Elbette başlangıçta ikiyüzlü olduğunu bilmiyordum. Hatta hayatımda gördüğüm en olağanüstü erkek olduğunu düşünmüştüm. Benim yüzüme bile bakmadığı sıralarda onu uzaktan uzağa tam beş yıl boyunca taparcasına sevmiştim. Ve sonra, benim onu hâlâ çılgınca sevdiğim ve onun da bana bakmaya başladığı güzel bir dönem yaşamıştık. Tam bana daha fazla bakmaya başlamıştı ki, tam bir rastlantı sonucu o müthiş ikiyüzlülüğünü keşfetmiştim. Ve şimdi benim kendisiyle evlenmemi istiyor, bense ondan ölesiye nefret ediyordum.
Marguertie'nin anısı durmadan beni kovalıyordu. O kadını çok sevmiştim. Hala da seviyordum. Birdenbire ona karşı ilgisiz olamazdım. Onu ya sevmeli ya da ondan ölesiye nefret etmeliydim.
Birçok insan gibi ben de onu sevmiştim ama onlarla aramızda bir fark vardı. Ben onun da beni sevdiğini biliyordum.
Ona ölesiye güvenmiştim.
Ve o ölmüştü.
Sokak fenerlerini düşünürken gökyüzüne baktım. Koyu karanlıktı, ama öbek öbek bulutların arasından dipsiz kara lekecikleri açıkça seçebiliyordum. Birden bu lekelerin birinde küçücük bir yıldız fark ettim ve dikkatle incelemeye başladım. İzlerken birden bir düşünce geldi aklıma: Evet, bu gece kendimi öldürecektim. Daha iki ay önceden aklıma