Durmadan okumaktan söz ediliyor. Evet, ben de bir ömür boyu bunu yaptım, (gülerek) durmadan okudum, okudum ama, şimdi düşünüyorum, durmadan okumak, yani birtakım kitapları okumuş olarak rafa kaldırmak, bir yerlere yerleştirmek, şunları okudum demek mi amaç? Olmasa gerek. Bütün bunlar bize bir şeyler düşündürecek, bir şeyler gösterecek, bir şeyler anlatacak, kendi kendimizi belki daha iyi anlayacağız, hem kendimizi belki daha iyi tanıyabileceğiz, kendi kendimizi derken ille kendimizden söz etmek de istemiyorum, kendimizi, dünyamızı, dünyayı, insanları, oyunları, ilişkileri başkalarının aracılığıyla ya da başkalarının yardımıyla tanımlamak çok önemli; tabii bunun için de buna dikkatimizi çevirmemiz gerekiyor. Yetkin davranmamız gerekiyor okumamızda, bakmamızda, dinlememizde.
Sayfa 58 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Okuma vaktini nereden bulacağız? Çok önemli mesele. Başlı başına mesele. Okuma vakti mesele ediliyorsa, ortada okuma arzusu yok demektir; çünkü aslına bakılırsa, kimsenin hiçbir zaman okumaya vakti yoktur. Ne küçüklerin ne gençlerin ne de büyüklerin. Hayat, okumaya vurulan sürekli bir köstektir. "Okumak? İsterim tabii ki, ama iş, ev, çocuklar, zamanım kalmıyor..." "Okumaya vaktiniz olmasına ne kadar imreniyorum!" Nasıl oluyor da, çalışan, alışveriş yapan, çocuklarını yetiştiren, arabasını süren, üç erkeği seven, dişçiye sık sık giden, evini taşıyan şu kadın okumaya vakit buluyor da, mazbut bir hayat süren mirasyedi bekar bulamıyor? Okuma vakti her zaman çalınmış vakittir. (Tıpkı yazma vakti veya sevme vakti gibi.) Neyden çalınmış? Yaşama görevinden çalınmış mesela. ... Okuma vakti, sevme vakti gibi, yaşama vaktini genişletir. Zaman çizelgemiz açısından düşünülecek olsaydı, kimse aşık olmaya kalkışmazdı. Kimin vakti vardır aşık olmaya? Ama kendine sevme vakti tanımayan bir aşık gördünüz mü hiç? Okumaya vaktim hiç olmadı ama hiçbir şey, beni sevdiğim bir romanı bitirmekten alıkoyamadı. Okuma toplumsal zamanın örgütlenmesine bağlı değildir; o, aşk gibi bir varolma tarzıdır. Mesele okumaya vaktim olup olmadığı değil (kaldı ki bu vakti bana kimse vermez), bir okur olma zevkini kendime tanıyıp tanımamamdır.
Sayfa 93 - Metis Yayınları
Reklam
Özledi tabii, ama kırık kalp acısı çekmedi. O acı bir yüzde sonsuza dek iz bırakır. Fiziksel yakınlık ya da uzaklık onun için gerçekten hiç önemli değildi.
Sayfa 278Kitabı okudu
Bir insana tavsiyeler...
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et. 2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter. 3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin. 4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak. 5. Gül. Sana yakışıyor. 6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak
Sayfa 261Kitabı okudu
Dünyanın para etrafında döndüğünü öğrendim.Değerler,erdemler, var tabii; ilişkiler,güven,aşk...ve tüm bunlar çok önemli.Fakat ne yazık ki para daha önemli ve tıpkı,çok değerli su damlacıkları gibi damlıyor.Bazıları kana kana içiyor, bazılarıysa susuz Kalıyor.Para olmayınca kuruyup ölüyorsunuz.Paranın yokluğu hiçbir şeyin yaşamasına izin vermeyen bir kuraklık yaratıyor.
Sayfa 145Kitabı okudu
Bebekler niçin sallanarak uyutulur? Bir haftalık bebekler günün yaklaşık yüzde 80’ini kısa aralıklarla uyuyarak geçirirler. Bir aylık olduklarında, uyku zamanları günde 3 ila 4 kestirmeye ve 5-6 saatlik kesintisiz bir gece uykusuna dönüşerek gittikçe azalır. Bebeklerin geceleri uykııdan uyanmaları annelerin en çok zorlandıkları hususlardan
Sayfa 84 - AykırıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.