06.02.2024 (Mazur Görün Beni)
Nedense en zoru başlangıç kelimeleri oluyor her seferinde. Nasıl başlasam, ne yazsam diyerek onlarca sayfa kapandı açılmadan. Aç sayfalarını inadı bulaşmış mürekkeplerle... Karala sayfaları önsözden kaynakçaya satır satır sensiz benliğini... Ve oku ardından en yalnız olduğun vaktin kimsesizliğiyle herkese Ve haykır ardından üzerine çökmüş bir
Gece Düşünceleri
Saat 1.23 ve bu iletiyi giriyorum, uzun süren ‘reading slump’ modumu kapatmaya çalışarak. Aslında amacım bunun tam sebeplerini sıralayarak kendimi daha iyi tanımak olacak ve dönüp okuduğum düşüncelerim sadece hoşuma gitmiyor aynı zamanda beni besliyor da. Geleceğe yazılmış bir sandviç gibi. 1.sebep mevcut okumaların keyif vermemesi Bunun asıl
Reklam
Dahi Diktatör
4-) Kitapların bize sağladığı konforlu alandan kurtulursak; kendi hayatımda beş dakika önce söylediğini unutup tam tersini iddia etmeye başlayan çok sayıda insan tanıdım. Bazen duygu durumuma göre veya müdahil olmanın fayda sağlayacağını düşündüğüm zamanlarda sohbetlerine katılırım. Ezcümle söylemek gerekirse celalşengörlere alışığım ve Atatürk
Hoca tavsiyesidir efendim, uslu bir öğrenciyimdir.
Ulus Nedir?
Ulus Nedir?
Ernest Renan
Ernest Renan
“Bugünlerde artık pek Renan okumuyoruz. Eserlerinin hacmi-tuttuğu binlerce sayfasıyla-biz aceleci okurların gözünü korkutuyor. İnsana dair hiçbir şeyin yabancı kalmadığı böyle derin bir bilginin enginliği bizi yıldırıyor.” Önsözden
Philippe Forest
Philippe Forest
Onlar Bu Dilden Anlar
“Onlar, “lütfen”den anlamaz. “ulan!”dan anlar... Onlar çiçekten anlamaz. Dikenden anlar. Güvercinden, kelebekten değil; doğandan, kartaldan anlar... Ve onlar, kanattan anlamaz, gagadan anlar, pençeden anlar.. Onlar, şarkıdan anlamaz; türküden, ağıttan anlamaz, belki marştan anlar. Onlar, yaydan anlamaz; oktan anlar.. Ayrıca dil döküp durduk... onlar, dilden anlamaz, elden anlar. Onlar soğukkanlılıktan anlamaz...Öfkeden anlar. Onlar aydınlıktan anlamaz..Ateşten anlar... Onlar, ipekten, kağıttan değil, demirden, çelikten kurşundan anlar... Onlar, yazışmadan, çizişmeden, buluşmadan, görüşmeden anlamaz..Döğüşmeden anlar.. Onlar, önsözden anlamaz..Son sözden anlar....” ARİF NİHAT ASYA
Önsözden
Demokratik Hilafet’e Doğru
Demokratik Hilafet’e Doğru
İslam dünyasında demokrasiyi reddeden siyaset adamları ve fıkıh bilginleri bu reddiyelerini İslamiyet'in kapsamlı ve entegre bir sisteme sahip olmasına dayandırmışlardır. Onlara göre İslam, kendine has özgün bir siyasal düzene sahiptir. Hilafet düzeni olarak da bilinen bu düzen, tarih boyunca uygulanmış olup ne Doğu, ne de Batı'dan alıntılara muhtaçtır. Söz konusu kesimler, bu inançtan hareketle "Hilafet" dizenini günümüzde yeniden hayata geçirmeye çalışmaktadırlar. Oysa herkesin de bildiği üzere demokrasi, indirilmiş bir kitap yahut sosyal gerçekliğe ait tek bir resim değildir. Aksine yönetimle ilişkili birçok prensip ve mekanizma topluluğu olup halkın iradesi, yöneticinin seçimle gelmesi, güçler ayrılığı ve siyasal çoğulculuk gibi prensiplere dayanır. İslamiyet, Hıristiyanlık veya Yahudilikle bazı noktalarda buluşurken bazen de tamamen çelişir. Başkalarının deneyimlerini aynen kabul etme zorunluluğu olmaksızın her toplum kendi özgün modelini inşa edebilir. Dolayısıyla Müslümanlar, kendi inanç esaslarından taviz vermek zorunda kalmaksızın İslam'ın ışığında kendi siyasal deneyimlerini biçimlendirebilirler.
Reklam
65 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.