"Sizce iman bakımından en güçlü olan kimlerdir?" diye sormuştu ahsabına...
"Meleklerdir ya Rasûlullah..."
"Melekler zaten Allah'a ibadet için yaratılmışlardır."
"Peygamberlerdir ya Rasûlullah..."
"Peygamberlere vahiy Allah'tandır."
"Ashabındır öyleyse..."
"Sizler de Peygamberinizle görüşüp konuşanlarsınız."
"İmanı güçlü olan kimlerdir öyleyse Ya Rasûlullah?.."
"Beni görmeden ve tanımadan inanan ve seven ahir zaman ümmetimdir."
O'nu (s.a.v) hakkıyla sevmek, O'na (s.a.v) tâbi olmak, O'nun (s.a.v) yolundan yürümeye çabalamak, imanın en üst mertebesidir.
Ölü Ozanlar Derneği çoktandır merak ettiğim ve yorumlarına güvendiğim blogger'lar tarafından da tam puan alan bir kitaptı .Kütüphanede bulunca da vakit kaybetmeden bu ayki okuma listeme ekledim.Kitapla ilgili söyleyebileceğim en genel yorum yediden yetmişe herkesin okuması gereken bir kitap olduğudur.Konu itibariyle bir grup gencin çok disiplinli bir okulda yaşadıkları,öğretmenlerinin fikirlerinin değişimlerine olan etkisi anlatılıyor.Yazar gündelik yaşamda gençlerin okul kaygısını ve psikolojisini çok güzel bir üslupla aktarıyordu.Aile baskısı,sınav kaygısı,öğretmenlerin tutumuna kadar çok başarılı bir psikoloji izlenmişti.Ben nu kitapta her öğrenciyi tanıma fırsatı bulduğumuz için tanrısal bakış açısıyla yazılma olayını çok sevdim,normalde birinci ağızdan anlatılan kitapları tercih ediyorum çünkü.Her karakter bize başka bir gerçeği yansıtıyordu.Özellikle kitapta ki İngilizce öğretmeni Bay Keating karakterini ve bu karakterle verilmek istenen mesajın özünü de çok sevdim.Genel olarak kitap sıradanlıkla ilerlerse de sonlara doğru bir şeylerin patlak vereceğini hissettiğim için okurken hiç sıkılmadım.Yazar da beni şaşırtmayarak son 20 sayfada öyle bir şey yaptı ki kitabı nasıl bitirdiğimi bile anlamadım.Benim için her zaman kitap sonları o kitabı beğenmem de çok büyük bir etkendir ve bu kitaba sırf son sayfalardaki duygu yoğunluğu için bile tam puan verebilirdim.Dediğim gibi kitap hiçbir yaş kitlesi tanımadan herkese ithafen yazılmış bir kitap,bu yüzden yaşınız kaç olursa olsun okumanız gereken bir başyapıt.
Beyazid-i Bestami :"Ben Allah'ı anımsamadan Allah beni anımsadı, ben O'nu tanımadan, o beni tanıdı. Allah'ın insanı sevmesi, insanın Allah'ı sevmesinden öncedir"
'...bırakın beni Petroviç , rica ...Bir memurum ben ...Bazı bakımlardan şerefli bir ...'
Akakiy üçüncü sınıf bir memurdur . Karın tokluğuna çalışan işçi , bir garip yurttaştır .
Ne derdini dinleyen bir polis vardır nede bürokraside herhangi bir takım kravatlı .
Bir gün artık dayanamaz yamalı paltosunun soğuk hava geçiren deliklerinden
Kitabı okumam bir hayli uzun soluklu oldu.Alemlere Rahmet olarak gönderilen aleyhisselatu vesselam Efendimizin hayatını bu kadar sarih ve tafsilli anlatan başka bir eser bilmiyorum.Kitab'ın yazılışı itibariyle sayfalar sıkılmadan okunuyor.Siyer alanında mutlaka her kütüphanede bulunulması,ve Mümin gencin okuması gereken fevkalade eser.
Son olarak Kainatın Efendisini tanımadan önce tanınan diğer kimselerin hepsini tanımak fuzuli bir iştir.O'nu tanımayan ne kendini bulabilir ne de onun yaydığı ışığın sancaktarlığına namzet olabilir yirmibirinci yüzyılda...
Kitap otobiyografi olduğu için Üstadın hayatını kendi dilinden okumamıza ve tanımamıza imkan sağlıyor. Hüküm Dergisini okurken Muzaffer Doğan 'ın bir tavsiyesi vardı; Üstadı okumaya başlarken bir sıra ile başlanması gerektiği söylüyordu. Çünkü hayatı bilinen bir kişinin fikirleri daha da anlaşılır hale gelecektir.Bundan dolayı eğer üstadın kitaplarını okuma niyetiniz varsa ilk önce bu kitaptan başlamanızi tavsiye ederim.
Necip Fazıl'ın mürşidi olan Seyyid Abdülhakim Arvasi Hazretlerini Tanımadan önce ve tanıdıktan sonra hallerini ( ve kerametlerini) naklediyor bizlere.. Kitabı okuduğum da üstadın bir çok bilmediğim yönünün olduğunu fark ettim Öğrenince baya şaşırdığım ve o zamanki duygularını, düşüncelerini muhteşem bir şekilde ifade eden Necip Fazıl'a bakış açımı bir kez daha değişti ve bir kez daha hayran kaldım. Necip Fazıl da ilk hayatını anlatırken hep bir mahcup dille anlatıyor . Anlatıyor ki ne halde iken ne hale geldiğini anlayabilelim. Bunu da kendisi şöyle ifade ediyor ; O muhteşem saray dururken , benim köstebek yuvası evimin ve solucan hayatımın ne değeri olabilir ; ve başlangıçta sürdüğüm hayata nasıl bağlanabilir ?. ..Bu sözünden de anlıyoruz ki hakiki mürşid Allah yoluna çağırandır. Eğer bir mürşide bağlı olup da hayatımızda hiçbir değişiklik yoksa doğru yolda olup olmadığımızı sorgulamamız gerekmektedir.Üstad Tasavvuf ile ilgili akılda soru işareti varsa bir çok güzel örnekler le o soru işaretlerini cevaplıyor. Velhasıl kelam Tek dâva O'nu bulmakta,bulduracak olanı bulmaktaydı..
O ve BenNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20218,5bin okunma