Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Geleceğin kararlarını alışkanlıklar verir. Önder Karaçay
Mustafa Kemal, çıktığı ve hak bildiği yoldan, dönecek ve çekilecek mizaçta bir adam değildi. Ama muhakkak ki bu yolda, mihnet, istirap hatta yalnızlık şarabını, son damlasına kadar içti. Ama ne var ki, Nebi'lerin, Önder'lerin büyük Kurtarıcı ve Kurucu'ların, mücadelelerindeki yüceltici imtihanları zaten budur. O da bu şarabın büyülü lezzetini sonuna kadar tattı...
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
Bir toplumun zulme karşı tutumunu değiştirmesi ve zulmü tarihten silmesi tüm zamanların en büyük buluşudur. Bunun en güzel örneği Mustafa Kemal Atatürk ve Türk ulusunun yaptığı eşsiz insanlık devrimidir. Toplumlar kendi içinde ki zaafiyetin yönetimde yer alması sonucu zulme uğrar. Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikali sonrası insanlık devrimini tersine çevirerek zulmü yeniden yaşatan kötü örneğin yine bizden çıkmış olması tesadüf değildir. Önder Karaçay
İnsan zulm edenlere sürekli tahammül ederek kendisine nasıl davranılması gerektiğini kendisi öğretir. Önder Karaçay
Mobbing Bank Diyor ki;
Yanlış anlamak için tetikte bekleyen kütleye dönüşmüş kitleye ne anlatabilirsiniz ki! Önder Karaçay
Mobbing Bank Diyor ki;
Kapitalizm, kendi ürettiği düzenbazlığa kriz diyor. Önder Karaçay
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
İnsan aslında çok çaresiz bir varlık. Günümüzde insanın biyolojik yapısına aşırı yük yüklendiği için varlık ve yokluk arasında nerede olduğunun bile farkında olmayan milyarlarca insan arasında yaşam savaşı veriyoruz. Çoğu insan o kadar temkinli bir mesafe de duruyor ki doğruya, iyiye, güzele yaklaşmaya korkuyor. Çünkü bugüne kadar aldatılmış olmanın iç burukluğu ile bilinci tahrip olmuş insanların hiç olmak gibi bir beklentileri yok. Hiç olmaya gelmediyse insanı diğer canlılardan ayıran ne ola? Us/duyunç bağlantı duvarları çökertilmiş insanlığı yerinden hangi ahlak ve kim nasıl kaldıracak? İnsanlığın kendisi kendisinden vazgeçmiş iken bu nasıl olacak? Önder Karaçay
Ədəbiyyata sevdalı bir Lider
Eskilerin irticalen(doğaçlama)dedikleri türden bir çeviklikle Gazi Mustafa Kemal yukarıdaki beyiti şu şekilde yeniden kurar adeta: "Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini Bulunur kurtaracaq bahtı kara mâderini!" Ulu Önder'in edebiyyat tutkusu çok derin ve köklüdür.Kendisini: "Fikri hür,irfanı hür,vicdanı hür bir şairim"diye tarif eden Tevhik Fikret'in de iyi bir okuru olan Mustafa Kemal bu mısrada 1924'de Muallimler Birliği Kongresi Üyelerine yaptığı konuşmanın sonunda şöyle uyarlar: "Cumhuriyyet sizden fikri hür,vicdanı hür,irfanı hür nesiller ister."Yeni Türk devletinin kurucusu sanatla olan irtibatını asla koparmaz. "Edebiyyatsız bir millet dilsiz insan kabilindendir".diyen Namık Kemal'ın sözünü ''Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir."diyerek bağlama genişletmiştir.Tüm bu sözlerinden etkilendiği kimsenin edebiyyatçı olması tesadüf değildir.
Sayfa 47 - Oğuz ŞensesKitabı okuyor
"Millet yalnız kendi kolları ve kendi kanı ile kazandığı egemenliğini ve bağımsızlığını son felakete kadar büyük bir saflk ve tedbirsizlikle kendisine önder tanıdığı ve derin bir hayatının hayatin koruyucusu saydığı kişilere ve yönetimlerine artık güvenemez. Millet bundan sonra hayatına, bağımsızlığına ve bütün varlığına bizzat kendisi koruyucu olacak ve bütün vatanda yine yalnız kendisi ve kendi yönetimi hüküm sürecektir." Atatürk, tek adamlara degil, millete kendine güvenmeyi ögretti.
