Sartre'ın felsefesine "Varoluşçuluk" adı verildi. Bu ad, her şeyden önce dünyada kendimizi var olurken bulmamız ve ardından yaşamımızla ilgili ne yapacağımıza karar vermek zorunda olmamız düşüncesinden gelmektedir. Öbür türlü de olabilirdi: Belirli bir amaç için tasarlanmış bir çakı gibi olabilirdik. Ancak Sartre, öyle olmadığımıza inanır. Onun ifadesiyle, varoluşumuz özümüzden önce gelir, oysa tasarlanmış nesnelerde özleri, varoluşlarından önce gelir.
Sayfa 291 - Alfa Yayınları
Sartre'ın felsefesine "Varoluşçuluk" adı verildi. Bu ad, her şeyden önce dünyada kendimizi var olurken bulmamız ve ardından yaşamımızla ilgili ne yapacağımıza karar vermek zorunda olmamız düşüncesinden gelmektedir. Öbür türlü de olabilirdi: Belirli bir amaç için tasarlanmış bir çakı gibi olabilirdik. Ancak Sartre, öyle olmadığımıza inanır. Onun ifadesiyle, varoluşumuz özümüzden önce gelir, oysa tasarlanmış nesnelerde özleri, varoluşlarından önce gelir.
Sayfa 293
Reklam
Yabancılarla konuşmak, belki de kendini ilk kez tanıtmak için sana verilen en büyük fırsattır, kim bilir. Bir gün bir taksiden inersin ve inerken ne annene ne terapistine ne de en yakın arkadaşına söylemediğin bir şeyi söylediğine şaşarsın. Kendinden bunu duyduğuna şaşarsın en çok. İnsan ne kendini ne de aynı evde 50 yıl yaşadığı insanı tanımadan bu dünyadan gidebilir. E bu biraz yazık olur tabii. Bir lunaparka girip hiçbir şeye binmemek olur bu. Bir bahçeye girip, hiçbir çiçeğe bakmamak. Bir sofraya oturup, hiçbir şeyi tatmamak olur. Hayatı ısırmak gerek. Seni havaya attığında tutacağına inanmak gerek. Umut adı onun da. Başkaları cehennemdir demişti Sartre, ama sakın cennetimiz olmasın?
Sayfa 119 - Doğan NovusKitabı okudu
Sartre'ın felsefesine "Varoluşçuluk" adı verildi. Bu ad, her şeyden önce dünyada kendimizi var olurken bulmamız ve ardından yaşamımızla ilgili ne yapacağımıza karar vermek zorunda olmamız düşüncesinden gelmektedir. Öbür türlü de olabilirdi: Belirli bir amaç için tasarlanmış bir çakı gibi olabilirdik. Ancak Sartre, öyle olmadığımıza inanır. Onun ifadesiyle, varoluşumuz özümüzden önce gelir, oysa tasarlanmış nesnelerde özleri, varoluşlarından önce gelir.
Sayfa 291Kitabı okudu
_Kadın olsam hayat kadını olurdum. _Bir çiçeğe konan kelebek olmaktansa, bir boka konan sinek olmayı tercih ederim. _Kelebeklerin ve arıların arzuladığı bir çiçek olmak varken, sinekleri cezbeden bir bok parçasıydım. _Beni soğuk, kibirli, ukala falan bulduysanız sizi sevmemişimdir. Sevdiğime kedi gibi olurum ben. _Yeterince dürüstsen, fazlasıyla
Madame Bovary’nin son sayfalarını yirmi kere tekrar tekrar okudum; sonunda paragrafları tüm olarak ezberlemiştim, ama zavallı dul adamın davranışını pek anlayamamıştım. Mektuplar bulmuştu o; sakal bırakmasının nedeni bu muydu acaba? Rodolphe’a kötü kötü bakıyordu; demek hınç duyuyordu ona; ama ne yüzünden — ona niçin, “Size kızmıyorum,” diyordu? Rodolphe onu niçin “komik ve biraz da adi” buluyordu? Ve nihayet, Charles Bovary, üzüntüden mi, hastalıktan mı ölüyordu? Her şey bittiğine göre doktor onun içini niçin açıyordu? Bu dik kafalı ve sonu gelmez dirençten zevk alır hale gelmiştim; şaşkın ve bitkin halde, anlamadan anlamanın ikircikli tadını çıkarıyordum.
Sayfa 50 - Can Yayınları
Reklam
_Her seçiş bir vazgeçiştir. _Sonunda kendim olabilmek için, değişiyorum. _Ezilenler arasında din adamı yoktur. Din adamları, ezen sınıfların asalaklarıdır. _Oy verdiğiniz hükümet soykırım işlerken siz kurban değilseniz, o zaman kesinlikle işkencecisiniz. _Hepsi birden aynı şeyi düşünmeye neden bu kadar önem veriyorlar. _Düşünmek için zaman
Alıntılar
İyi ya da kötü duygusu doğal olarak içimizde olan bir şey midir, yoksa o ilahi varlığın oraya yerleştirdiği bir duygu mudur? • Bir ahlak kuralını izliyor muyuz? • Ahlaklı eylemlerimizin nedeni, böyle davranmanın çoğunlukla kendi çıkarımıza olması mıdır? • Etik davranış tamamen eylemlerimizin sonuçlarının doğasıyla mı ilgilidir? (Etik versus
Derin sularda yalnız bir mümin: Garaudy 1
Yıldız Ramazanoğlu son aylarda Roger Garaudy okumaları yapmakta idi. Okumalarının sonucunda Garaudy’nin Türkçedeki mütercimi Cemal Aydın ile uzun, dolu dolu bir söyleşi gerçekleştirdi. Garaudy üzerine yapılmış bu derinlikli ve ne yazık ki bir “ilk” olan önemli söyleşiyi sizlere sunuyoruz. Cemal Aydın, 1948 Isparta, Şarkikaraağaç doğumlu. İstanbul
Oysa var olmaya devam etmemiz için hiçbir ama hiçbir sebep yok
Sakıngan bir tavırla, "Çok neşelisiniz mösyö," diyor. "Düşünüyorum da," diyorum gülerek, "hepimiz şurada oturmuşuz, o değerli varoluşumuzu sürdürmek için yiyip içiyoruz. Oysa var olmaya devam etmemiz için hiçbir ama hiçbir sebep yok." Otodidakt ciddileşiyor, söylediklerimi anlamak için çaba harcıyor. Fazla sesli
Sayfa 165Kitabı okudu
29 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.