Payına düşen acıyı çekmek ve ona ayrılan kadehi boşaltmak, insanın kaderi değil de nedir? - Ve kupa, göklerdeki Tanrı'nın insan dudaklarına pek acı gelmişse, niçin ben büyüksenip, bana tatlı gelmiş gibi durayım? Bütün varlığım olmakla olmamak arasında titrer, geçmiş geleceğin zifiri uçurumunda bir şimşek gibi çakar ve etrafımdaki her şey çökerken, dünya da benimle birlikte battığı için, niçin utanayım ki?
"Şimdi inanıyorum ki sevgili yengeciğim, fazla âşık olmamamışım; çünkü o saf ve sarhoş edici tutkuyu yaşamış olsaydım şu anda adına lânet okuyor, kendisine beddua ediyor olurdum. Ama hem ona karşı içimde iyi duygular var, hem de Miss King'e karşı kayıtsızım. Ondan nefret etmek ya da çok iyi bir kız olduğunu düşünmeye yanaşmamak bile gelmiyor içimden. Bütün bunlarda aşk olamaz..."
Sayfa 156 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bir dostun ödünç alma isteğini reddetmekle o kişiyi yitirmeyiz, ama ödünç istediği şeyi ona vermekle ,onu çok kolayca yitirebiliriz;bunun gibi, bir dosta karşı gururlu ve ona biraz ihmal edici bir biçimde davranarak onu yitirmeyiz ama ona karşı çok fazla dostça ve kibar davranırsak, onu yitiririz, çünkü bu davranışımız onu küstah ve katlanılmaz kılacaktır,bu da bir kopmaya yol açacaktır.
Plutarkhos'la aynı düşüncedeyim; Aristoteles seçkin öğrencisine tasarımları kaleme alma sanatını ya da geometri kurallarını öğretmekle daha az meşgul oldu; bunların yerine yürekliliği, cesareti, yüce gönüllülüğü, ılımlılığı içeren iyi davranış ilkelerini öğretti ve hiçbir şeyden korkulmadığı zaman sahip olunan güveni verdi ona. Ve bu yüklemeyle genç adamı, 30.000 piyade 4.000 atlı asker ve sadece kırk iki bin altın eküyle tüm dünyaya karşı koymaya gönderdi.
Elbette, her şeyi kendimizle ve kendimizi de her şeyle karşılaştıran bir yapıya sahip olduğumuz için, mutluluk ve felâket de, birlikte olduğumuz şeylerde mevcuttur, bunda da yalnızlıktan daha tehlikeli bir şey yoktur. Doğası icabı yücelmek isteyen, şiir sanatının fantastik imgeleriyle beslenen düşlem gücümüz, kendimizin en altta olduğu, bir dizi varlığı üstte oluşturur ve bizden başka her şey daha fevkalâde görünür, başka herkes daha mükemmeldir. Bu da çok doğal oluşur. Bazı eksiklerimiz olduğunu öylesine sık duyumsarız ve bizde eksik olana çoğunlukla bir başkasının sahip olduğunu sanıp, tutar ona bizim sahip olduklarımızı da veririz ve belli bir ülküsel gönül rahatlığını da üstüne. Ve böylece o mutlu kişi tamamdır, bizim kendi yaratığımız.
Belki de beni santimantal ve ukala buluyor. Hakkı da var, o kadar çok şeyden bahsediyorum ki... Fakat ne yapabilirim. Madem ki o benim için artık her şeydir, o hâlde bütün kâinatımla ona taşınacağım.
Sayfa 186 - DergahKitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.