"Korkunç bir şeyi güzelliğe çevirmek için ona yeterince uzun süre bakmak yeter"
Sayfa 49 - Almodovar TeoremiKitabı okudu
Konuşmaktan daha çok dinlemeyi tercih etmek her kişinin harcı olmasa da daha faydalıdır. Her insan konuşmasının dinlenmesinden hoşlanır. Sohbetin güzelliği sadece bir kişinin konuşup diğerlerinin susmasında değil başkalarını konuşturabilmektedir. Konuşurken muhatabımızın yüzüne bakmak ona verilen önemin ifadesidir. Ancak bir toplulukta sadece bir kişiye bakarak konuşmak uygun değildir.
Reklam
Meftun
Meftundum ona hoşlanma ne kelime Kimseyi görmemiştim onun yerine İnsanlar görmez, anlamaz bu deliden Doyasıya bakmak vardı gözlerine Fanidir bedenim, gözlerim, ellerim Daim olacak olan yalnızca sevgim Ne beşerler gelsin engel olamazdı Oysa engel olan sendin, ölen ise benim
Tabakalaşma ve eşitsizlik evrensel birer olgu olmalarına karşın, bunların biçimleri bir toplumdan diğerine göre, sosyal gelişmenin düzeyine, kaynakların kıtlığına, dolayısıyla özel beceri ve yeteneğe duyulan ihtiyaca bağlı olarak değişiklik göstermekledir. Davis ve More'un kuramı, aşağıdaki kısaca dile getirilen önermeleri ileri
Şayet bir insan "bilmem gereken ne varsa zaten biliyorum" derse, ona değil hoca, cahilin teki gözüyle bakmak gerekir.
Onlar dedelerinin mezarını okuyabiliyor mu ona bakmak lazım
Önce Meiji Reformları daha sonra 2. Dünya Savaşı sonrası siyasal-toplumsal reformlar ile tanrılarını/dinlerini değiştirecek kadar köklü bir değişimden geçen Japonya'nın uygarlık değiştirdiğini hiç kimse ileri sürmez iken, Kemalist devrimin hedefinin uygarlık değiştirmek olduğunu söylemenin ciddi bir teorik dayanağı yoktur.
Sayfa 143Kitabı okudu
Reklam
[Moğollarda] baba öldükten sonra oğulun, öz annesi dışında babasının bütün karılarıyla evlenmesi gibi çok ayıp bir gelenek vardır. Anne ve babanın çadırı en küçük oğula düşer. Bu yüzden o, babasının bütün karılarına bakmak zorundadır. Eğer isterse onları kendi karısı yapar. Öldükten sonra, onların babasına dönüp ona hizmet edeceklerinin bilincinde olmasına rağmen bu hata sayılmaz..
Sayfa 55 - Kronik KitapKitabı okuyor
Aslında işin en zor yanı buydu: İnsan bir kez akıl hastanesine girdi mi, delilik dünyasında var olan özgürlüğe alışıyor, hatta ona bağımlı hale geliyordu. Sorumluluk altına girmek, ekmeğini kazanmak için çalışıp çabalamak, sıkıcı, rutin günlük işler yapmak zorunda değildiniz burada. Sabahtan akşama dek bir tek resme bakmak ya da bir kâğıdın üstüne saçma sapan çizgiler çizmekle oyalanabilirdiniz. Her şey hoşgörüyle karşılanıyordu, çünkü ne de olsa kişinin aklından zoru vardı. Kendisi de pek çok kez gözlemlemişti ki, çoğu hasta daha hastaneye girer girmez iyileşmeye başlıyordu, çünkü artık semptomlarını saklamak zorunda değillerdi, üstelik buradaki "aile" havası nevroz ve psikozlarını kabullenmelerine yardımcı oluyordu.
İnsanlar sık sık "başarmanın" nasıl bir his olduğundan bahseder­ler ama yola koyulmak bir yere varmaktan çok daha değerlidir. Eğer fazla erken başarır ya da fazla erken varırsanız işte o zaman gidecek başka yeriniz kalmaz. Başarı da tıpkı sevgi gibidir kıymetini herkes bilmez, ona sahip olanlar bile. Dahası, yaşamak daima ileriye bakmak, yola devam etmektir. Asla arkanıza bakmayın çünkü o zaman kendinizi kaybolmuş hissedebilirsiniz.
Sayfa 302Kitabı okudu
112 syf.
