"Peygamberinizin o suçlu ve budala tümcesini, o bana ne kadar acı çektirmiş olan; "Düşünüyorum, o halde varım" tümcesini bana acı çektirmiş diyorum, çünkü düşündüğüm sürece kendi varlığımdan kuşku duydum keyfimce ve senin uzaktaki öfkene karşın değiştiriyorum ve şöyle diyorum: "Görülüyorum, şu halde varım." Yaşamamın koyu kıvamlı akışından sorumlu değilim: Beni gören yaratıyor beni; ben, onun beni gördüğü kalıbımla varım, beni nasıl görüyorsa öyleyim. Gecelere özgü ve ölümsüz yüzümü geceye çeviriyor, bir başkaldırma, bir isyan halinde dimdik duruyorum karşısında, Tanrı'ya, "İşte, buradayım!" Diyorum. Buradayım, senin beni gördüğün gibi, ben, olduğum gibi! Kim olabilirim? Sen beni tanıyorsun, ben kendimi tanımıyorum. Kendime katlanmaktan öte ne yapabilirim? Ve sen, bakışı sonsuzluğa dek benden gizlenen, sen bana katlanacaksın. Mathieu, ne haz ve ne işkence! Sonunda kendim olabilmek için değişiyorum. Benden nefret ediyorlar, beni hor görüyorlar, bana katlanıyorlar, bir varlık, bir varoluş, sonsuzluğa dek ben olmam için yardım ediyor bana. Ben sonsuzum ve sonsuzluğa dek suçluyum. Ama benim Mathieu, benim! Tanrı'nın ve insanların karşısında, benim! Ecce homo. (İşte insan!)"