Mobbing Bank Diyor ki;
Türkler, negatif enerji yüklü bir zulüm karşısında acımasız pozitif bir enerjiye dönüştükleri zaman kimseyi tanımaz. Çünkü dünyada pozitif enerjiyi zulüm karşısında en doğru şekilde Türkler kullandığı için yaşam bu hakkı sürekli Türklere verir. Türklere karşı maddi güç üstünlüğüne rağmen kaybetmeye alışkın batının negatif gücü bu sefer sonsuza kadar bir daha belini doğrultamayacak şekilde şaşkına dönerek kendi içine çekilerek yok edilecekler. Mustafa Kemal Atatürk yüzünden bir asır önce plan ve projelerini ertelemek zorunda kaldık diyen emperyalizmin sözcüleri bu sefer tokadı Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümsüz fikri liderliğinde onun tüm askerlerinden yiyecek bir daha plan ve proje yapamaz duruma gelerek hevesleri kursaklarında bizden hileler ile çaldıkları gibi kalacak. Önder Karaçay
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
Tefeci bankaların kaydi para olarak karşılıksız bastıkları para karşılığı olan parayı kat be kat geçtiği için bu paranın maliyetini ülkemiz ekonomisi üretimden yoksun bırakılıp ithalat ve borca bağımlı hale bilinçli getirildiği için bu yükü kaldıramaz hale geldi. Bu nedenle kapitalizm ilk balon gibi patlayarak Anadolu'dan yıkılmaya başlayacak. Yaşamda her sonuç bilinçli yaşatılan dayatmaların veya çıkmaza girince her hileye başvurmanın sunucu yasanmak zorunda kalır. Bu güne kadar her maliyet hile ile Türk ulusuna siyaset ve sermaye işbirliği ile ödetildi. Artık o deniz kurudu. Türkler canımızı da mı alacaksınız diye sormaya başladılar. Bu bilinç değişiminin maliyeti tefecilere hak adaleti gereği kesilecek. Önder Karaçay
Mobbing Bank Diyor ki;
İnsan, Nefis ve Şeytan İnsan nefsine yenilen bir hayvandır. Nefsin içgüdüleri karşısında maddeye ve hazza olan düşkünlüğü us ve duyuncunu devre dışı bıraktığı anda insan bir hayvana dönüşür veya hayvandan farkı kalmaz. Nefis insana verilmiş şeytani bir tuzaktır. Küresel sömürgeci şeytanların madde ile insan nefsine neden oynadıkları
“Allah ilmi, insanların hafızalarından silmek, kalplerinden söküp çıkarmak suretiyle almaz, ilim adamlarının ölümüyle almış olur. Böylelikle ortada alim kalmamış olur da, insanlar bazı cahilleri önder edinirler. Bu kimseler kendilerine sorulan sorulara bilmedikleri halde fetva verirler ve böylece hem kendilerini, hem de başkalarını saptırırlar." (Buhari, İlim, 34; Müslim, İlim, 13)
Sayfa 540
Dünya da ve Ülkemizde Neler oldu? Neler oluyor? Neler olacak?
Bütün düşüncelerim bir gözlemden ibarettir. Pandemiye dönüşen virüs Çin kaynaklı olmayıp bir laboratuvar ürünü virüstü. Bu artık bir komplo teorisi değil. Amacı Çin ekonomisini zayıflatmak ve aynı zamanda aşı ile bütün dünyaya yayarak küresel ilaç şirketleri aracılığıyla vurgun vurmaktı. Her ikisi de gerçekleşti. Aşıların maliyeti dışında
Genellikle büyük İslâmî şahsiyetler hayattayken yeri ve değeri bilinmez. Ancak onların değeri bu insanlar cennete çekip gittikten sonra bilinir. Abdullah Azzam'ın varlığını ve değerini her ne kadar o hayattayken bilsek bile asıl değeri şehadetinden sonra açığa çıkacaktır. Bunu şöyle bir misalle açıklayalım. Mesela; tarihteki seçkin şahsiyetler yazın doğan güneşe benzer. İnsan yazın sıcaklığından onun değerini bazen bilemez ve güneşin ısısından bıkar. Kış veya soğuklar geldiği zaman ya da güneş battığı zaman insan onun değerini anlar ve ona ihtiyaç duyar. Önder ve kumandan durumundaki İslâmî şahsiyetlerin değeri de genellikle ölümlerinden sonra ortaya çıkar ve o zaman bu boşluğu doldurmak İslâm ümmeti için çok zor olur. Biz, şehadeti, İslâm âlemi için zafer alametlerinden bir alamet ve şanlı asırlara dönüş alametlerinden bir alamet olarak görüyoruz. Tarihte şehitlerin varlığı ne zaman azalmışsa, İslâm ümmeti o zaman çökmeye yüz tutmuş, ne zaman ki kurbanlar takdim edilmiş ve şehitler kafilesi harekete geçirilmişse o zaman hayata ve şerefe dönüşün başlangıcı olmuştur. Bizler içimizdeki şehitlerin varlığını, başarıya ve zafere ulaşmanın bir alameti olarak görüyoruz. Abdullah Azzam'ın şehadeti gibi şehitlikler bizlere zaferin yakın olduğunu müjdeliyor. Bizler, Müslüman ve mücahid olarak hayata şehitlikle son vermeyi Cenab-ı Allah'tan temenni ediyoruz."
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.