O, ahlakın ne olduğunun bilinmediği bir devrin kadınıdır. Genç yaşında dul kalmasına rağmen kötü gelenek ve alışkanlıklara kapılmamıştır. Bataklıkta iken kir tutmamış, tertemiz yaşamıştır. Servetini ihtirasına değil, hayra harcamıştır. O çağda kadının dişi bir deve kadar değeri yokken, kız çocukları kuma gömülürken, bu özellikleri kendi kendine elde etmiştir. Okumuş ve okutmuştur. Hz. Ali gibi bükülmez bir irade, bir kahraman ve ilim deryası onun elinde yetişmiştir.
Onun sabırlı ve şefkatli yüreği, ayrıca maddi ve manevi fedakarlıkları İslam''ın serpilip gelişmesine paha biçilmez katkılarda bulunmuştur. Onun eşine verdiği destek ve anlayış ile İslam''ın toplumsal, ekonomik ve siyasi yükselişi arasında doğrudan bir ilişki vardır.
Peygamberimizin en büyük destekçisi, dert ortağı ve ona ilk inanan insanın hayatını anlatan bu kitap alışılmış görüşlerden uzak, kendine özgü anlatımıyla okurken büyük bir zevk verecek ve pek çok şeyi yeniden düşünmeye davet edecektir.
"Allah, Hatice''den daha hayırlısını vermedi... Halk küfür içindeyken, beni yalanlarken, o doğruladı. İman etti..."
-Hz. Muhammed-
Sadece kıymetli annemiz Hz.Hatice'yi tanımakla kalmadık, annesi Fatıma , babası Hüveylid, amcasının oğlu Varaka gibi İslam'a katkısı olmuş önemli kişileri de tanımış olduk. Gerçekten etkileyici, güzel bir tarihi romandı.
Okumanızı tavsiye edebilirim..
Yanında Olmanın Gücü
Çocuğun yanında olmak…Kitabı görünce içimden bir ses “Al” demişti. İyi ki almışım. O kadar da zor olmayan iletişim seçenekleri sunuyor kitap bizlere.
Kelimeler, vücut dilimiz, yüz şeklimiz….İletişimde bunların tamamı bir bütün aslında. Yanında olabilmek onu anlamayı gerektiriyor. Çocuğun duygularını fark etmek ve duygularını gördüğümüzü, fark ettiğimizi ona da göstermek…İşte bu kısmı zor gibi görünen aslında zor olmayan bir yer. Karşımızdaki yetişkine “Seni anlıyorum, çok kızgınsın şu an” diyebiliyorsak, çocuğumuz da öfkelendiğinde ona, “Şu an öfkelendiğini görüyorum” diyebiliriz.
Çocuk sahibi olduktan sonra kendi çocukluğumu sık sık ziyaret ettiğimi fark ettim. Kitapta kendi deneyimlerimizin önemli olduğundan bahsedilmiş. Kendi deneyimlerimizden çok, o deneyimleri nasıl anlamlandırdığımız önemliymiş. Bu konu çok değerli. Olumsuz bir deneyimden çıkaracağımız bir öğüt bizim ilişkilerimizde çok önemli bir yere sahip, bunu anladım okurken ki, bu konunun çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Kitapta diyaloglar üzerinden örnekler verilmiş. Bu örnekler bana çok iyi geldi, oldukça yararlı oldu. Klinik Psikiyatri Profesörü Daniel Siegel’in her evde yaşanan bazı durumlar üzerinden çocuklarımıza gerçek birer ebeveyn olmayla ilgili fikirler sunduğu bu güzel kitabı tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar dilerim herkese.
