşmanlık; baştan sona merak ve heyecan unsurunun devam ettiği bir anlatımla, adeta vahşi batı filmi izliyormuş hissi veren betimlemelerle ve şiirsel bir dille yazıya dökülmüş. Ancak yer yer betimlemelerin çok uzun sürmesi bir parça da olsa rahatsız edebiliyor. Buna rağmen Demirciler Çarşısı Cinayeti başıyla sonuyla destansı bir hikayeye, oldukça etkileyici bir kurguya ve üsluba sahip, Türk edebiyatının değeri pek bilinmeyen ve Yaşar Kemal'in İnce Memed serisinin gölgesinde kalmış büyük bir eser.
Sarsıcı ...
Yürümenin Felsefesi kitabının ününü duyup 23. baskıya yetişenlerdenim . Kitap Fransız felsefe profesörü Frederic Gros ‘un kaleminden çıkma . Kitabın adında felsefe olması sizi kitabın dilinin ağır olacağı kuşkusuna düşürmemeli . Gayet anlaşılır bir dile sahip. Kitabın içeriğinde tarihe adını kazımış farklı alanlardaki kişiliklerin hayatlarında
Bir Şeyler Olacak Yarın.
Bu kitap ile karşılaşana kadar Bülent Ecevit'in şiir yazdığını bilmiyordum. Başlarken siyasi bir kitap beklentisi ile başladım. Fakat okudukça ön yargılarımın yok olduğunu fark ettim.
Bir siyaset adamının, siyasetten ayrı bir yaşam alanı olması gerektiğini söyleyen Ecevit, kendi yaşam alanı olarak şiiri tercih etmiştir. Kalemine bakıldığında ise kendini tanıyan bir şair olarak nitelendirilebilir.
Ulkemiz genel siyasetçilerine bakılarak şahsına münhasır bir siyasetçi yönü olduğunu şiirlerinde görmek pek mümkündür.
Umut, iyimserlik, tasavvuf, vatan, sıla, kardeşlik, bilgi çağı, yaşama tutunma, özgürlük, emek, sevgi gibi pek çok konuyu ele alan şiirler yazmış ve okurken yarınların güzel olacağına dair inancı yeniden içimde yeniden yeşertmiştir.
Gençlik yıllarından itibaren pek çok şiiri barındıran kitap, son bölümünde partisine yönelik şiirler de barındırmaktadır. Tarafsızlık açısından bu bölümle ilgili değerlendirmede bulunmayacağım.
Son olarak şunu söylemeliyim. Siyasi olarak yoğun ve aktif günler geçiren Ecevit'in kendini bu alanda yetiştirmesi ve bu alanda edebi eserler vermesi, bunu yaparken ayrıştırıcı olmak yerine birleştirici düşünce yapısına sahip olması takdire şayan bir harekettir.
Keyifle okuyacağınız ve okudukça kültürleneceğiniz bir kitap…
Açıkçası kız kardeşimin ısrarlı tavsiyesi üzerine okumaya başladım. Adı pek ilgimi çekmediğinden ön yargıyla yaklaştım doğrusu, fakat ön yargılarımı kırdı.
Günümüz teknolojisi ve imkanları desteğiyle yapabileceğimiz/başarabileceğimiz onlarca şey varken, bir çoğumuz vazgeçmeyi seçti. Modern hayat insanı rahatlığa alıştırmıştır bile, zoru görünce kaçmak ve vazgeçmek en kolayıdır çünkü.
Kitap motive edici, vazgeçmeyi en son seçenek olarak gösteren bir etkiye sahip.
Her gün önünden geçtiğimiz, belki de varlığından bile habersiz olduğumuz bir çiçeğin rengini görüyor ve kokusunu hissediyor oluşumuz bile bizim mutlu olmamıza fazlasıyla yetecekken biz, belki de gerçekleşme ihtimali bile olmayan büyük beklentilerin veya hayallerin gerçekleşmesine bağladık mutluluklarımızı.
Mutluluğu ihtimallere bırakmayın demişlerdir oysa ki.
Günümüz birçok varlığı bulundururken, bir yandan da mânen yetersizliği, başarısızlığı ve bezmişliği de gözler önüne seriyor.
İmkânlar var ama insanlar yok.
Depresyondan depresyona atlayanlar, kendini her konuda yetersiz ve başarısız görenler, başarmak için herhangi bir desteğe ihtiyaç duyanlar, motivasyonu her daim yerlerde olanlar ve hayattan hiç zevk almayanlar, bu kitap tam size göre. :)
