Kitabı her elime aldığımda sanki bir portal açılıyormuşta Dune dünyasına giriyormuşum gibi hissettim. Ne evren ne hikayeler ama... bir efsanenin gerçekleşmesi falan, bir çocuğun çok hızlı bir şekilde büyümesi, büyümek zorunda kalması, bir çocuğun çocuk olamadan alim olması, bir kadının planlarının çok ötesinde bir konuma kavuşması neler neler, güzeldi çok lezzetliydi, Paul un hikayesinin devamını görmek istiyorum. Bu evrende olup bitenleri anlamak istiyorum. Baharat ne zaman keşfedildi de en önemli şey oldu, bunu öğrenmek istiyorum. Fremenler cahil cühela bir halk mı yoksa dine bağlılıkları fazla yüce bir soy mu anlamak istiyorum.
DuneFrank Herbert · İthaki Yayınları · 202111.6k okunma
İlk üçlemenin son kitabıydı. Açıkcası okurken çok yoruldum, çok fazla betimleme var. Bu betimlemelerin faydası olduğu kadar zararı da çok. Her şey film gibi önünüzden geçiyor. Ama çok yavaş, bazen durup sıkılıyorum, temelde ki sağlam hikaye ve karakterler devam etmenizi sağlıyor. Karakterler arkadaşınız gibi. Sturm un ve Flintin ölümünde 2-3 gün kitap okumayı bıraktim, o kadar üzdü beni. Bu evrene birkaç kitaplık ara vereceğim. Zihnimi biraz dinlendirmem gerek, sonrasında tekrar ikinci üçleme ile geri döneceğim.
Bir elf kızının lider olmasının bedeli nedir? Onuru için yaşayan bir adamın son kararını veriyor olmasını bilmek nedir? Dostlarının peşinden gitmek mi yoksa yıllardır saplantıya dönüşen toksik aşkının peşinden gitmek mi? Karakterlerin ayrı ayrı öyle hikayeleri var ki hangisini ele alırsanız alın, bir arkadaşınız gibi hissediyorsunuz. Laurana, Sturm ve Tanis. Bu hikayedeki karakterlerin önem sırası. Bazen bazı ölümlere inanmak istemezsiniz. Burada bu da var. Neredeyse 3.kitabı okumama engel olacak kadar üzüldüğüm bir ölüm.