yaşamlarına kendi elleriyle son verenlerin çıkmazda olduğu düşünülür. halbuki o eşik çoktan aşılmıştır. yaşamak için gerekli olan tek şey 'neden'lerdir. kötü de olsa, acı da olsa, yaşamayı zorunlu kılan nedenler... yüzleşebilecekleri en tehlikeli katmandır, boşluk. anlam yoktur orada. acı yoktur. görülecek bir hesap kalmamıştır. sakince ölürler; belki biraz fütursuzca.
kitaba ismini veren öykünün mizanseni bu konu üzerine oluşturulmuş. ancak geriye kalan on dokuz öyküde de bu temayı hissetmek mümkün; o tekinsiz boşluk. bazı yazarlar huzur kaçırmakta çok sanatlıdırlar. fleur jaeggy de onlardan biri.
#KİTAPYORUMUM
Eveeet, sizlere bir bilim kurgu klasiği ile geldim. Buna çok şaşırdığınızı biliyorum çünkü malum klasik kitaplar ile başım uzun zamandır dertte, ama buna dur demenin zamanının geldiğini düşünüyorum. Klasikler içinde de çok güzel kitaplar var onlardan daha fazla mahrum kalmak istemiyorum bu yüzden bu durumu nasıl çözerim diye düşündüm
Medine'den ayrılmadan önce, son ere kadar hepsinin, bu arada çeşitli yaralar alarak vücutları âdeta delik deşik olmuş, kimi kolsuz, kimi bacaksız kalmış gazi Mehmetçiklerin, birbirlerine sokulup birbirlerine yardım ederek, halsiz, mecalsiz bir durumda, son defa Harem-i Şerif'i ziyaretle Ravza-i Mutahhara'ya yüzlerini gözleri- ni sürerek dualar ede ede yaptıkları veda ziyareti görülecek şeydi.
İngiliz altınları ile beslenerek Türk'e diş biler hâle getirilmiş bazı sözde Araplar bile bu manzara karşısında gözyaşlarını tutamamışlardı.
Bizimle beraber Medine'de kalıp aylarca süren muhasaranın her türlü sıkıntısını çekerek açlığına bile katlanan yerli Araplar ise, tam bir matem havası içinde hüngür hüngür ağlıyorlardı.
Medine-i Münevvere'den çıkan askerimize, Medine halkı;
"Bizi bırakıp nereye gidiyorsunuz? Siz buralardan gittikten sonra bizi birbirimize kırdıracaklar." diyerek gözyaşları döküyorlardı...
Bu tarihten sonra, Medine'den Mısır'a kadar bir- çokları, cesur ve yiğit olmasını istedikleri çocuklarına "Fahreddin" ismini vereceklerdi.
Neferler arasında ise, "Fahreddin Paşa nasıl olsa yine buraya gelecek, gelir. Kaçıp Medine'de aç da, susuz da olsak bekleyelim, ama esir olmayalım!" yeminleri ediliyordu. 45
Ama öyle yahut böyle, o günler için her şey bitmişti... Medine'de kalan, artık yalnız mücahid Mehmetçiklerin, Hz. Peygamber'e (s.a) komşu kabirleriydi...
Allah Teâlâ, bu vesileyle, tüm şehid ve gazilerimize rahmet etsin, Rasûlüne komşu eylesin.
Spoiler içerir....
Kimsenin duymak istemediği Bergljot’un sesi Miras kitabı.
Eser , daha 5 yaşındayken yani çocukken babası tarafından cinsel istismara maruz kalan ellili yaşlarında bir kadın kahraman Bergljot’un romanı. Bergljot babası öldükten sonra aileye kalan miras sürecinde yaşadıklarını bilinç akışı şeklinde kahraman anlatıcı yani 1.kisi
Ebruar kavramını veya Ebruarı bunların nasıl kimseler olduklarını el alacağız, konuşmaya çalışacağız Ebruar her ne kadar Türkçe'ye bir isim olarak geçmişse de aslında Arapça eril bir çoğul yani Ebruar iyiler demek Bu kekili bunun Ber veya Ber ayette geçtiği üzere Cenab-ı Hak Hz. Yahya için o Ber ile bir valideyhi Olem yakın Cebber'in
Divan edebiyatına aşık biri olarak görür görmez kitaplığıma eklemek istediğim bir kitap oldu. Birkaç zamandır orda durmasına karşın, şimdi okumak nasip oldu, bu vakte esir oldu.
Eser adeta divan edebiyatı antolojisi mahiyetinde. Öylesine zarif kelâm erbablarına yer verilmiş ki onlardan geriye kalan tek şey hakikaten ‘Hoş Bir Sadâ’ olmuş. Okuyup
Yarım bırakılan bırakmak mecburiyetinde kalan onlarca yüzlerce hayat..
Irkına, milletine, gelenek ve göreneklerine, yaşadığı coğrafyasına mensup olup kopartılmaya çalışan, mecbur kalıp kopan, yıpranmasına rağmen hala pes etmeyen ayakta duran sonsuz fidanlar…
Lompen fikirlerle, sıkıca tutunmuş ideoloji ve kibirleriyle gözü doymak bilmeyen pis
İstanbul,, Anadolu’daki her şehirden bir parça koparıp bambaşka bir terkip olmuştu.. Onlardan bir parça koparırken hem İstanbul’un kendisi bozulmuş hem de geride kalan şehirleri biçimsizleştirmişti..
#gökçen
Yine çok severek okuduğum #gökçen serisinin ikinci kitabı Geride Kalanlar kitabının yorumu ile geldim.
Bu seriye olan sevgimin tarifi yok.
Çok kıymetli ve çok özel.
Bu serinin her sahnesini saatlerce konuşabilirim. Sahne komikse kahkaha, hüzünlüyse ağlama moduna geçebilirim.
Neden mi? Çünkü hayata dair her şey var ve karakterler öyle
İşte bilinmeyenleriyle Haşhaşi örgütü:
Haşhaşîler denildiğinde, akla Hasan Sabbah, onun meşhur Alamut Kalesi, bir de uyuşturduğu fedaîlerini sahte cennete sokup, kadınlarla her türlü zevki yaşattıktan sonra çıkarıp, onlara o cennete tekrar kavuşmaları için görev vermesi, fedaîlerin de “gerçek zannettiği” bu “sahte cennete” tekrar kavuşabilmek için
İbn Kayyım el-Cevziyye, İgasetu’l-Lehfan fi Mesayidi’ş-Şeytan adlı eserinde
der ki:
Peygamberlerden başkaları, şahsî düşüncelerinde ve ilhamlarında hata da ederler,
isabet de. Onların zan ve ilhamları, düşünceleri ve hatıraları
80, Allah’ın kulları için delil ve
hüccet niteliği taşıyamaz.
Allah’ın ilhamına mazhar olanların sadatı, ashab-ı