Önce kitabını okuyup sonra filmini izlemenizi tavsiye ederim. İkisi de önemli çünkü. Bilim kurgu sevenlerin hoşuna gidecektir. Tıpla alakalı da olduğu için ben çok keyif alarak okudum, izledim. Frankenstein kitabının etkisi oluştu bende. Bu kitap 1800lü yılların sonlarında bir zaman diliminde geçiyor. O zamanın kadınlarının varliginin bir hiç olduğunu alt Metin’den çok net bir şekilde bize aktarmış yazar. Bella Baxter karakteri ile kadının bir miktar da olsa Özgürleşebildiğini okuyabiliyoruz. Tabii ki bunu bir kurgu üzerine yerleştirerek anlatmış. Bella muhteşem bir karakter. Bayıldım :)) helal sana be kadın dedim hep. O zamanın Avrupasnnda Medeniyeti kafa tutmuş bir kadın.
Kitap Yorumum
🪽MELEK TERÖRİST FAHİŞE 🪽
🪽Melek Terörist Fahişe kitabının yorumuyla sizlerleyim. @osmanbalcigil 'in kaleminden yine harika bir dönem kitabı okudum. 70'li yıllarda Türkiye'de yaşanan bazı siyasi olaylardan bahsediliyor. Anlatılan olayların ışığında nefes kesen bir kitaptı. Belki 70'li yıllarda yaşan bir birey olsaydım,
·
Not rated
Pandemi döneminin en çok tavsiye edileni
Pandemi döneminde en çok okunan ve tavsiye edilen kitap...
En sevdiğim yazarlar arasında ilklerden Jack London'un "Kızıl Veba" isimli kitabı hem bir çırpıda okunabilecek, hem de okuduktan sonra sizde uzun süre yaşayacak bir kitap. Gerek konusu gerek anlatımı olsun uzun süre etkisinde kalacağınız bu kitap günün önerisi olsun.
Yaşadığımız dönem değerlendirildiğinde bu kitabı okur ve değerlendirirken eminim herkes çok daha farklı bir bakış açısıyla yapacaktır bunu. Uzun zaman once okuyanlar belki tekrar okuyabilirler.
Jack London bu kitabında küçücük bir virüsün uygar bir toplumu nasıl hızla yok edebileceğini, nasıl ilkel bir topluluk haline hızla dönülebileceğini anlatmış diyebiliriz. Bir önemli detayda şu ki 2013 ve 2073 yılları zaman olarak kullanılmış. İnsanların ölümcül virüs yayılımı hızla devam ederken ki değişimleri, davranış ve tutumları ise çok iyi aktarılmış.
Okumayanlar yahut tekrar okuyacak olanlara keyifli okumalar olsun.
Merhabalaaaar!
Dennis Lehane'nin usta kaleminden çıkan "Shutter Island", gerilim ve gizemin harmanlandığı sürükleyici bir roman. Hikaye, 1950'li yılların kasvetli atmosferinde, kayıp bir hastanın izini sürmek için izole bir adaya giden U.S. Marshal Teddy Daniels'ın etrafında dönüyor.
Teddy, Ashecliffe Hastanesi'nde araştırma yaparken, sadece gerçeğin peşinde olmadığını, aynı zamanda kendi karanlık geçmişiyle de yüzleşmek zorunda olduğunu fark eder. Adanın ürkütücü atmosferi ve gizemli sakinleri, Teddy'nin zihnini bulandırmaya ve gerçeklik algısını sorgulamaya başlar.
Dennis Lehane, gerilim ve gizemi ustaca kullanarak okuru sayfalara bağlıyor. Roman boyunca, Teddy'nin geçmişine dair parçalar yavaş yavaş ortaya çıkarak, okurun merakını ve gerginliğini artırıyor. Hikayenin kurgusu son derece sağlam ve tahmin edilemez bir finalle taçlanıyor.
"Shutter Island" sadece sürükleyici bir gerilim romanı olmanın ötesinde, aynı zamanda zihin, hafıza ve gerçeklik algısı üzerine de derin düşüncelere sevk ediyor. Teddy'nin yaşadığı travmalar ve bunların zihnini nasıl etkilediği, romanın en önemli temalarından biri. Kitabı tavsiye ederim.
•“But?”
“But I never quit anything before is all.”
•I held her, he wanted to say, and if I knew for certain that all it would take to hold her again would be to die, then I couldn’t raise the gun to my head fast enough.
