Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dialog Türkce
Dialog Nasıl net gözlem yapa biliriz? Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz? Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız? Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız? Derler insan çözülmez kutu bağlı. Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
Günaydınnnnn. :)))
Bir rüyanın içine saklanmış olan gerçek, bazen uyandığımızda bile peşimizi bırakmaz.... Uyku hâlinden uyanıklık hâline geçişin fizyolojik ve psikolojik aşamasını tamamlayanlara günaydınnn, 🧿 Onlara uyku döngüsünün nasıl işlediğini, beynin uyandırma yöntemlerini yada uyandıktan sonra hissedilen duygusal veya zihinsel
Reklam
Bitmek bilmeyen bir sıkıntı. İnsan, diyor Caner Almaz. İnsan dünyanın vebası: "Yaşamın sonuna doğru yürüyoruz. İçimizde heves kalmamış. Yaşamaya. Sevgiye. Aşka. Belki, diyorum, belki Neşe'nin biraz hevesi vardır. Ama çok sürmez, onu da üzerler. İnsan dediğin birbirini yer, yer de doymaz. Duygularını yer, zamanını, yaşamını, heyecanını.
1000Kitap Eskişehir Okuma Grubu 70. Buluşması
Eskişehir 1000 kitap olarak 70. buluşmamızı gerçekleştirdik.Grubumuza yeni katılan arkadaşlara hoşgeldiniz diyorum. Kalıcı olmalarını diliyorum. Bu buluşma da Momo ve Mai ve Siyah kitapları hakkında konuştuk. Yazarlar Michael Ende ve Halit Ziya Uşaklıgil hakkında konuştuk yazarlar hakkında bilgilendik. Momo kapitalist düzen, zamanın aslında ne kadar önemli olduğunu ve insanları dinlemeye de önem verilmesi bu kitaptan dikkat çekici yerleri. Mai ve siyah Türk edebiyatının Batılı anlamda ilk romanı ve Mai, romanın kahramanı, Ahmet Cemil'in umutlarını ve düşlerini, siyah, bu umutlarının ve fantezilerinin kırılışını simgeler.Kısaca kitap Ahmet Cemil'in şair olma çabası ve bu çabanın hayalkırıklığı ile sonuçlanmasını konu eder. Bir dahaki buluşmada Knut Hamsun'dan Açlık ve Neval El Seddavi'den Sıfır Noktasındaki Kadın kitaplarını okuyup konuşacağız. 31 Mayıs Cuma saat 19.30 bir dahaki buluşma tarihimiz o zamana kadar kitapla kalın
Ya burayı anlamıyorum gerçekten, saçma sapan resim çiziyorum atıyorum. Çok kişi görüyor beğeniyor felan. ilmi önemli bir konu atıyorum yok, gözükmüyor. Kimse görmüyor. Neden böyle ya 😅
Gün gün yazıyorum! (4. Gün)
Birçoğumuz bir şeyler yazıyoruzdur ya da önceden yazmıştır. Bize yeterli gelmediği veya kişisel hikayemizi yansıtmaktan çekindiğimiz için paylaşamadığımız yazılarımız muhakkak vardır defter sayfaları arasında. Biz bu mükemmelliyetçilik prangasına takılı kalırken unuttuğumuz bir şey var: bir işte mükemmel olmak için başlamak lazım! O ilk adımı atmadığımız müddetçe -yaptığımız iş her ne olursa olsun- mükemmele ulaşamayacağız. Yazmak noktasında ise metinlerimizi okutmak mükemmele ulaşabilmemiz için önemli. Onları kimseye okutmadığımız sürece kendimizi olduğumuzdan iyi ya da çok daha kötü bir seviyede görmeye meyletmemiz olağan. Olduğumuzdan kötü bir seviyede sanmamız, içimizdeki yeteneği ortaya koymamızı engellerken; çok daha iyi olduğumuzu düşünmemiz, kendimizi geliştirmemize mani olabilmekte. Metinlerimiz, okuyucusunda karşılık bulduğu kadar başarılıdır. Anlatmak istediğiniz şey ne kadar sıra dışı ve etkileyici olursa olsun onu doğru biçimde anlatamazsanız hiçbir değeri yoktur. Doğru üslubu bulabilmek için çekingenliği bir kenara bırakıp yazılarımızı olabildiğince çok okuyucuya ulaştırmamız gerekiyor. Unutma! Okuduğumuz çoğu yazar, o ilk adımı atabildiği için ismi günümüzde hâlâ anılmaya devam ediyor. ... Kendime, her gün kısa da olsa bir şeyler yazma sözü vermiştim ve bugün 4. gün. Yorum ve eleştirileriniz benim için kıymetli. Yazmak için konu tavsiyelerinizi de bekliyorum ✨
Reklam
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Gözle görülmez, ama göz önünde.
Hayır, kelimeler söylenmediğinde ve sükunet sağlandığında eğer sessizlik dinlenirse bazı şeyler düzelebilir. Ancak ya bir gün söyleyemediklerim yüzünden doğru bildiklerimi unutursam, kaybedersem diye endişeleniyorum.. çünkü bazılarının sesslizliğini kendilerinden başka dinleyeni olmaz. Aslında bu yeterli. Ancak sadece bazen değer verdiklerine
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.