Narsistik Çift : Tolstoy ve Sonya [okumak isterseniz diye bırakıyorum]
1862 yılında otuz iki yaşındaki Lev Tols­toy, henüz on sekizindeki Sonya Behrs ile evlenmeden birkaç gün önce aralarında hiçbir sır olmaması gerektiğine karar verdi. Bu kararın bir parçası olarak günlüklerini ona okuttu ve genç kızın hem ağlaması hem de oldukça kızması onu çok şaşırttı. Günlük­lerine eski aşk ilişkilerini yazarken yakında yaşayan
Sayfa 85 - Altın Kitaplar Yayınevi 1. BasımKitabı okudu
Ayrılığı Anlamak ve kabullenmek...
Geçmişinde kaybettiklerim hiç ummadığım anlarda su yüzüne çıkıyor. Yaşamın akışında kaybettiklerimden çok, bile bile kaybettiklerim acıtıyor canımı. Elinin altında olduğunu sandığın ve bir anda elimden kayıp gidenler... Bazen yüreğime taş basarak kaybetmek zorunda olduğumu kabul ettiklerim. Gözümden yaşlar süzülürken sırtımı dönüp gittiklerim, vazgeçtiklerim... Eski aşklar, eski sevgililer, eski dostlar... Kaybedilenlerin gözlerinde yıllar sonra gördüğün gülücükler mutlulukla acıyı aynı anda yaşatıyor. Onun mutluluğu, senin kayboluşun. Geriye dönemez, bir kez daha saramazsın. Sen, gecenin ayazında yalnızlığına sarılır, bugününe bakmaya devam edersin. Kırgınlıklarınla, gururunla, yalnızlığınla, kaybolduğun şehirle... Aşkın soğuk girdabında, ayrılığın kavurucu sıcaklığında, zamansız yitirişlerin çaresiz yalnızlığında aklın düşüyor bir yüze, bir isme... Kilitleniyor tüm beden, zihin, duygular... Bir an bile hayata karışmak zor oluyor. Olmadık yerde, olmadık zamanda dönüp dolaşıp aynı isme, aynı yüze, aynı kokuya bürünüyor her şey... Kızsan nafile, isyan etsen beyhude... Tadı olmuyor onsuz içtiğin kahvenin, kokusu yetmiyor denizin, çiçeğin... Alışırım elbet yokluğuna, ne de olsa dünya dönüyor değil mi? Dünya dönüyor da ben dönemiyorum. Aklımın düştüğü boşlukta, sensizlikte, sensiz karanlıkta her şey duruyor
Sayfa 147 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Sahip olduğum o kadar çok şey var ama onsuz her şey hiçe dönüşüyor."
günümü aydınlatıyorsun sevgili Werther
Çok şeye sahibim ama onu düşünmek her şeyimi silip süpürüyor. Nelerim var fakat onsuz her şey bana hiç oluyor!
''Sahip olduğum o kadar çok şey var, ama onsuz her şey bir hiç.''
Sayfa 111Kitabı okudu
"Sahip olduğum o kadar çok şey var ama onsuz her şey hiçe dönüşüyor."
Reklam
Onsuz her şey daha güzel.
Sayfa 36 - Yapı Kredi Yayınları 39. BaskıKitabı okudu
Sahip olduğum o kadar çok şey var, ama onun için duyduklarım sahip olduğum her şeyi yutuyor; sahip olduğum o kadar çok şey var ama onsuz her şey hiçe dönüşüyor.
Güzellikten alınan keyfin tuhaf, sarhoş edici bir etkisi vardır. Güzelliğin ne görünür bir faydası, ne de kültürel bir gerekliliği bulunur. Buna rağmen uygarlık onsuz yapamaz. Estetik bilimi, güzelliğin duyumsandığı koşulları araştırmış ama güzelliğin tabiatına ve kaynağına dair bir açıklama getirememiştir. Her zaman olduğu gibi bu başarısızlığın üstü de bir dizi boş sözcükle kapatılmıştır. Ne yazık ki psikanalizin de güzellik konusunda söyleyecek bir şeyi yoktur.
"Bir Allahsıza Cevap!"
Allah fikri öyle bir güneştir ki onsuz her izah karanlıkta kalır. Allahsız filozoflar bile hedefini şaşırmayan karanlık bir tabiat şuuruna inanmışlardır. Arada bir kelime ve derece farkından başka bir şey kalmaz. Mahiyet aynıdır. Ben Allaha öteki dünya düşüncesinden en uzak olduğum çocukluk çağımda inanmaya başladım. ... Benim imanım şüpheye karşı adım adım kazanılmış bir dikkat, inceleme, tenkid ve bilgi zaferidir. Allah, kendisini kabul ettirmek için insana yeter derecede bilgi imkanı vermiştir. Fakat gizli bir varlığın (hele Allah’ın) yokluğunu isbat etmek için her şeyi bilmek lazımdır. Hiç kimse bu külli bilgiye sahip olduğunu iddia edemez. Allaha inanmak değil, inanmamak insanın boyunu aşar. Unutma ki insanlar arasında Allah’a inanan dehalar ve büyük zekâlar pek çoktur, eşekler arasında hiç yoktur! 22 Eylül 1958 Milliyet
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.