Hata da yaparım doğru da…Severim de sevilirim de, üzerim de üzülürüm de…! İşte ben buyum…! Bu yüzden mutluyum… Kendimi, hatalarımı, duygularımı, gelmişimi, geçmişimi seviyorum…! Hatalarımdan gocunmuyorum, doğruları öğreniyorum, geçmişi siliyorum sadece ama sadece bu güne bakıyorum ve de geleceğe… Tecrübe ediniyorum, hatalarımdan ders alıyorum, hayatı tanıyorum, güvenmemeyi öğreniyorum…Hatalar insanlar içindir, insan hata yapmadan doğruyu bulamaz… Geçmiş(!) : adı üstünde geçmiş…! Beni bugünümle, kalbimle vede kalbiyle değerlendirecek insanlara şans veriyorum… Arkamdan konuşanlar(…): sizin için ancak konuşulacak konu olurum…! Beni yargılayanlar(…) : devam edin… Edin ki; kendi hatalarınızı örtün, bakalım ne yanlışımı bulabileceksiniz…? Silinmeyi hak edenler(!) : Merak etmeyin silinmediniz…! Yeriniz kalbimde hep hazır, bana birer ders birer tecrübe olarak en güzel yerde silinmemek üzere kazındınız… Benle uğraşanlar ( uğraşabildiğini Sananlar ) (…) : siz de aynen devam…! Ne kadar önemli, ne kadar değerli oldumu bir kere daha hissettiriyosunuz bana ve de nekadar doğru… Sonuç mu ? Sonuç( ! ) : Bu hayat benim ! Gelene de, gidene de eyvallahım var, gelmişe de geçmişe de saygım... Kimsenin hayatı beni ilgilendirmez, benimki de kimseyi…Bunun için Yaşanılan herşeye...Yaşatan herkese Tesekkür Ederim..
Hata da yaparım doğru da…Severim de sevilirim de, üzerim de üzülürüm de…! İşte ben buyum…! Bu yüzden mutluyum… Kendimi, hatalarımı, duygularımı, gelmişimi, geçmişimi seviyorum…! Hatalarımdan gocunmuyorum, doğruları öğreniyorum, geçmişi siliyorum sadece ama sadece bu güne bakıyorum ve de geleceğe… Tecrübe ediniyorum, hatalarımdan ders alıyorum, hayatı tanıyorum, güvenmemeyi öğreniyorum…Hatalar insanlar içindir, insan hata yapmadan doğruyu bulamaz… Geçmiş(!) : adı üstünde geçmiş…! Beni bugünümle, kalbimle vede kalbiyle değerlendirecek insanlara şans veriyorum… Arkamdan konuşanlar(…): sizin için ancak konuşulacak konu olurum…! Beni yargılayanlar(…) : devam edin… Edin ki; kendi hatalarınızı örtün, bakalım ne yanlışımı bulabileceksiniz…? Silinmeyi hak edenler(!) : Merak etmeyin silinmediniz…! Yeriniz kalbimde hep hazır, bana birer ders birer tecrübe olarak en güzel yerde silinmemek üzere kazındınız… Benle uğraşanlar ( uğraşabildiğini Sananlar ) (…) : siz de aynen devam…! Ne kadar önemli, ne kadar değerli oldumu bir kere daha hissettiriyosunuz bana ve de nekadar doğru… Sonuç mu ? Sonuç( ! ) : Bu hayat benim ! Gelene de, gidene de eyvallahım var, gelmişe de geçmişe de saygım... Kimsenin hayatı beni ilgilendirmez, benimki de kimseyi…Bunun için Yaşanılan herşeye...Yaşatan herkese Tesekkür Ederim..
Reklam
Heykeli dikilen bir köpeğin hikâyesi... 1924 yılında Tokyo Üniversitesi'nde görev yapan Japon profesör Hidesaburo Ueno, küçük bir köpek yavrusu edindi kendine. Profesör Ueno, Japonca'da ‘sekiz tane' anlamına gelen Hachiko adını koydu köpeğine... Beraberliklerinin sadece bir yıl süreceğini bilmiyordu. Ama o bir yılda dünya tarihine geçecek,
Henry Miller "Benim için kitap insandır ve benim kitabım benim olduğum insandır: aklı karışık, savsak, huzursuz, kösnül, edepsiz, kavgacı, düşünceli, kılı kırk yaran, yalancı, şeytancasına içten ve gerçekçi insan." Alman göçmeni bir ailenin çocuğu olarak 26 Aralık 1891'de New York'ta doğan Henry Miller, Brooklyn sokaklarında büyüdü.
Eskilerden bir yaprak :) konu güncelliğini koruyor. "Asıl en önemli konu ise İstanbul'da 'toplu taşıma sporculuğu' diye bir meşakkatli bir spor eylemi, artık vardır. Tramvaya bin sonra in sonra merdivenlere koş koş daracık üst geçitlerde yürüyüş maratonunda gibi sağlı sollu boşluklara hızlı kayma marifetiyle ilerle, bankolardan geç, yoksa akbil doldur, tekrar bankodan geç, asıl önemli kısım otobüse binerken başlar, İstanbul insanı gerçekten başarılı bir tırmanış ustası. Kapılar açılır açılmaz aynı anda hem inilebilen hem binilebilen ve on kişinin önüne geçilebilen nadide bir spor ortamı. Evet, yurdumun toplu taşıma hayatında sürekli bir sıradışı hareketlilik var ve bu daha ilk durakta başlıyor. İnsanlar metrobüse daha binmeden tepişmeye başlıyorlar, öne atılan ayaklar, dirsek tepmeleri ve kapıya denk gelen duruş noktasından bir milim bile kımıldamamak için verilen azimli sabit duruş mücadelelerinin sonunda metrobüsün kapısı ile aynı anda hareket eden bedenler, daha metrobüs gelmeden göze kestirilen yerlere, popolar bir metre ilerden konduruluyor ki, daha önce kimse oturamasın oraya, çok oryantalist." kalbimdentemizbiryaprak.blogspot.com.tr/2012/03/niye-ba...
Cuma sabahı saat 10’da liseler arası kitap okuma yarışmasında olacak olmamın verdiği ufak çaplı heyecan kıpırtılarımı 1000kitap ailesiyle paylaşmak istiyorum… :) Ve bu kitap okuma yarışmasının bana kattığı birçok önemli güzelliğin farkında olmanın da gururunu yaşıyorum. Öncelikle Buket Uzuner, Zülfü Livaneli, Ahmet Ümit, İhsan Oktay Anar ve Yaşar Kemal’in eserlerini okumak, yazarlarımızı tanımaya çalışmak ve bilinçli bir şekilde kitap okumak gibi birçok deneyimim oldu. Henüz belki yolun başında olabilirim bilinçli olarak kitap okuma konusunda ama bu süreçte öğrendiğim şeyleri asla küçümseyemem. Yarışma bir basamak sadece kazanmak ya da kaybetmenin bir önemi yok. Sonuçta birbirinden değerli beş güzel kitap okumuş oldum. Her tür ihtimale hazırlıklıyım, sonuç ne olursa olsun kaybettiğim hiçbir şey yok konu kitap olduğu için. Aksine birçok şey kazandım. ''Kitaplar kendinize ve başkalarına saygı duymayı öğretecek, yüreği ve aklı, dünya ve insanlık sevgisiyle dolduracaktır.'' -Maksim Gorki
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.