·
Puan vermedi
·
16 saatte okudu
Teşekkürler Küçük Prens...
"Çocuklar büyükleri hoş görmeye alışmalıdır." diyor Küçük Prens. Ne kadar çabuk alışıyoruz büyük olmaya, ne kadar çabuk unutuyoruz çocuk olduğumuzu... Zaman bu kadar hızlı geçerken içimizdeki çocuğa dönüp bakmaya vakit bulamıyoruz. Belki de bakmak istemiyoruz. O bütün çıplaklığıyla bizim gerçeğimiz, bizim masum yanımız. Ona baktıkça öyle kalamadığımıza ve gerçekler bu kadar basitken onlara gözümüzü kapadığımıza pişman olacağız. Ama umarım bir gün ona tekrar dönüp bakabiliriz, çocuk halimize. Ve her çağın çocuklarına ona baktığımız gibi bakabiliriz.
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015233,8bin okunma
Reklam
O kadar derin bir karanlıktı ki ona bakmak acı veriyordu.
Unuttu; bilmiyor onu benim hafifleştirdiğimi, ona düşünce cesareti verenin ben olduğumu, onu su üstünde yürür kılanın bana imanı olduğunu ve benim ona saygı gösterdiğimi ve onun benim saygımı kabul ettiğini... Başka zamanlarda önümde diz çökerdi ve yalnızca bana bakmak, her şeyi unutmak isterdi.
Ve insan ruhu hipermetroptur, çok yakınındakini net göremez. Bir insanın gerçekliğini net görebilmek için ona belli bir mesafeden, yani ona beslenen yoğun duygunun içinden biraz olsun çıkarak bakmak gerekir. Narsist birey bunu çok iyi bildiği için (bazen bildiğini bilmeden), ilk günlerde yaptığı aşk bombardımanı çok yoğun ve şiddetlidir. Hızlıca yapışır sana, nefes almana, kendinle kalmana izin vermeden kendisini sana dayatır. Çünkü araya mesafe ya da zaman girerse onun sana sergilediği sahte benliğin arkasındaki kırılgan ve yetersiz varlığı görme ve onu reddetme ihtimalin vardır. Bu yüzden seni hem onun bütününü göremeyeceğin hem de onun hizmet ve sahipleniciliğiyle regrese olup bebekleşeceğin yakınlıkta, füzyon mesafesinde tutar.
Sayfa 147Kitabı okudu
168 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Selamlar yeni kitap yorumuyla geldim.#çukur beni bu ay motive eden ve okuyamama durumundan çıkartan kitap oldu.Acayip güzel bir kitaptı.Baştan sona kadar her bir sayfayı merak ederek okudum.Başlarda sakin ilerlese de kitabın ortalarına geldiğimde olaylar değişti ve kitap hızlandı. Ogi adında ki profösör eşiyle birlikte bir tatil yolculuğuna çıkar bu yolculuk sırasında kaza geçirir.Eşi bu kaza da ölür ogi ise sakat kalır.Ogi'nin tek yakını ise eşinin kaynanasıdır ve ona bakacak tek kişi de odur.Hastanedeyken herşey normaldir ogi fizik tedavi vs görür.Sonra kaynanasıyla birlikte eski yaşadığı evde tedavisine devam eder,kaynanası ona bakar ayrıca hasta bakıcı da tutarlar.Olayların tam bu nokta da seyri değişir aslında.Kaynanasının tavırları giderek tuhaflaşır.Ogi'de bu sıra da karısıyla olan anılarını tekrar yaşar.Evet bence kitabın en iyi kısmı da son sayfalara giderken verdiği o histi.Ama bütünüyle de çok iyi bir kitaptı diyebilirim. Kitap yaşam,ölüm,yalnızlık,aidiyet,yer bulma,aşk,sevgi,toplumsal statü ve psikolojik unsurlar gibi bir çok şeyi içeriğinde bulunduruyor.Kitapta iç sesler,monologlar ve geçmiş gelecek yer alıyor. Bir hastanın gözünden hayata bakmak,onun gibi düşünmek,olan biteni anlamak ve yaşama tutunmak romanın konusunu oluşturuyor.Keyifle okuduğum ve favorilerime aldığım bir kitap oldu diyebilirim.Kesinlikle okumalısınız.Tavsiye ederdim.
Çukur
ÇukurPyun Hye Young · Doğan Kitap · 202171 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.