Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Eğer bu adam derse ki: “Ben falcılık yoluyla olsun, tıp açısından olsun, bazı şeyleri inceledim. Denemelerim sonucu, bunların kimisinin doğru olduğunu gördüm ve içimden de bunun doğru olabileceği kanaatine vardım. Böylece bunların kabul edilemez olmadığını, kaçınılması ve uzak durulması gereken şeyler olmadığını gördüm. Oysa Nübüvvet yoluyla
İyi ahlak küçük hanım, ana babanın evinde uslu edepli oturup büyükleri saymak, zamanı gelmeden koca peşine düşmemek... Zamanı gelince koca da bulunur. Tabi yetenekler, bazı bilgiler kısmetin açılmasına yarar, ona ne şüphe. Örneğin, bir genç kız piyano çalman, çat pat Fransızca konuşmalı, tarihle coğrafyaya, aritmetiğe büsbütün yabancı olmamalıdır. Bundan fazlası da fazla... Bir de mutfak. Evet. Ciddi, erdemli her genç kızın bilgi dağarcığında mutfak bilgisi olması şarttır. Ama uzun lafın kısası iki gözüm pek sayın küçük hanımefendi, bütün bunları saymam gereksiz, çünkü benimle kaçmanıza nasıl olsa fırsat vermezler, yakalarlar bizi.
Sayfa 118 - İletişim Yayınları II
Reklam
zavallı ben, gözümü dikip bakıyorum ona sessiz bir iniltiyle diyorum ki hepsi bu, olan biten ben de bilmiyorum hüznüme sebep ne mırıldanıyorum sonunda gittim elden aynı dili konuşmuyoruz ki anlatayım ona korkunç kederimin sırrını şüphe yok ki kimse benim yaptığım gibi acısına maya etmemiştir kendini ruhumdaki kederin sebebi, benim. bir çare yok buna zincire vurulmuşum inliyorum bir bağım yok zincirin halkasıyla âh... işte bu senin coşkuyla aradığın sırrım... divâne bir kadının sırrı öyle bir varlıktı ki o, düşünmezdi bir nebze olsun şöhreti şanı onun sırrı bu: artık hiçbir şey değilim senin için tiksindirici bir varlıktan başka ne hışmın ne gazabındı beni korkutan âh... budur işte bunca azap veren bana
Sayfa 70
BİR AVUÇ İNANAN İNSANLAR İNSANLIĞA ÖRNEKTİR .
🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲 Uzun Bir Gecenin Ardından Dakyanustan Allah 'u Teâlaya Kaçan Gençler Ashab-ı Kehf Kıssası Ashâb-ı Kehf, putperest bir hükümdar olan Dakyanus devrinde Tarsus’da yaşamış, îman ve tevhîd mücâdelesi vermiş olan sâlih gençlerdir. Zalim kral Dakyanus'un Ashâb-ı Kehf'e karşı sunmuş olduğu puta tapma teklifine karşı
GAYB MESELESİ
Gaybı Allah bilir ama Nur Risaleleri'nden yaptığımız bu alıntılardan, evliyanın gaybı bildiği sonucu çıkmaktadır.(Hâşâ) Nitekim bu kanaat Nur Risaleleri'nde açık olarak belirtilmiştir: Madem Hz. Ali (R.A.) "ene medînetu'l-'ilmi ve 'aliyyun babuha" hadisine mazhardır. Hem madem Şah-ı Velayet ünvanını alarak
Sayfa 216 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Bütün bunlardan sonra başlıca sebep, kahraman şehidin cahiliyyetle (cahiliyet, İslâm aleyhtarlığıdır.)(¹) mütarekeyi ve pazarlık yapmayı kabul etmiyen takriri ve islâm propagandacılarının, İslâm düşmanlarının entrikalarına karşı daima müteyakkız bulunmaları gerektiğine dair devamlı tekrarlamalarıdır. «İslâm düşmanları, cahiliyetin seyrini İslama
Sayfa 54 - 55, 56, 57 Cağaloğlu Yayınevi
Reklam
"Siz bir şeye ne şekilde inanır, ona hangi gözle, hangi düşünce doğrultusunda bakarsanız o da size aynı doğrultuda hizmet edecektir. Bu bir sistem gereğidir. İyi derseniz iyi, kötü derseniz daima kötü olacaktır. Şüpheler ve acabalar, çok defa sizin yanılgınızdır. Onun için bir işinizin ters gidişinde daima şüphe yatar. Şunu asla unutmayın
