Hayat üstüme üstüme geliyor, sanki her adımımda biraz daha daralıyor dünya. Kendimle olan savaşımın tam ortasında, düşmanımın kim olduğunu sorguluyorum. Ben miyim kendime düşman, yoksa bu içimdeki huzursuzluk mu beni sürekli yargılayan? Nedir bende eksik olan, neyin yokluğunda kayboluyorum? Dünya kötü mü? Evet, cevabım net. Ama bu anladığım dünyada, beni anlamayan kim? Kendim mi, yoksa başkaları mı? Belki de asıl sorun, kendimi anlayıp dünyayı anlamayı başaramamış olmamda. Bir düşüncem bin düşünceme düşman, neye güvenmeli bu karmaşa içinde? İnsanoğlu kendi doğrusuna yanlış mı bakar, yoksa ben mi yanlış görenim? Bu sorularla boğuşurken, her bir yanıt yeni bir soruyu doğuruyor. Güvendiğim ne varsa, hepsi birer birer anlamını yitiriyor. Belki de güven duygusunu yanlış yerde arıyorum. Belki de doğrunun ne olduğunu bilmek imkansızdır. Her köşede bir ironi, her adımda bir trajedi saklı. Düşüncelerim arasında kaybolurken, bir an durup kendime soruyorum: Acaba yanıtı bulmak mı önemli, yoksa arayışın kendisi mi? Belki de asıl mesele, bu karmaşık düşünceler arasında kendimi bulmak, kendimle barışmak. Düşüncelerim beni nereye götürürse götürsün, hayatın bu devasa labirentinde bir yol bulmaya çalışıyorum. Ve belki de en önemli şey, bu yolda kaybolmaktan korkmamak. Çünkü bazen kaybolmak, kendini bulmanın tek yolu olabilir.
Kişinin belirli özellikleri, annesinden ve babasından kalıtım yoluyla aldığı bir gerçektir. Ancak kişilik, büyük ölçüde, içinde yetişilen sosyo-kültürel koşulların özelliklerine bağlıdır. İçinde yetişilen ortam, kendi hakkında nasıl düşünmesi gerektiğini kişiye öğretir. Büyürken çevresinde bulunan kişiler, kişinin kendi hakkında nasıl düşüneceğini önemli ölçüde belirler.
Sayfa 111 - Kronik YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Günün verimli saatlerinin önemli çalışmalar için kullanılması tercih edilir. Bu metodun avantajı günün hiçbir saati boşa gitmiyor. Bana saat kaçta kalktığını söyle sana ne kadar erdemli olduğunu söyleyeyim...
En son ne zaman gerçekten rahatsız oldun ? Önemli bir konuda, gerçek bir konuda?
Önemli ve önemsiz hatalar yapmıştım. Tabii kıymetin, hatanın müsebbibi değil, mağduru tarafından biçileceğinin farkındaydım.
Sayfa 13 - HEP KİTAPKitabı okuyor
Memleketin mutlu yaşaması, dönüşümle­rin gerçekleşmesi için en önemli koşul, kadının yükselmesidir. Fakat kadının yükselmesi demek onun erkeğe benzemesi, aradaki farkların kalkması demek değil, aradaki farkların iyileştirilerek düzeltilmesidir.
Reklam
Bir aksama yaşadığınızda bunun aynı zamanda bir öğrenme fırsatı olduğunu unutmayın. Eğer neyin yanlış gittiğini bulursanız, bu tecrübenizden çok önemli şeyler öğrenebilirsiniz.
388 syf.
·
Not rated
·
Read in 15 days
Cumartesi gününden herkese selaaam Tarihi kurguları sever misiniz? Siz düşünürken ben hemen kendi fikrimi söyleyim, ben detaylı araştırmalarla kaleme alınmış akıcı tarihi kurguları çok seviyorum. Bugün ki önerim de tam olarak öyle bir kitap. Uzun bir süre zarfında keyfini çıkara çıkara okuduğum kitabın konusuna gelecek olursam 1402 yılında Yıldırım Beyazıt ve Timur arasında gerçekleşen Ankara Savaşı'nı kaleme alan yazar, kitaptaki karakterleri öylesine farklı anlatmış ki kızdığım karakterleri sevmeye, başta sinir olduklarıma sonradan sempati duymaya başladım. En sevdiğin karakter hangisi derseniz kesinlikle "Zaya". Öylesine güçlü bir kadın ki hayran olmamak elde değil. Venedikli Şövalye Stefano'nun ise güçlü karakter yapısı ve o yapıya sahip olabilmek için yaşadığı acılar açısından üzüldüm. Tarihin önemli karakterlerinden biri olan Timur'un fillerden oluşan ordusu, Yıldırım Beyazıt'a tavrı ve çevirdiğim her sayfada gerçeğin kurguyla harmanlanması okurken çok etkiledi. Bizans'ın kılıç ustası ve onun sahip çıktığı Teo, İskandinav güzeli Afrid, fedakar mı yoksa çıkarcı mı çelişkisinde bırakan Ratko ve oğlu Zoran, kısacası kitaptaki her karakter öylesine ustalıkla işlenmiş ki hangisini anlatsam anlatmadığıma haksızlık yapacağım gibi geliyor. Benim gibi, aşırı abartılıp fos çıkan kitaplardan sıkıldıysanız şöyle araştırmalar sonucu kurguya dökülmüş keyifli bir tarihi roman okuyum diyorsanız kitabı ısrarla tavsiye ederim. İnanın pişman olmayacaksınız.
Her Ay Okuyanlar Kulübü
Her Ay Okuyanlar Kulübü
Diyarın Kıyameti : Filin Gazabı
Diyarın Kıyameti : Filin GazabıOktay Volkan Alkaya · Kanon Kitap · 202417 okunma
İyi olmak çok kolay, önemli olan adil davranabilmek.
Peki, sağlıklı bir mikrobiyota için bizim ne yapmamız gerekmektedir? Aslına bakarsanız, yaşadığımız dönemde bu konuya çok daha fazla dikkat göstermeliyiz. Çünkü modern yaşam biçimleri diyetlerimizde çok önemli değişiklikler gerçekleştirdi ve bu değişikliklerin çoğu mikrobiyotamızı doğrudan etkilemektedir. Modern hayat insanın açgözlülüğünü karşılayabilmek için yüksek yağ ve yüksek şeker içeren bir diyeti önümüze koymuştur. Oysa söz konusu sağlıklı bir mikrobiyota olduğunda yüksek yağ ve yüksek şeker içeren gıdalardan uzak durmakta fayda var. Zengin lifli besinler, prebiyotik ve probiyotik gıdaların bağırsak mikrobiyotamızı iyi yönde geliştirdiğine dair çok güçlü çalışmalar bulunmaktadır. Söz konusu mikrobiyota olduğunda besinlerle ilgili olan iki terim karşımıza sürekli çıkacaktır. Bu kelimeler "probiyotik" ve "prebiyotik"tir. Peki, tam olarak nedir bunlar?
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.