önsöz'den
Biyoloji, zooloji ve botaniği kapsar; her ikisi de organizmayı bütünüyle adlandıran ve niteleyen sınıflandırmaları kullanır ve kendilerini yalnızca hücresel moleküler düzeyle neredeyse hiç sınırlamaz. Bir terim ve kavram olarak biyoloji, yalnızca iki yüzyıl öncesine uzanıyor. 'Biyoloji'den önce şeyler, sadece tesadüfi olarak canlı veya cansız olarak görülüyordu.
önsöz'den
Hâlâ 20. yüzyılı aşamamış olan Amerikan Psikiyatri Derneği'nin 'Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel Elkitabı' (DSM), "bozuklukları" normal sistem işleyişinden bağımsız olgular olarak gösteriyor ve sapılan "normal işleyişler"den hiç söz etmiyor.
Reklam
önsöz'den
Freud, bir araştırmacı ve nörolog olarak eğitim almış olmasına karşın, 1900'den sonra "gerçek beyine" atıfta bulunmadı (aslında daha önce afazi ve çocuk felci üzerine kitaplar yazmıştı). Ona göre zamane beyin bilimi, Freud'un klinik gözlemlerinin çok gerisinde kaldı ve daha sonra bir bağlantı bulunması umudu ile o ve takipçileri deneysel bir doğrulama olmadan çalışmalarında ilerlediler. "Biyolojik" yanlısı eleştirmenler, Freud'un ortaya koyduğu terapi için deneysel bir doğrulamanın varolmadığını uygun kontrollerle yapılan hiçbir resmî çalışma onun tedavi yöntemini doğrulamamasıyla farketti. Psikoanalitik tedavinin sonuçları verilere değil, tanıklara bağlıydı, bu da 'modern tıbbın aforozu' sayılabilir.
önsöz'den
Birkaç yirminci yüzyıl modeli, zorlukların yalnızca kötü ebeveynlikten kaynaklandığı (tabii ki ebeveynlik muazzam bir fark yaratsa da) veya bu durumlara doğadaki moleküler kazaların neden olduğu (moleküller ve işlevleri, işleyen organizmanın bu düzeyinde merkezî rollere sahip olmasına rağmen, kuşkusuz ki) gibi fikirler sunarak, herkese uyan yaklaşımlar öne sürdüler. Bunların pek de işe yaramadığı görüldü.
Dünya bizi kurtarma ve bize iyilik yapma aşkıyla dolu insanlar tarafından hep kana bulandı. Tarihteki bütün savaşları içi iyilikle dolup taşan, kendini bir dava uğruna feda ettiğini düşünen kurtarıcılar çıkardı. Hitler Almanları, Stalin işçileri, Mao köylüleri kurtarmak için dünyayı kana buladı. Milyonlarca insan kurtarıcıların şefkat dolu
Plato Film YayınlarıKitabı okuyor
önsöz den
Tiyatro muhiti nedir anlayamamış, bunun fikir ve medeniyet terbiyesine etki derecesini takdirden daima uzak kalmış.Sanat rağbetle dengelenir. Her şeyde ilerleme ahalinin aşkı, şevki, ciddiyet isteğiyle, iyiyi kötüden ayırt etme gücüyle gerçekleşir.
Reklam
önsöz den
Boş konuşmayı üstünlük vesilesi bilen inatçı eleştirmenleri susturmaya uğraşmanın nafile bir çaba olduğunu son tecrübelerimle öğrendim. Dilin kemiği olmadığı gibi selim bir vicdanın doğruluğuna tabi olamayan garazkar kalemler de doğru olsun olmasın, her konuda söz karalayabilirler. Dünyada kusursuz iş olmaz. O iddiada değilim. İyi niyete, eleştiri sanatına dayanmayan zırvaların zilleti daima çıktığı yerlere döner. Heybeliada, 14 Ocak 1914
372 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 34 days
İFTİRA, İFTİRA, İFTİRA!
Her kitaptan alınabilecek tonlarca ders olmasa bile bazen içinden alacağı bir ders bile insana yetebilir. Fakat bazen insan olarak alınabilecek en güzel dersleri kaçırdığımızda; gördüğümüz herkesin dediği her şeye inanır oluyoruz... ••• İncelememin başlığına değinecek olursam, yukarıda da belirttiğim gibi, insan hayatının bir noktasında alması
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201926.8k okunma
önsöz'den
Boş zaman, T.S. Eliot'a göre "kültürün temelini" oluşturur. Lafargue'in Tembellik Hakkı'nı okurken, Eliot'in bu sözünü aklınızdan uzak tutmamanızı dilerim.
önsöz'den
Tembellik hakkı deyince, şöyle yan gelip yatmak, ekmek elden su gölden bir yaşam gelir insanın aklına önce, "armut piş, ağzıma düş" deyimine uygun bir yaşam... Oysa, emek vermeden insanca bir yaşam elde edilemez.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.