Birkaç yirminci yüzyıl modeli, zorlukların yalnızca kötü ebeveynlikten kaynaklandığı (tabii ki ebeveynlik muazzam bir fark yaratsa da) veya bu durumlara doğadaki moleküler kazaların neden olduğu (moleküller ve işlevleri, işleyen organizmanın bu düzeyinde merkezî rollere sahip olmasına rağmen, kuşkusuz ki) gibi fikirler sunarak, herkese uyan yaklaşımlar öne sürdüler. Bunların pek de işe yaramadığı görüldü.