130 syf.
·
Not rated
·
Read in 30 hours
Gılgamış Destanı, Sümerlere ait bir doğal destandır ve sözlü kültürden yazılı kültüre aktaranı bilnmemektedir. Gılgamış Destanı, Mezopotamya üzerine 19. asırda yapılan kazı çalışmalarında gün yüzüne çıkmıştır. Yazıyı icat eden ilk medeniyet olan Sümerliler, çivi yazısı ile yazılar yazdığı tabletlere bu destanı yazmışlardır. Günümüzden yaklaşık
Gılgamış Destanı
Gılgamış DestanıAnonim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20235.1k okunma
192 syf.
·
Not rated
Osiris Dilay :d
Merhaba. Biraz uzun ancak yararlı bir derleme olduğunu düşünüyorum. Keyifli okumalar. Ölüler Kitabı, 1899'da tanınmış Mısırbilimci E.A. Wallis Budge tarafından çevrildiği için tarihte önemli bir yer tutmaktadır. Mısırbilimci John Romer'ın önsözünde açıkladığı gibi; mütevazi öncülleri ile büyük ölçüde kendi kendini eğitmiş olan Budge, bu
Ölüler Kitabı
Ölüler KitabıE. A. Wallis Budge · Erasmus Yayınları · 201911 okunma
Reklam
Önsöz'den Alıntı
Bu kitapta ne mi bulacaksınız? Devlet dersinde öldürülen çocukluğunuzu; en meraklı ve yaratıcı çağınızın nasıl törpülendiğini; eğitimin insanlaştırmadığını, insanlıktan çıkardığını; senelerce dünyanın tersinden öğretildiğini; "ayrım gözetmeme- nin" bazen en büyük ayrım olduğunu...
Önsöz'den Alıntı
Atatürk, çevresindeki hayatı zenginleştiren bir insandı. Kadınların kendisini beğenmelerinden hoşlanır ve buna açıkça karşılık verirdi. Ölümünü izleyen ruhsal çöküntü döneminde, yerine daha gelenekçi bir insan olan İnönü geçtiği vakit, Atatürk'ün hayranlarından bir kadın, "Türkiye, sevgilisini kaybetti," demişti. "Şimdi artık uslu uslu kocasıyla oturması gerekecek."
#Önsöz'den (Kitapta yer alan bir ifade) Dünyalanndan geçmiştirler - ne görkemli bir hayalleri vardır, ne de görkemli bir tutkuları; Tanrı'm, bu ikisinden de yoksun bir insan gölgesinden korkan bir tabansızdan başka nedir ki? Koşa koşa işlerine gitmekten başka bir şey bilmezler - yüzlercesini görmüşümdür, treni kaçırırlarsa işten atılacakları korkusuyla kahvaltılarını kaptıkları gibi ellerinde abonman biletleriyle o küçük trenlerine yetişmek için önlerine geleni itip kakarak yel yeperek koşarlar; ne olduğunu anlama zahmetine katlanmadıkları işlerinde çalıştıktan sonra bu sefer akşam yemeğine geç kalacakları korkusuyla koşa koşa evlerinin yolunu tutarlar; ( ... ) Başımıza bir kaza gelebilir korkusuyla hayat sigortası yaptırıp az buçuk da para yatırırlar bir yere. Eh, pazar günleri de ahiret korkusu biraz.
Bilmez miyiz Wells Abi
#Önsöz'den Wells, insanlık ile dünya dışı varlıklar arasındaki çatışmayı ayrıntılarıyla öyküleştiren ilk yapıtlardan biri olan Dünyalar Savaşı'nın pek çok yerinde insan soyuna yönelttiği eleştirel bakışı gizlememiş, Londra dolayları Marslıların ölümcül Isı Işınları ve zehirli Kara Dumanının en ağır saldırısı altındayken bile insanoğlunun acımasızlığını dile getirmekten kaçınmamıştı: "Üstelik onları [Marslıları] acımasızca yargılamaya kalkmadan, bizim kendi cinsimizin de yalnızca soyu tükenmiş olan bizon ve dodo kuşu gibi hayvanlara değil, //kendinden aşağı gördüğü ırklara da ne kadar gaddarca ve kıyasıya bir kıyım uyguladığını da unutmamalıyız.//
Reklam
942 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.