Kamarada, denize bakan pencerenin önünde bir genç kız oturuyordu. Benim üniversite talebelerinden biriydi. Yalnız onun profilini görüyor, denizi seyrettiğinin farkına varıyordum. Tütün paketini, üzerine vurarak açtım, bir sigara sarmaya başladım. Bu sınıf halkın tavrını ne kadar iyi taklit ettiğimi düşünerek koltuklarım kabarırken, karşıdaki genç kızın dönüp bana baktığının farkına vardım. Sigara sarmakta devam ederek ve nihayet kibriti çakıp sigarayı yakarken, yüreğim ağzıma geldi. Çünkü bu defa tanınmıştım. Çok şükür, bugün artık ellerim sosyete hanımlarının ince, manikürlü elleri değil, çalışan alelâde bir kadının elleridir. Yapılacak tek şey, onun yüzünde beliren korku ve aynı zamanda sevinci görmemiş gibi davranmaktı. Halinden, yerinden fırlayıp bana gelmek istediğini hissettim. Ama ben bu ara bir taraftan sigarayı tellendiriyor, bir taraftan da onu görmezlikten geliyordum. Yavaş yavaş yüzündeki heyecan uçtu, gözleri yaşardı, aynı zamanda, şüphe ve acıyla doldu. Sigara biter bitmez, fıstık külâhını açarak içindekileri yiyip kabuklarını yere tükürmeye başladım. Bu, ona benim Halide Edib olmadığım kanaatini vermiş olacak ki, yüzünü tekrar denize çevirdi. Gerçi beni hiçbir zaman ele vermeyeceğini biliyordum ama, bana yardım eden vatandaşlar ölümle tehdit edildiği için beni tanımamasını kendi menfaati bakımından uygun buldum.
Bernard Shaw'ı, İngiltere Kraliçesi bir akşam ziyafete davet eder. Yemek esnasında davetliler arasında yer alan bir Lord "Babanızın küçük bir terzi olduğunu duydum, bu doğru mu?" diye küçümser bir tavırla sorar. Shaw, "Evet" diye yanıt verir. Kendini beğenmiş Lord, "O hâlde neden siz de terzi olmadınız?" diye israr eder sorusunda. Bernard Shaw, Lord'un kendisini küçük düşürme amacını sezerek gülümser, "Babanız sanıyorum centilmen bir adamdı, öyle değil mi?" Lord, "Ona ne şüphe!" Shaw "O hâlde, siz de neden centilmen bir adam olmadınız?" der.
Elma YayıneviKitabı okudu
Said Nursi'nin her suale cevabı varmış(mış).
HER SUALE CEVAP VERMEK, HİÇ KİMSEYE SORU SORMAMAK Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun, bilse sorardı. Atasözü "Herhangi ilme sorulan suale bila-tereddüd derhal cevap verirdi."(1) "Sorulacak suallere cevap vermeye hazır bulunduğu gibi kimseye sual sormayacağını da beyan ederek bu kararda yirmi sene sebat
Sayfa 56 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Reklam
"Hulda'nın damgasını taşıyorsun." Yüreği ağzına geldi. "Hulda mı?" "Emek tanrısı." Serilda ağzı açık bakakaldı. Elbette Hulda'nın kim olduğunu biliyordu. Ne de olsa sadece yedi tanrı vardı, onları akılda tutmak zor değildi. Hulda, tıpkı Madam Sauer'in söyleyeceği gibi iyi ve dürüst işlerle
Ona ne şüphe...
İki insan birbiriyle tam bir uyum içinde yaşarsa, konuşmadan ya da yarım sözcüklerle bile anlarlar birbirlerini.
Sayfa 99 - Ötüken yayınKitabı okudu
Bundan sonra olanlardan kim şüphe edebilir? Herhangi iki genç evlenmeyi kafasına koyduğunda, ne kadar fakir olsalar, ne kadar tedbirsiz olsalar ya da birbirlerinin nihai rahatlığı için gerekli olma ihtimalleri çok az olsa da, azimle bu amacı taşıyacaklarından oldukça emindirler. Bu kötü bir ahlak olabilir ama ben bunun gerçek olduğuna inanıyorum;
Hıristiyan: Tanrı nerededir
Hıristiyan: Kudretinin büyüklüğü sayesinde Tanrının her yerde olduğundan şüphe etmeyen kişinin bu soruyla ilgilenmemesi gerekir. Nitekim bütün mekânlar dilediğini yapabileceği şekilde Ona sunulmuştur ve bizzat her yer ve tüm nesneler Onun eylemiyle ortaya çıkar ve düzenlenir. Şüphesiz O, zamanın başlangıcından önce olduğu gibi şimdi de bir mekânı
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.